"Basardım! İstanbula geri döndük ve herşey yolunda. Kerem ölü toprağını henüz üstünden atamasada onu anlıyorum. Hatta onu en iyi ben anlıyorum.. Kaybetmenin acısını çok iyi biliyorum. Hiçbir şeye şikayet etme hakkımız yok elbette. Başımıza gelen her kötü olayda birşeyler öğreniyoruz. O kaza olmasaydı belkide Keremi tanımayacaktım. Yada Gerçek babamı bulamayacaktım. Her ne kadar Cihan babama kızgın olsamda benden şevkatini eksik etmediği için ona minnet borcum var elbette. Beni gerçek bir evlat gibi sevdi,ben biliyorum hissettim. Demet annem bana karşı fazla ilgili olmasa da onun hakkını da yiyemem. Bana çok güzel baktılar. Ben sadece beni neden kaçırdıklarını öğrenmek istiyordum. Fakat bunu asla öğrenemeyeceğim. Hayatımın en kötü dönemlerinde Kerem her zaman yanımda oldu. Kerem benim gerçeğimdi. Hani şu 'mutlu aşk yoktur.' Yalanı var ya. Heh! Buna tepki için vardı sanki. Kerem beni mutlu etmek için her saniye çabalar dururdu. Ama artık sıra bendeydi.. Keremi bu kabustan kurtarman şarttı. Onu eski haline çevirmeliydim,onun bana yaptıklarını ben ona yapacaktım. Simdilik bu kadar Sevgili günlüğüm :) durumu merak ediyorsan kısaca özetleyeyim. Kerem şuan da koltukta oturuyor ve Orhan babamla birlikte maç izliyor. Şimdi gidip onlara mısır patlatmalıyım.. Kerem benden Mısır istedi. Artık herşey güzel olacak hissediyorum. Ve Kerem dünden beri evlilikten bahsediyor. Sanırım bana evlenme teklifi edecek. Yani umarım! Onunla masallarda yaşamayı ne kadar isterim anlatamam. "
"Canım ne oldu bizim Mısırlar?"
"Bi'saniye hayatım."
"Sen napıyorsun orda?"
"Hi-iç."
"Tama- Ulan o gol yenilir mi be!""Bu arada Erkeklerin maç izlerkenki halini görmenizi tavsiye etmiyorum. Her neyse.. Kerem sabırsızlandı. Artık mısır patlatmaya gitmem gerek."
Zeynep defteri arkasında ki kütüphanenin çekmecesind koyduktan sonra mutfağa geçip mısır patlatmaya başlamıştı. Bir kaç dakika sonra Orhan girdi mutfağa.
"Birşey mi istedin baba?"
"Hayır,ben gidiyorum da.."
"Nereye?"
"E-Eve kızım."
"Mısır patlatcaktım."
"Yok ben sabah erkenden balığa çıkcam."
"Tamam.. Baba sana birşey sormak istiyorum benim Annem va-"
"Senin bir annen yok. Öldü.." Zeynep yüzünü düşürürken Orhan Zeynepe sarıldı.
"Sonra görüşürüz."
"Tamam." Orhan evden çıktıktan sonra Zeynep mısırların başına geçti tekrardan iki kaseyi doldurduktan sonra salona götürdü. "Teşekkür ederim hayatım."
"Rica ederim canım." Zeynep tekrardan mutfağa gittiğinde bu sefer Kola ile döndü ve bir bardağı Kereme uzatıp Karşı koltuğa yayıldı.
"Hazır mısırımız ve kolamız varken Film mi izlesek."
"Yok ya benim film izleyesim yok." Zeynepin suratı düştüğünde Kerem kendini kötü hissetti.
"Bak Zeynep,seni asla üzmek istemem. Ama artık böyleyim ben Biraz güvensiz,biraz hissiz,biraz kimsesiz.. Ama çokca sessiz,tepkisiz ve çok şeye karşı isteksiz." Zeynep oturduğu yerden kalkıp Keremin yanına gitti ve sorıldı Kereme. Başını Keremin boyun girintisine sokarken Kerem saçına minik bir öpücük kondurmuştu.
"Senin beni iyileştirdiğin gibi bende seni iyileştireceğim. Ama şunu unutma; sen kimsesiz değilsin. " Kerem gülümseyip Zeynepin boyun girintisinden kurtulmasını sağladı ve minik bir öpücük kondurdu dudağına.
"Bizden iyi bir resim olur."
"N-ne?!"
"Diyorum ki birde çocuk olsa.."
"Of Kerem. Evlenmeden olmaz!" Dedi zeynep büyük bir kahkaha eşliğinde.
"O zaman bizde evleniriz." Zeynep şaşkınlıkla Kereme bakarken Evlenme teklifi edip etmediğini sorguladı.
"Bu-bu evlenme teklifi mi?! Oh be sonunda. Evlilik diyip duruyordun ama icraat yoktu. Neyse ki o gün geldi! Heyt be. Tamam,yani olur. Yani evet.!"
"Zeynep bir sakin olur musun? Bu bir evlenme teklifi değildi." Zeynepin suratı düşerken Kerem içten içe sırıtıyordu.
"Ne? Nasıl ya?!"
"Değildi iste."
"Of ya! Bekleyemem ben o kadar. Ya seni beklersek ohooo! Kerem... Evlen benimle!" Kerem kocaman bir kahkaha attığında Zeynep kaşlarını çatmıştı.
"Hayır." Dedi Kerem ciddileşirken.
"Ne?" Dedi zeynep çenesi titremeye başlamıştı.
"Hayır Zeynep. Seninle evlenemem." Dedi tekrardan Zeynepin gözünden yaşlar akarken Kereme bir kaç yumruk sallamıştı. Kerem bir yandan acı ile kıvranırken bir yandan kahkaha atıyordu.
"Ya Ze-Zeynep bir dur."
"Beyinsiz kasyığını!"
"Ya Zeynep Şa-şaka yaptım."
"Şaka mı?" Dedi Zeynep yavaşca geri çekilirken.
"Tabi şaka. Yoksa sen benim bitanemsin."
"Ya aptal! Nasıl korktum biliyor musun?" Kerem Zeynepi göğsüne bastırırken Bir yandan da kahkahasına devam ediyordu.
"Kıyamam."
"Ya gülmesene.." dedi Zeynep şiddetle geri çekilirken sonra Uzun zamandır Keremi ilk kez gülerken gördüğünü anımsadı.
"Ya da gül." Dedi sonra. "Özlemişim hayat veren gülüşünü" Keremin bakışları anlamlaşırken Kahkaha atan suratı şimdi sadece sırıtıyordu.
"Nasıl beceriyorsun bunu bilmiyorum ama sen bana iyi geliyorsun." Kerem,Zeynepi tekrardan göğsüne bastırdığında Zeynep başını kaldırmadan konuşmaya başladı.
"O şakaydıysa Sen benim teklifimi kabul mu ettin?" Dedi hafif sırıtırken.
"Hayır zeynep."
"Ya Kereeem!"
"Zeynep ben ciddiyim. Bu işi bir erkeğin halletmesi gerek."
"Nasıl yani?"
"Evlenme teklifini benim yapmam lazım."
"Tamam.. Bekliyorum."
"Şimdi olmaz Zeynep,benim istediğim zaman ve istediğim yerde."
"Ya olsun."
"Mızmızlanma.."
"Of!" Zeynep dudaklarını büzerken Kerem planlar kurmaya başlamıştı bile.
*
"Saygı değer günlüğüm Keremin bana ; 'Sana istediğim yerde ve lstediğim zamanda evlenme teklifi edeceğim.' Diyeli tam 9 gün oldu. Tükendim.. Meraklıyım ve birazda korkuyorum. Sanırım Kerem vaz geçti. Bunca zamandır hep kolladım ama bir belirti yoktu. Kücük süprizler yaptı bana ve her seferinde evlenme teklifi edecek sanıp 'Evet!' Diye çığlık attım. Ve çokca utandım. Her neyse.. Ben artık ondan bir Evlenme teklifi beklemeyeceğim. Tutacağım kolundan ve Evlenme Dairesine! Yettu gari!"
Zeynep içinde ki taşkın denizi saçmalayarak dindiriyordu. Günlüğünü komidinin çekmecesine koyduktan sonra Yanında yatan Kereme iyice sokuldu. Kerem Zeynepe sarıldıktan sonra gözlerini hafifce araladı.
"Günaydın!"
"Günaydın." Dedi Kerem ve Zeynepin dudaklarına yapıştı.
"Ya kereem! Ama yani sende her fırsatta.."
"Ne var kızım müstakbel Sevgilim değil misin?"
"Sus kerem sus!" Zeynep hızla yataktan çıktıktan sonra Kerem kocaman gülümsemesi ile Zeynepin peşinden gitti.
"Kahvaltıyı hazırlıyorum hemen."
"Hayır bugün benim eve gidiyoruz." "Niye ki?"
"Evdeki bazı eşyaları değiştireceğim. Bana yardım edersin umarım.."
"A-aa şuna bak. Kas hayvanı olan sensin be!"
"Canım zaten ben Zevkinden bahsediyorum."
"Kerem sen iyice sapıklaştın!"
"Ya öyle değil. Eşya alırken.."
"Heeeaa! Tamam olur."
"Güzel,hazırlan o zaman. Villaya gidiyoruz."
"Hea? Bende alt kat için sanmıştım,neyse sorry!"
"Zeynep başladın yine saçmalamaya üstünü değistirir misin?"
"Tamam!" Zeynep hızla odaya girdikten sonra Keremde Zeynepte hazırlanmışlardı.
Kerem yatak odasının kapısına gelmiş Zeynepin hazırlanmasını bekliyordu.
"Zeynep hadi!"
"Ya tamam." Zeynep bir kaç dakika sonra Çıktığında Kerem büyülü gözlerle baktı Zeynepe. "Hazırım! Hadi gidelim."
"Ta-tamam."
*
Zeyneple Kerem yorucu bir Alışveriş den sonra Kendilerini eve atmışlardı. Zeynep etrafa bir kez daha bakıp başını onaylar derecede salladı.
"Güzel oldu."
"Bence de." Dedi Kerem. Ve kuruldu yeni koltuğa.
"A-aa!" Dedi zeynep kaşlarını çatarken. "Çok geç oldu zaten. Gidelim eve."
"Niye? Burası ev degil mi?"
"Kerem uykum geldi benim. "
"Tamam yatarız burda."
"Ama-"
"İtarez etme işte. Gideriz yarın."
"Ama Kerem burası istanbul dışında bir kasaba!"
"E-biliyorum. "
"Tamam peki. Nerde yatcaz?"
"Alt katta odam var,orda." Zeynep hicbir sey demeden alt kata indi. Uzerindekilere göz gezdirdikten sonra onlarla uyuyamayacagını anlayıp dolapları karıstırmaya baslamıstı. Dolapları actıkca pantalon,gomlek ve smokinler karsılıyordu Zeynepi. Sonunda aradığı dolabı bulmuştu. Keremin geceliklerinden birini giymişti. Ama bu zeynepe katça büyük gelmişti. Aynada kendine bakarken arkadan 32 diş sırıtan Keremi gördü ve ona doğru döndü.
"Bu halin ne?" Dedi Kerem gülmeye devam ederken. Zeynep büyük gelen kollarını iki yana savururken dudağını büzdü. Kerem Zeynepin bu halini oldukça sevimli bulmuştu ve onu gülümsetmişti. Kocaman sarıldı Zeynepe. Zeynep , Keremin sebepsizce sarılışına anlam veremezken kendini Keremin huzurlu kollarına bırakmıştı.
"Uykum var sevgilim." Dedi zeynep bir süre sonra.
"Benimde." Dedi kerem Zeynepin başına minik bir öpücük kondururken. Zeynep ayaklarını süre süre yatağa gecerken Kerem tuvalete girmişti. Çıktığında ise Zeynep çoktan uyumuştu. Kerem usulca kıvrıldı yanına. Yarın erken kalkacaktı ve oldukça önemli bir işi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Ask
Romantizm'Mutluluk nasıl bi'şey?' * Bir aldatılış sonrası Karşılaşan kalpleri kırık iki insanın hikayesi.. Hikaye danısmanı ve kapak tasarımı ; Tutku * OYUNCULAR; -Zeynep- Hande Doğandemir -Kerem- Kerem Bürsin -Bora- Can Sipahi -Barış- İsmail E. Sasmaz -Meli...