Zafer Zeynep'in!

489 19 1
                                    

3 Ay Sonra

" Yazmayalı ne çok oldu. Yazacak çok iyi bir şey yok aslında. Keremde yok zaten.. Keremsizlik zor. Keremsizliğe alışmak zor. Sonra herşeye alışmak zorunda kalıyorsun. Eskisi gibi , en başından yada sanki hiç yaşanmamış gibi ama yaşanılmış onca acı birikintisiyle devam ediyorsun. Zorundaymışcasına yenik,bitkin. O yokken nasılsan yine öyle işte. Sanki milyonlarca insan kaybı yaşıyor ve buna tanıklık ediyor yüreğin. Herkez birden yok oluyor onun gidişiyle. Sanki tüm şehirler,tüm dünya onun üzerine kurulmuş ve her yolun sonu ona varıyormuş gibi. Tüm benliğini adadığın,geleceğinin hayallerini kurduğun insanın hiç gelmeyeceğini bilmek ne berbat bir duygu. Çaresiz kalmak, çare O'yken. Çok saçma değil mi? Sen hiç beklemediğin, ummadığın bir anda çıka gel, hayatının içine sıç. Sonra hiçbirşey olmamış gibi git. Olacak şey değil ama olur hep. Geriye koca bir pişmanlık kalır. Sevmek mi pişman eder,sevilen mi anlayamazsın. Ikiside çaresizliğindir sadece. Varla yok arası birşey ve zaten,hep yoktur O. Kerem'in benden gittiği an,bende gittim bu bedenden. Ne zaman dönersin bilmiyorum ama dön. Senin için atan kalpleri düşün ve dön. Yeniden başlaya biliriz. Bunu yapabiliriz.. " Zeynep defterinin kapağını usulca kapattığında gözünden akan yaşı sildi. Keremi çok özlemişti. Kerem Melis'in ölümünden sonra ortalıktan kaybolmuştu. Zeynep her an bıkmadan usanmadan aradı Keremi. Ama Keremi bulamamıştı. Kalbinde ince bir sızı vardı,tüm bedenini kavuran. Zeynep derin bir iç çekişten sonra kapının tıklanmasıyla Kapıya yöneldi. Kapıyı usulca açtığında karşısında Yağmuru gördü.
"Yağmur? Gel gel,hosgeldin." Yağmur hafif telaşlı hafif mutlu bir tonda içeri girdi ve oturmadan Zeynepe bakmaya devam etti.
"Zeynep.."
"Noldu? Sen iyi misin?"
"Ben iyiyim... Ben Keremin nerede olduğunu öğrendim!"
"Ne?!" Zeynep'in yüzünde ki gülümseme büyürken Yağmur devam etti.
"Büyük adadaymış."
"Kerem burdamıymış? İstanbuldamıymış?"
"Evet." Zeynep hızla odasına giderken Yağmurda peşinden gidiyordu. Zeynep hızla küçük bir çanta çıkarıp birkaç kıyafet doldurdu içine.
"Gidiyoruz."
"Nereye?"
"Kereme."
"Bende mi?"
"Evet,hadi ara Can'ı."
"Canda mı gelecek?"
"Of Yagmur! Soru sorup durmasana. Bizi o götürecek.! Hadi arada gelsin."
"Tamam,tamam." Yağmur hızla iceri koyduğu çantasından Telefonunu çıkarıp canı aradı.
*
"Niye çağırdınız beni bu saat'te?"
"Bizi kereme götüreceksin?" Dedi Zeynep.
"Ne? Ben Kerem'in nerede olduğunu bilmiyorum ki!"
"Sallama Can! Biliyorsun ve bizde biliyoruz. Bizi hemen oraya götürüyorsun.!" Diye çıkıştı Yağmur.
"Ta-tamam sevgilim sen nasıl istersen." Zeynep çantasını bagaja koyarken Yağmur Can'ın telefonunu alıyordu. Zeynep arka koltuğa geçtiğinde Yağmurda ön koltuğa kuruldu. Ve Zeynepin yüzündeki gülümseme Yağmur ve Canın da gülümsemesini sağlanmıştı.
"E-hadi!" Dedi zeynep ona baktıklarını fark ettiklerinde. Kimseden çıt çıkmayan bir yolculuğun ortalarında Zeynepin uykusu gelmeye başlamıştı. Çantasından çıkardığı telefonundan bir şarkı açtıktan sonra kafasını Cama yasladı. Daha sonra kitabını çıkardı ve yazmaya başladı.

" Ne yapacağımı bilmiyorum. Nasıl yapacağımı da. Kafamda bir ses sürekli bir şeylerin değişmesi gerektiği hakkında bana söylenip duruyor. Durduramıyorum.. Söylenmesini durduramıyorum. Onu dinlemek istemiyorum.. Evet bir şeyler değişmeli ama ben bu satırları yazarak kafamı meşgul ederken nasıl birşeyler değişebilir ki? Anlayamıyorum. İnsanları anlayamıyorum. Etrafımda gelişen olaylara anlam veremiyorum. Bu tıpkı gözleri 2.75 derece olan birisinin etrafındakileri net görüp anlamdırabilmesi için görmesine yarayacak olan aletlerinin olmaması gibi. Ne saçmalıyorum ben? Ne diyordum ? Hatırlamıyorum. Tek hatırladığım ve bildiğim hayatında bir şeylerin değişmesini istiyorsan eğer,her şeyi düzeltmeye en baştan başlamalısın."

Zeynep defterini çantasına koyarken Can ile Yağmura bakıp gözlerini yummuştu.

*
"Zeynep geldik!" Zeynep gözlerini Yağmurun cırtlak sesi ile aralamıştı. Yaklaşık 4 saattir yoldalardı. Bu istanbulun bir ucundan bir ucuna gitmek gibiydi. Zeynep etrafına bakındığında Havanın aydınlanmaya başladığını gördü. Denize vuran güneşin gölgesine hayranlıkla bakarken çantasını alıyordu.
"Burada mı kalıyor?" Diye sordu az ilerdeki evi gösterirken. Başıyla onayladı Can.
"Evet,burada kalıyor." Zeynep minik bir gülümsemeden sonra Keremi ne kadar çok özlediğini anımsadı.
"Çıkmasını bekleyelim. Uyuyordur şimdi."
"Sen nasıl istersen." Dedi Can Zeynepe bakıp.
"Şurda bir cafe var. Orada bekliyebiliriz.. hem kahvaltımızıda yaparız." Dedi yağmur. Bir kac metre ötelerinde ki renkli Cafeyi gösterirken. Zeynep başıyla onayladıktan sonra Cafeye doğru ilerlemeye başladı. Ve oturdu bir masaya. Daha yeni yeni açıldığından kimse yoktu ve garson uykulu gözlerle yaklaştı.
"Buyrun ne alırdınız?"
"Kahvaltı menüsünden getir birşeyler kardeşim." Dedi can
"Peki.. " dedi garson ise ve uzaklaşıp tezgahın arka tarafına gecti. Zeynep gözünü Keremin evinden ayırmazken telefonu çalmıştı.

Yeniden AskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin