Şişik gözlerini yüzüne yansıyan güneş ışığı yüzünden aralamıştı Zeynep. Doğruldu ve bir süre oturduğu yataktan sonunda kalkmıştı ayaklarını süre süre banyoya girmişti ve aynanın karşısına geçti. Bir süre yorgun ve güçsüz yüzüne baktı. Neydi bu lanet his..
"Lanet olsun!" Dedi ve suyu açıp yüzüne su çarptı. Yüzünden sıyrılan su damlaları üstüne akarken yandaki havluyu alıp hızlıca yüzünü sildi. Aynada bir kez daha baktı yüzüne ve çıktı oradan. Aşağı inip kahve suyunu koyduktan sonra kendini koltuğa bıraktı ve Kıvanç'ı düşünmeye başladı. Kıvanç Zeynepin biricik aşkıydı. Onu öyle seviyordu ki Onu aldatacağı aklının ucundan geçmemişti. Mutluydular , birbirlerini deli gibi seviyorlardı. Yada o öyle sanmıştı.. düşüncelerini keytılın sesi böldü. Doğrulup ayağa kalktıktan sonra kahvesini hazırladı ve camın önüne geçti.
"Newyork'muş! Lanet olası yer." Kahvesinden bir kaç yudum aldıktan sonra telefonun cebinde titrediğini fark etti ve telefonu cebinden çıkarıp ekranına baktı.
Biriciğim..
"Alo yağmur? Günaydın biriciğim."
"Günaydın canım. Ne zaman biniyorsun?"
"3 saat sonra."
"Harika sonunda kavuşuyoruz."
"Evet öyle.. Ben hazırlansam iyi olacak. Akşam görüşürüz.."
"Görüşürüz canım sabırsızlıkla bekliyorum."
"Bende."
Telefonu kapattıktan sonra derin bir nefes aldı Zeynep ve kalan kahvesinide içti. Yukarı çıkıp valizine bir kaç bişeyler tıkıştırdıktan sonra şisen gözlerine aynada bir makyaj uyguladı. Normalde makyaj yapmayı sevmezdi. Ama bu kadar berbat görünmek istemiyordu. Saçlarını salıp karıştırdıktan sonra üstünü giyindi ve eşyaları topladıktan sonra üstlerini çarşafla örttü ve eve bir göz attıktan hemen sonra kapıyı yavaşca çekti ve kilitledi. Yepyeni bir hayata adım atmıştı artık. Başına geleceklerden habersizce.
*
Havalanına geldiğinde bavulunu çeke çeke ilerlemeye başladı. Havaalanın kapısından çıktıktan sonra taksiye atlamıştı. Taksinin camından aşağı yavaşca süzülen damlaları izliyordu. Geldiğini fark ettiği anda hafifce gülümsedi ve parayı şöföre uzattı ve aşağıya indikten sonra bagajdan bavlunu aldı. Yavaş adımlarla evin kapısına yaklaştığında Cihan ve Demet kapıdan dışarı fırlayıp Zeynepe sarıldılar. Zeynep o sırada daha fazla tutamadığı göz yaşlarını dökmeye başladı.
"Kızım?" Dedi Cihan canı kadar sevdiği Zeynepe bakarken. "Ağlama lütfen." Zeynep gülümsedi , babasının şevkatini özlemişti çünkü.
"Tamam hadi,yorgunsun sen. "
"Öyleyim gerçektende."
Eve girdiklerinde Zeynepin 'pati' si minik golden,bu sefer koca bir yumak halinde Zeynepin üstüne atlamıştı.
"Pati.! Kocaman olmuşsun." Zeynep çok özlemişti Pati'yi herşeyini onunla paylaşırdı Zeynep. Ailesi ile biraz hasret giderdikten sonra yukarı çıktı ve yatağa attı kendini. Yagmur bir suru mesaj atmıstı. Ona bir 'özür' mesajı çektikten sonra yanına usul usul gelen Pati'nin kafasını karıştırıp öptükten sonra ona sarıldı ve tüm yorgunluğunu Pati ile baraber uyuyarak atlattı.
*
Güzel bir kahvaltıdan sonra Yağmurun yanına uğramak için hazırlandı Zeynep. Babasını ve Annesini öptükten sonra garajdan Kırmızı mini cooper'ını çıkardı ve üstünü açtıktan sonra yola koyuldu. Kırmızı ışıkta durduğunda teyibi açmak için eğilmişti ki öne dogru savruldu. Doğrulup dikiz aynasından arkaya baktığında Aynı Kırmızılıkta bir Porşe'nin ona çarptığını anladı.
"Bi bu eksikti!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Ask
Romance'Mutluluk nasıl bi'şey?' * Bir aldatılış sonrası Karşılaşan kalpleri kırık iki insanın hikayesi.. Hikaye danısmanı ve kapak tasarımı ; Tutku * OYUNCULAR; -Zeynep- Hande Doğandemir -Kerem- Kerem Bürsin -Bora- Can Sipahi -Barış- İsmail E. Sasmaz -Meli...