Yeşilin Elli Tonu

853 34 5
                                    

Öncelikle sorry,sory ve binlerce kez sorry! Biliyorum yb çok geç geldi ama yazılılarım hala devam etmekte,yani aslında bitti ama kurtarma sınavlarım var. Herneyse ben aslında uzun yazmıştım bölümü ama sebebini bilmediğim bir nedenden dolayı yb silindi. Tekrardan yazdım ve sizi daha fazla bekletmemek adına yayınladım. Umarım beni affedersiniz.. Hikaye kısa oldu biliyorum. Ama uzun yazamıyorum.. Beni affedin nolur.

İyi okumalar..

**
Uzun bir yolculuktan sonra Kerem uyuyan zeynepi kucagına alıp eve girmisti. Ev oldukca buyuktu. Odaya gecip zeynepi yataga yatırdıktan sonra derin bir nefes aldı ve Zeynepin yüzüne düsen buklelerini kulağının arkasına sıkıştırdı. Kenarda duran battaniyeyi alıp Zeynepin üstüne örttükten sonra iceri gecip kendine bir kahve yaptı ve koltuga oturdu. Bir sure sonra dısardan gelen araba sesleri uzerine kapıya yöneldi.
"Abi?"
"Gel bora."
"Neler oluyor?"
"Bugün kücük caplı bir kriz daha gecirdi."
"Hadi ya,bünyesi çok zayıf umarım iyileştirebilirim."
"Umarım mı? İyileştireceksin.!"
"Tamam,abi sakin ol."
"Tamam kusura bakma,sinirlerim gerildi.. peki ne yapacagız?"
"İlk önce detokifasyon uygulayacağız"
"Nedir o?"
"Bir çesit arındırma yöntemi.. Ama tabiki tek başına ilaç tedavisi yeterli değil. Kendini tanımalı,uyusturıcunun ona nasıl zarar verecegini bilmeli ve tekrar kullanmaması icin ruhen tedavi süreçlerimizde olacak. Ayrıca tedavi için destekleyic olması şart. Her ne kadar bu şeyden kurtulmak ister ve çabalarsa o kadar iyi."
"Peki ne kadar sürüyor bu tedavi?"
"En az 6 ay ama tabi bu Zeynepin istegine baglı."
"Zeynep isteyerek baslamadı , bilmeden oldu ve 2 gunde 10 hap kullanmış. Bu kadar kolay mı bağımlı olmak."
"Dedim ya. Çok fazla ve zeynep bunlara dayanabilecek güclükte mi bilmiyorum.. bu yüzden onu motive eden seyler bulman lazım. Onu iyi hissettiren seyleri hep onun yanında tut ve destek ol. O zaman oda savaşacaktır."
"Pek-" Kerem ardı ardına gelen sorularından bir tanesinl daha sorarken icerden yüksek bir gürültü ve çığlık sesleri duyuldu. Kerem merdivenleri 3-4 basamak cıktıktan sonra hızla odaya girdi. Odaya girdiginde zeynep bir koseye pusmuş dizlerini cekip yuzunu saklamıştı. Yerlerde ise cam kırıkları ve daha bir sürü şey.
"Zeynep?" Zeynep korku içinde başını yavaşca kaldırdığında Keremi görmesiyle rahatladı.
"K-kerem o-orda!" Kerem zeynepin yanına gidip ona sarıldıgında ayaklarının kan icinde oldugunu gördü.
"Zeynep,sen camlara mı bastın?"
"K-erem bi-bisey vardı o-orda." Bora kafasını kapının arasından uzattığında Kerem nazikçe gitmesi gerektiğini anlatan hareketler yaptı.
"Hadi,ayağını yıkayalım" kerem zeynepi kucağına aldıktan sonra Banyoya götürüp klozete oturtturdu. Köseden bir tas alıp zeynepin ayaklarını yıkamaya basladıgında zeynep hıckırıklara boguluyordu. Kerem tası bir kenara bıraktıktan sonra zeynepe sıkıca sarıldı.
"Şishisssit! Ben burdayım,korkma. Ben burdayken sana kimse bir şey yapamaz." Dedi kerem zeynepi tekrar kucagına alırken. Zeynepi yataga yatırdıgında zeynep endiseliydi.
"Hadi bakalım,uyu birazcık." Kerem tam gidecekken Zeynep kolundan tuttu.
"Gitme." Dedi zeynep çenesi tirerken. "Korkuyorum,beni burda yanlız bırakma." Kerem koltugun köşesine oturduktan sonra zeynepin yanaklarını avuçladı.
"Ben hiç bir yere gitmiyorum,burdayım."
**
Kerem uyandığında Zeynepin yanında buldu kendini. Orada uyuyakalmıştı. Zeynep keremin göğsüne sokulmuş kerem ise zeynepin belini kavramış uyuyorlardı. Kerem kımıldamadı yerinden cünkü memnundu. Zeynepin saçına hafifçe bir öpücük kondurduğunda zeynepte uyanmıştı. Hemen doğruldu zeynep..
"Kerem?"
"Günaydın." Dedi kerem yatakta oturur bir vaziyete geçerken.
"Günaydın. Sen burda mı yattın?"
"Uyuya kalmışım. Nasıl hissediyorsun?"
"Aslında,çok daha iyiyim."
"Güzel,buna sevindim." Zeynep gülümsemişti ve yanakları al,al olmuştu. Utanmıştı çünkü. "Sana kahvaltı hazırlayayım."
"Ah,hayır."
"Zeynep.. iyileşmen için yemen lazım."
"Hayır, yani senin hazırlamanı istemiyorum. Tam tersine,ben sana hazırlamak istiyorum. Hem bu bi teşekkür olur ha?"
"Zeynep seni yormak istemem?"
"Hadi ama kerem, kim kahvaltı yaparken yorulur ki?" Kerem bir süre durup düşündükten sonra başını salladı.
"Peki güzelim. Sen nasıl istersen.." zeynep 32 diş gülümserken fırladı yataktan ve koridoru hızlı bir şekilde geçtikten sonra merdivenleri ikişer ikişer atlayarak mutfağa geçti. Birden karşısında Borayı görünce irkildi ve cırladı. Kerem bunu duyunca hızlı bir şekilde aşağıya indi.
"Merhaba" dedi Bora.
"Sen,sen kimsin?"
"Ben senin doktorun Bora."
"Ah,öyle mi? Beni korkuttunuz." Zeynep bir oh çekerken kerem hızla mutfağa yöneldi.
"Zeynep noldu?" Dedi telaşlı olan sesini bastırırken.
"Ah,Bora beyden korktum."
"Üzgünüm zeynep hanım,sizi korkutmak istemezdim."
"Herneyse,önemli değil." Dedi zeynep ve mutfağın içersine bir kaç adım daha attı. "Ben size kahvaltı hazırlayım o halde."
"Zeynep hanım,hiç zahmet etmeyin ben kahvaltıyı hazırladım."
"Öyle mi?"
"Evet,sizi harika hissettirecek olan bir kahvaltı bahcede bekliyor."
"Yanlız ben bir konuda rahatsızım."
"Lütfen söyleyin."
"Ya kusura bakmayın ama fazla resmi değil misiniz? Yani keremin arkadaşısınız ve kendinizi şuan o kadar çok kasıyorsunuz ki,insan geriliyor. Rahat olun lütfen,ayrıca bana Zeynep demeniz yeterli." Bora gülerken Keremde eşlik etmişti. Zeynep ağır adımlarla mutfağın kapısından bahçeye gecti.
"İste Zeynep böyledir." Dedi kerem gülmeye devam ederken. Ve elini Boranın omzuna attıktan sonra bahçeye çıkmışlardı. Zeynepe saskınca bakmaya devam ederken zeynep masadakileri hızlı bir sekilde yemege devam ediyordu.
"Gercekten iyi hissettirdi." Dedi zeynep Boraya bakıp gülümserken.
"Güzel." Dedi Bora. "Dünkünden çok daha iyisin." Gülümsedi zeynep.
"Havadandır." Dedi sonra. "Ya burası rüya gibi. Bura da sadece bizim olmamız çok tuhaf. Yani buranın keşfedilmemesi nir mucize. Ne bileyim binbir turist olması lazımdı." Dedi zeynep.
"Begendigine sevindim." Dedi kerem.
"Saka mı yapıyorsun? Burayı nasıl begenmem. " Kerem gülümsedikten sonra yemeğini yemeğe koyulmuştu ki Zeynepin ona sarılmasıyla birden irkildi.
"Tesekkur ederim." Dedi zeynep. "Benim icin onlarca sey yaptın ki." Bora Zeyneple Kereme baktıktan sonra gülümsedi. Onların bu halini çok tatlı bulmuştu.
"Hadi bakalım çiftte kumrular yemeği yiyel sonra yürüyüşe çıkacağız. " zeynep birden dogruldu.
"Çifte kumru mu?"
"Ah, evet. Bu kadar sevgi yumağı yeter. Kahvaltı zamanı.." dedi Bora alayla.
"Yanlız biz sevgili falan değiliz." Dedi zeynep. Keremin yüzü düşmüstü ve tabağına gömdü başını.
"Agg ben bilmiyordum." Dedi bora hala gülerken. Cünkü aralarında ki çekimi sezmişti. Birbirlerinden hoşlandıkları her haliyle belliydi.
**
"Zeynep spor sana o hapları unutturacak,inan bana." Dedi bora bir yandan koşmaya devam ederken.
"İyi,güzel de ben çok yoruldum. Yetişemiyorum size." Dedi zeynep arkalarından bağırırken.
"Hadi zeynep yetiş bize." Dedi kerem. Arkasına döndüğünde ise Zeynep yerde yatıyordu. Telaşla yanına koştu.
"Zeynep,zeynep!" Uyanması için hafif tokatlar atarken Zeynep birden gözlerini açtı.
"Ne vuruyorsun be kas hayvanı. Uyuyoruz şurda."
"Zeynep ödümü kopardın."
"Valla siz gidin,ben yoruldum." Dedi zeynep tekrardan olduğu yere yatarken.
"Ben kosmaya devam ediyorum. Kerem sende ikna et zeynepi." Dedi bora yerinde sayarken. Ve uzaklasmaya basladı onlardan.
"Gelmiyor musun simdi sen?" Dedi kerem zeynepe bakıp.
"Hayır gelmiyorum. Ya yoruldun diyorum."
"Öyle mi?"
"Öyle." Kerem hızlı bir şekilde Zeynepin yanına yatmıştı.
"Napıyorsun?" Dedi zeynep
"Senin yaptıgını." Dedi kerem alayla. Zeynep gülümsedikten sonra başını keremin başına dayadı.
"Çok sıcak." Dedi zeynep. Kerem bir süre Zeynepe baktıktan sonra kaldırdı zeynepi.
"Hadi kalk." Zeynep söylene söylene kalktığında Kerem zeynepin kolundan tutmuş sürüklüyordu.
"Ya nereye?!"
"Serinlemeye."
**
"Ya Kerem neden buraya geldik?"
"Sıcak demedin mi? Serinlersin işte."
"İyide deniz soğuktur."
"Gel bi bakalım." Zeynep keremin kolundan tutup çekiştirirken kızgın kum ayaklarını yakıyordu. Zeynep bir ceylan misali sekerken söyleniyordu.
"Sıcak,sıcak,sıcak." Kerem ise gülüyordu bu hallerine. Hızlı bie şekilde dalganın ıslattığı serin kuma geldi.
"Ohh."
"Hadi girelim."
"Sacmalama bu su cok soguk." Dedi zeynep irkilip geri cekilirken. Geri cekildiginde tekrar kızgın kumla karsılastı ve soylenmeye basladı.
"Ya bunun arası yok mu?" Kerem biraz durduktan sonra Zeynepi kucağına aldı.
"Ya kerem yine mi?" Dedi zeynep homurdanırken.
"Ya sen herşeye şikayet etmesen olmaz demi?"
"Yani.."
"Eve gidelim mi?"
"Çok iyi olur." Dedi zeynep. Gözlerini devirirken.
"Sen benim başımın belası olmaya başladın ama.. tatlı bela."
"Ah bayım ayaklarımı yerden kesiyorsunuz." Dedi zeynep eski türk filmlerinde ki kadını taklit ederken. Daha sonra kahkaha atıp başını keremin göğsüne gömmüştü.
"Uyusam ya burda böyle." Dedi zeynep iç sesinin dışa vurmasıyla.
"Hı?" Dedi kerem. Duymuştu ama duymamazlıktan geliyordu.
"Hi-iç." Dedi zeynep kızrmaya başladığını adı gibi biliyordu.
**
Kerem ve zeynep eve geldiklerinde hava hafif kararmıştı. Kerem zeynepi yere indirdiğinde Zeynep gülümsedi ve üstünü toparladı.
"Sadece kızgın kumu atlatıncaya kadar taşısan yeterdi aslında." Dedi zeynep gülümserken. Kerem bir şey demeden kapıyı açtı.
"Buyrunuz matmazel."
"Sensin o." Dedi zeynep bir çocuk edasıyla ve salına salına girdi içeri. Kerem gülümsedi ve takip etti. İceri girdiklerinde Bora yemeği hazırlamış masaya diziyordu.
"Sen şaka mı yapıyorsun!" Dedi zeynep şaşkınlıkla.
"Hangi konuda?" Dedi bora.
"Kendimden utanmaya başladım.. yemek yapmayıda mı biliyorsun?!"
"E-e yani insanın babası aşçı olunca." Dedi kerem kollarını birmestirmiş bir sekilde gülümserken.
"Hadi gençler oturunda yemeğimizi yiyelim." Dedi Bora.
"Ah,siz yiyin benim canım istemiyor."
"Zeynep!" Dedi bora birden. "Buda bir tedavi.. ya hersey harika giderken.."
"Bora tamam. Benim iştahsızlığım uyuştırucudan değil tamam mı?"
"Peki,o zaman sen çalışma odasına çık ben birazdan geliyorum."
"Ne?!"
"Tedaviye başlayacağız." Zeynep gözlerini devirdikten sonra Kerem ile Bora yemeklerini yemişlerdi. Bora yemeğini yedikten sonra Zeynepin yanına gitti. Kerem meraklı bir şekilde bir süre bekledikten sonra Bora sonunda gelmişti.
"Ne oldu?" Dedi kerem hızla. Bora keremin karşısına oturduktan sonra gülümsedi
"Zeynep bu şeyi isteyerek almadığından tedaviye çok çabuk yanıt verebiliyor. Ama bu normal bir bağımlı gibi yoksunluk geçirmesini engellemez. Her an bir titreme,hayaller görme ile karşılaşabiliriz. Ama tedaviye yanıt verdiğinden durumu gayet iyiye gidlyor. Uyusturucuyu zaten tanıyor. Onu almaması gerektigini biliyor.. Tek yapmamız gereken kanında ki uyuşturucuyu temizlemek. Uyuşturucuyu o istemese de bedeni ister."
"Napacaz şimdi?"
"Hastaneye gitmemiz şart.!"
"Ne hayır olmaz! Zeynep istemediği sürece olmaz." Zeynep dinlediği o köşede keremin bu çıkışına gülümsemişti. Birden başının döndüğünü hissetti ve merdivenleri yavaş yavaş cıktıktan sonra odaya girdi ve yattı.
"Kerem olmaz,gitmesi şart!"
"Zeynep nerde şimdi?"
"Bilmiyorum,dinlenecekti sanırım." Kerem hızlı bir şekilde merdivenleri çıktıktan sonra odaya girdi. Zeynep gözlerini hafifce açtığında yanına oturdu.
"Zeynep iyi misin?" Dedi kerem alnına dokunurken.
"Yorgunum biraz." Dedi zeynep doğrulup yatakta otururken. O anda Keremin gözlerin de tutuklu kalmıştı Zeynep. Gözlerinde ki o ifadeyi,o tonu anlamaya çalıştı. Neydi o ton? Endişe mi?, sevgi mi? Yoksa acımamı? Anlaması oldukça güctü. Yeşilin elli tonu vardı resmen. Kerem bir süre sonra bozdu bu sessizliği.
"Zeynep.. kanında ki uyuşturucunun arıtılması gerekiyormuş. Ve bunun içinde hastaneye gitmen gerekiyormuş."
"Kerem.."
"Zeynep. Ben senin istemediğin hiç bir şeyi yapmam." Dedi kerem zeynepin sözünü keserken. İşte o anda anlamıştı zeynep keremin ifadesini. Birden sarıldı kereme. Kerem ilk başta neye uğradığını şaşırmıştı ama daha sonra kavradı Zeynepin belini.
"Özür dilerim." Dedi zeynep kulağına fısıldarken. Kerem şaşkınca geri çekildi.
"Neden?" Dedi sonra.
"Bilmem. Sen benim için bunca şey yaparken,ben senin için hiçbir şey yapmıyorum."
"Sen benim için çok şey yapıyorsun zeynep."
"Hayır kerem,yaptığım tek şey başına bela olmak."
"Saçmalama. Sen olmasaydın ben hayata berbat bir şekilde bakmaya devam ederdim."
"Bunu sen başardın ben değil."
"Hayır zeynep. Bunu sen olmadan başaramazdım. Sen geldin ve tüm hayatımı değiştirdin. Bana yaşamak için bir sebep verdin." Zeynep bir şey diyemedi ve eydi başını. Kerem zeynepin çenesiden hafifce tutup kaldırdıktan sonra gözlerinin içine odaklandı.
"Sen olmasaydın sevemezdim tekrardan."

Yeniden AskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin