5. Bölüm

58.5K 2.6K 403
                                    

Kapının tıklanmasıyla içeriye dalan Ömür hanım ve hemen arkasında Barış bey girince üzerime bir rahatlama gelmişti.

Onların yanında fazla tedirgin oluyordum. Hemde fazlasıyla.

Ömür hanım hemen baş ucuma gelip bir elini yanağıma diğer eli ile de açıkta kalan anlımı seviyordu.

"Çok özür dilerim. Ben sana zarar vermek istememiştim." Gözünden akan iki damla yaş benim yüzüme düşünce küçük bir tebessüm ettim.

Birisi benim için ağlıyordu. İlk defa birisi beni önemsiyordu. Benim canım yandığı için onunda canı yanmıştı.

"Önemli değil. Acımıyor zaten. Hissetmiyorum."

Aniden bana sarılmasıyla kaskatı kesildim.
Hayatım boyunca kimse bana sarılmamıştı.
Birisinin benim için üzülmesinden bin kat daha güzel bir duyguydu bu. Ama ben Onun sarılmasına karşılık veremedim. Yapamadım. Olmadı. Ellerimi ne kadar kaldırmak istesemde sanki hayali bir elle tutulmuşlardı.

Ama Ömür hanım onun sarılmasına karşılık vermediğim için asla yüzünü asmamıştı. Aksine daha çok sıkı sarılmıştı bana.

Geri çekildiğinde yaşlı gözlerinin altındaki dudakları mutlulukla yukarı doğru kıvrılmıştı.

Neden gülüyordu ki şimdi?

"Sen çok farklısın."demişti yüzüme bakarken. Sonra aniden yüzü düşmüştü. Çok kötü olmuştu.

"Ömrüm. Ömrüm bana bak! Ömrüm!"

Bedenim sarsılırken abimin tekmeleyerek vurduğu yerler çok acıyordu. Birisinin kolumdan sıkıp daha çok sarsmasıyla yüzümü daha çok buruşturarak acıyla gözlerimi kapatmıştım. 

^^^^

"Ne oldu birden bire?"

"Bi-bilmiyorum. Gözlerimin önünde titremeye başladı bir anda. Sonra yüzünü buruşturarak gözlerini kapattı."

İnsan sesleri geliyordu kulağıma, ama ben ayıldığım halde gözlerimi açamamıştım. Sanki göz kapaklarım birbirine yapışmıştı.

"Açlıktan ve uykusuzluktan bayılmış." Odadan içeriye giren bir ses söyledi bunu.

Açlıktan ve uykusuzluktan mı bayılmıştım?

Sonunda göz kapaklarım birbirinden ayrıldığında gözlerim yavaşça aralandı. Etrafı bulanık görüyordum. Biraz beklemeden sonra gözüm normal haline dönerken birinin baş ucuma geldiğini hissettim.

"İyi misin?"

Sesin kimden geldiğine bakmak için gözlerimi biraz daha açıp kafamı yukarı kaldırdım. Alp'tı.

Kafamı salladım.

"En son ne zaman bir şeyler yedin?"

Ne zaman mı bir şeyler yedim?
Tahminen dün öğlen saatlerinin sonlarında yemiştim.

"Öğlen gibi."dedim halsiz sesimle.

"Tam olarak saat kaçta?"

"16:00 gibi."

"Ne!"

Başka birisinden gelen sesle o tarafa çevirdim bakışlarımı. Ömür hanımdı.

"Sen neden bu saate kadar hiç bir şey yemedin?!"dedi yüzüme sinirle bakıp yanıma adımlayarak.

"Anne tamam, sakin ol. Akay! Annemi odadan çıkar!"diye dışarıya bağırdı Alp.

İçeriye giren Akay bana ters bir bakış atıp sonra annesine döndü.

GERÇEK AİLEM Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin