33. Bölüm

14.8K 568 148
                                    

Kitabımı okuyarak nasıl biri olduğuma karar vermeyin lütfen.

Bazı yorumlarınızda görüyorum hiç hoş değil bu davranışınız.

^^^^

Art arda ateş edilen silah sesleri, artık zonklamaya başlayan kulaklarım, sızlayan dizlerim ve cayır cayır yanan ağzım, beni, katlanılmaz bir raddeye getiriyordu.

"Ömrüm, Ceren! İyi misiniz!? Kim lan bu şimdi gece gece silah sıkıyor!?"

Şöför Berk'in sesi çıldıracakmış gibi çıkarken mutfak kapısında Ceren belirmişti.

"Aşkım! Nasıl düştün sen!?"

Ceren'in sesi bu aralar çok mu ciyak çıkıyordu? Yoksa bana mı öyle geliyor?

"Halıya takılarak."dedim sakinliğimi korumaya çalışarak.

Şu an ona çok sinirliydim.
Yaşadığım acıları unutmamı sağlayan tek kaynağımı acımasızda lavabonun içine dökmüştü resmen!

"Gel, kalk."diyerek bana doğru hızla adımladı ve önümde eğilerek kalkmama yardımcı oldu.

Ayağa kalkıp dengemi sağlamayı başardığımda kolumu ondan kurtarıp kaşlarım çatık bir şekilde duvarı boydan kaplayan cama doğru ilerledim.

"Hey hey! Oraya yaklaşma gel buraya! Berk gelecek şimdi."demesine kalmadan ben çoktan cama ulaşmış aşağıya bakmıştım.

Bir kaç adam ellerinde silahlarla havaya rastgele ateş açıyorlardı görebildiğim kadarıyla.

Yanlışta görüyor olabilirdim çünkü bu yükseklikten baktığımda hiçbir şeyden emin olamıyordum.

Aniden kolumdan tutulup çekilmemle dengemi zor toparlamıştım.

Hayvan gibi çekecek ne vardı!
Güzellikle söylese çekilirdim zaten!

"Ne çekiyorsun be!?"diye bağırdım arkamdaki Ceren'e.

"Odana geç Ömrüm. Çık diyene kadar çıkma. Farkındaysan dışarıda silah sıkılıyor. Ve senin tedbirini her ne olursa olsun önceden almalıyım."

Kolumdan tutmaya devam ederken beni odama doğru sürüklemeye başladı.

"Bırak kolumu turşularımın katili, bırak!"

"Sus ve yürü lütfen."

"Bıraksana beni!"

"Abartma Ömrüm. Öldürmeyeceğim seni."

^^^^

Gözlerimi devirdim.

Yaptıkları tam bir saçmalıktı!
Saçmalık!

Birisi askere gidiyor diye illa silah sıkılması gerekmiyordu!
Bu yaptıkları birinin hayatına mâl olabilirdi!

"O kaşlarını derhal düzelt yoksa ben düzelmesini çok iyi bilirim!"diye gürleyen Berk şöför'ü umursamadım.

Hâlâ o yaptıkları sorumsuzluğu sorguluyordum arka planda çalan alakasız müzikle. İlk önce silah sıkmışlardı, şimdi ise tüm apartmanları inletecek derecede bir müzik çalıyordular.

Aşk şarkısıyla neden birini askere göndermek isterler ki?
Garip...

"Başım ağrıyor."

Ceren'in elini anlına yaslayıp homurdanmasıyla başımı aşağı yukarı doğru salladım.

Katılıyorum.
Ama hâlâ turşularıma yaptığı şey yüzünden ona çok sinirliydim!

"Turş-"dediğimde sözümü kesti.

GERÇEK AİLEM Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin