22. Bölüm

33.1K 1.5K 312
                                    

İnsanlar geçmişlerinde ne kadar kötü şeyler yaşarsa ileride ki zamanlarda da o yaşadıkları kötü şeyleri, karakterlerini neşeli göstererek yansıtırlarmış.

Ama ben buna inanmam.

Madem öyleyse neden benim karakterim neşeli değil? Neden etrafa neşe saçmadan sadece susup oturuyorum?

Gerçekten, kesinlikle çok yanlış bir söylem bu.

Başımın ağrısı, uyuyup akşam saatlerinde uyandığımda yine geçmemişti. Bende her 30 dakika da bir hap içip durmuştum.

Hapları her içtiğimde 15 dakika sonra etkisini gösterip 5 dakika içinde bırakıyordu.

Yine elimdeki hapı su yardımıyla içecekken kapım çakındı.
Saate baktım.

22:15'ti.

Kaşlarımı çatıp hapı elimin içinde sıktım.

"Buyrun."dememle kapı açıldı.

"Abim bizi hastaneye çağırdı. Sende gelecek misin diye soracaktım. Gelecek misin?"

Atanın sorusuyla içten içe sıkılmıştım.
Koray için hiçbir şey yapmak istemiyordum.

"Gelmemi gerektirecek bir durum yoksa gelmesem?"

"Onu bilemiyorum. Alp abim hepimizi çağırmış. Anneme sor istersen."

Başımı salladım. O da cevabını aldığı için kapıyı geri kapattı.

Acaba ne için gidecektik?
Gerçekten çok merak ediyordum!

Elimde sıktığım hapı su ile beraber içtikten sonra telefon dahil yanıma hiçbir şey almayarak odadan çıktım.

Aşağı kata indiğimde Ömür hanımı evin dış kapısının yanında beklediğini gördüm. Bakışlarımız kesiştiğinde Ömür hanım yanıma geldi.

"Hazır mısın kızım?"

Sesi fazla mı yorgun çıkıyordu?

"Şey. Eğer beni ilgilendirecek bir konu yoksa gelmesem olur mu?"

"Eğer gerçekten ilgilendirmeseydi Alp hepimizi çağırmazdı diye düşünüyorum."

Sıkıntıyla nefesimi dışarı bırakıp başımı salladım.

"Peki."

"Hazır mısın?"

Sorusunu yenilediğinde onaylarca başımı salladım tekrardan.

"Hadi o zaman. Gidelim."diyerek elini belime yerleştirdi.

"Çocuklar biz hazırız!"

Ömür hanım diğerlerine seslendiği an herkes oturma odasından çıkıp arkamızdan geldiler.

Evden çıktığımızda Ömür hanımın bindiği arabaya bindim. Zaten o da beni bırakmamıştı.

Araba yine bizi hastanenin karşısına getirdiğinde hep beraber indik ve hastanenin içerisine girerek Korayın kaldığı odaya doğru ilerledik.

Odanın karşısına geldiğimizde Barış bey kapıyı açtı, içeri girdiğinde bizde arkasından girdik.

Alp bir eli saçlarında diğer eli ise aşağıya sarkmış hızlı hızlı oda da volta atıyordu. Koray ise suçlu gibi gözlerini Alpten başka her yerde gezdirmiş dişleriyle dudaklarını kemiriyordu.

GERÇEK AİLEM Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin