26. Bölüm

21.4K 1K 178
                                    

İyi okumalar.

^^^^

"Demiştim Ömrüm sana çıkma diye! Dinlenmen gerektiğini bin defa söylemiştim! Aç kolunu."

Kolumu açtım. Alp iğnenin ucunu derime geçirmeden önce pamukla kolumun eklem yerini silip sonra da kenara koydu pamuğu.

Şırınganın içerisindeki sıvıyı damarımın içine enjekte ettikten sonra iğneyi derimin içinden çıkardı.

"Bundan sonra ihtiyacın olmadığı sürece bu yataktan kalmayacaksın. Bunu doktorun olarak söylüyorum. Onun için sözümü ikiletme." Eli ile komodinin üzerindeki ilaçları gösterip ekledi. "Birazdan yemeğini getirecem ve ben gelene kadar da Ata aç karna içilen ilaçları içmene yardım edecek. Yemeğini yedikten sonra da tok karna içilecek ilaçları içeceksin."

Ben bir şey demeden odadan çıktı ve beni Ata ile yalnız bıraktı.

Ataya bakmamak için tavana bakmaya başladım. Ama onun bakışları direkt benim üzerimdeydi.

Poyrazlarla eve gelirken koluma aniden şiddetli bir ağrı girmişti. Ve ben dayanamamış bayılmıştım. Ama gerçekten katlanılmaz bir acıydı.

Uyandığımda odamda yatakta uzanıyor hâlde bulmuştum kendimi. Başımda da Alp ve Ata vardı.

Alp bana iğne vurmak için uyanmamı bekliyormuş. Uyandığımı gördüğünde ise hiç beklemeden iğneyi vurup yemek getireceğini söyleyerek çıkmıştı.

Ata'da utanmadan hâlâ bana bakmaya devam ediyordu.

"Oturabilir misin yoksa yardım mı edeyim?"

Konuşması ile ona cevap vermeden Alp'in az önce iğne vurduğu kolumdan destek alarak yatakta oturur pozisyonuna gelmeye çalıştım.
Ama gelemedim. Kolum az önce iğne vurulmasının sebebiyle ağrımıştı.

Daha dikleşemeden kastığım vücudumu rahat bıraktım.

"İyi misin!?"

Ata telaşlı görünen yüz ifadesiyle oturduğu sandalyeden kalkıp hemen yanıma geldi. Kolumdan tuttu. Çekmeye çalıştım ama kıpırdayamadım.

"Bekle! Dur! Seni kaldırmama izin verecek misin?"

Yine ona cevap vermedim.

"Özür dilerim ama izin versende vermesende yardım edeceğim."

Kolumda ki elini koltuk altıma getirdi, diğer elinide belime yerleştirip beni yatakta dikleştirdi. Sırtımı yatak başlığına dayadıktan sonra benden uzaklaştı.

Şimdi yüzüme bile bakmıyordu. Bende onun tam gözlerinin içine bakıyordum buruşmuş yüzümle.

Komodinin üzerinde duran hap kutularından aç karna olanlarını seçip ayırdı. Bir tanesinin içinden hap çıkardı. Sürahideki sudan bardağa doldurdu ve elinde tuttuğu hapı ağzıma doğru getirdi. Ona ters ters baktım.

Sakat değil ve o kadarını da yapabilecek hâldeydim.

"Hadi aç ağzını."

Ağzımı açmayarak elinde ki hapı aldım. Kendi elimle ağzıma koyduktan sonra su dolu bardağıda ondan alıp hapın üstüne içtim.

Ata derin bir nefes verdi. Komodinin üzerinde ki bir diğer haptan da bir tane çıkardı ve bana uzattı.

Aynı bu döngüyle diğer iki tane ilacı da içtikten sonra odaya Alp girdi.

"İçti mi Ata hepsini?"

"Evet abi."

"Tamam. Çık sen. Aşağı indiğinde Sare'ye söyle dışarı çıksın."

GERÇEK AİLEM Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin