GERÇEK AİLEM Mİ?

31. Bölüm

Ömrüm'den devam

"Sanaa, bir şey olmasın, o güleen yüzün hiç solmasın, bu sanaa belki son yazım- yok Ömrüm ya! Şu son söz bize uyumlu değil. Gerisi tek bize uyumlu. Devamı hep ayrılık, hep acı! He lan, sana bir şey olmasın asla, o gülen yüzünde hiç solmasın. Gel öpeceğim."deyip şakağıma bir öpücük bıraktı Poyraz.

Şu an Poyraz, ben ve adının daha yeni Oğuz olduğunu öğrendiğim, beni denizden çıkaran çocukla beraber oturma odasında ki, gri L koltukta oturmuş birbirimize bakıyorduk.

Ve Poyraz da ona söylemek istemediğim ama onun anladığı şeyden sonra unutmamız için neşeli davranmaya başlamıştı. Ama onun da ruhunun sıkıldığını ve neden böyle yaptığını anlayabiliyordum.

"Poyraz tamam. Yeter artık. Sen neden geldin buraya?"dedim ruhsuzca son sözümü Oğuza bakıp söylerken.

Oğuz derin bir nefes verdikten sonra ağzını araladı.

"Sana her şeyi en başından anlatacağım..."yine derin bir nefes aldı."Sen benim kardeşimsin. Ama babalarımız aynı değil. Annelerimiz tek aynı. Annem Barış beyle evlendikten on yıl sonra köye, yani dedemlerin yanına gitmişti. Yalnız başına. Annesini ve babasını görmeye. Orada...orada kaldıktan bir gün sonra da amcaları gitmiş oraya. Amcası evli değilmiş. Gece olduğunda, herkes uyu-uyuduğunda annemin odasına girmiş gizlice."gözlerinden akan yaşı sildikten sonra burnunu çekti."sonra da ona orada-"hıçkırmaya başladı.

Şu an dediği şeyleri anlayamıyordum.

Amcası Ömür hanıma ne yapmıştı ki?
Ve ayrıca Ömür hanım nasıl Oğuzun annesi olabiliyordu?

"Ona orada tecavüz etmiş! Herkes uyurken, annem oda da yalnızken odaya girip ona tecavüz etmiş! Sonra da hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gitmiş! Onun yüzünden annem bana hamile kaldı! Beni canımdan etmemek için doğurdu! İki yıl boyunca diğer çocuklarından ayrı kalıp bana baktı, beni büyüttü! Sonra ise beni teyzesine emanet edip hep haftada dört gün alabilmek şartıyla yanıma gelmeye başladı. Aynı bu şekilde büyüttü beni. Uzun birkaç yılın ardından o, o***pu çocuğu gelip aldı beni. Annem vermedi. Ama bu sefer anneme şiddet uyguladı. Dövdü onu gözlerimin önünde. Annem yerde başında kan akarken o beni alıp götürdü. Evli olmadığı ama kaçırdığı kadınla beraber yaşadığı eve götürdü. Bu seferde orada yaşamaya başladım. Ama sonra onlarında bir çocuğu oldu ve o pislik o kadını evden attı. Çocuğu ise kendi yanına alarak ikimizi büyüttü. Ama ne büyütmek! İçki, sigara gibi şeylerin içinde büyüttü bizi. Ben 14 yaşıma geldiğim gün annem gelip beni aldı tekrardan. O zaman yanında Barış beyi ve polisleride getirdi. Polisler onu alıp giderken annemde beni ve o çocuğu alıp bu seferde Barış beyin ayarladığı, bol korumalı bir eve götürdüler. Ora da yaşadık bunan sonra. Yine ve yine aradan geçen 4 yılın sonunda bir tane adam geldi evimize. 'Abinizim ben sizin' dedi. Sonra da bizimle yaşamaya başladı. Başlarda onun nasıl bir insan olduğunu bilmiyorduk Buseyle ben. Buse o kadının kızı. Ama benim öz kardeşim gibi o. İşte ikimizde onun nasıl bir insan olduğunu bilmiyorduk. Meğersem o da baba- o p*ç gibiymiş. Her günü pavyonlarla, içkilerle, kumarla geçen bir pislikmiş. Bir de insanlara tecavüz eden birisi."dedi ve durdu.

Gözleri gözlerime uzun uzun baktıktan sonra zorlukla ağzını tekrar aralayıp konuştu.

"Bir yıl boyunca onun o yaptığı pislikleri çektim. Ama sonunda dayanamayıp anneme söyledim ve polise şikayet ettim. Biliyor musun? Polis bize inanmayıp o adama inandı. Hapse koymadı onu. Bende kendi kendime dedim ki 'onlar hapse koymuyorsa bende kendi ellerimle ona zindanı yaşatırım'. Yaşattım. Odalara kilitledim. Aç bıraktım ve daha bir çok şey...İnsanlara yaptıkları şeylerin tüm öcüsünü aldım ondan. Benim seni öğrendiğim gün tesadüfen o da öğrendi. Yani tesadüfen değil. Bildiğin ben annemle konuşurken bizi dinledi. Sonra da tam sapıklara yakışacak hareketler yapıp seni araştırdı. İşte adını, fotoğraflarını falan. Buldu da. Ve aslında sen ve o birbirinizi tanıyormuşsunuz. Yani pek değil. Sadece yüzünüzü falan. Sana 17 yıl boyunca işkence eden pisliğin aracılığıyla tanışıyormuşsunuz. Benim evimde yaşayan pislik, senin evinde yaşayan pislikle arkadaşlarmış."