9. Bölüm

50.8K 2.2K 208
                                    

Şaşkınlık hâlâ bedenimin içerisindeyken kendimi kayalıkla bütünleştirmiştim resmen. Korkudan ne yapacağımı bilemez halde hâlâ aval aval o çocuğun benim için denize atladığını düşünerek ona bakıyordum.

Hızlı hızlı kulaç atıp yanıma geldiğinde kolumdan tutarak beni kendisine çekmeye çalıştı. Ama ben asla kayalığı bırakmıyordum. Ya bir anda ikimizde denizin içine düşüp boğulursak? Ah düşüncesi bile korkunç!

"Korkma. Kayalığı bırakıp bana tutunabilirsin. Seni yukarı çıkarmam için yani."dedi ensesini kaşıyarak.

"K-korkuyorum."korkudan ve suyun soğukluğundan dolayı titreyerek ve kekeleyerek konuşmuştum.

"Tamam. İlk önce sakinleşmen lazım. Nasıl sakinleştirebilirim ki seni? Off!"diyerek elini sırılsıklam olmuş saçlarına daldırdı. "Bak...benim şu an ayaklarım yere değiyor tamam mı?"

Ne? Ayakları yere değiyor mu?
Doğru, bu çocuğun boyu fazlasıyla uzundu değil mi?

Şu an resmen, su, çocuğun dirseklerine geliyordu. Ve benim boyum da tahminen çocuğun dirseğinin bir karış üstünde olduğu için su benim çeneme kadar geliyordu.

"Şimdi senden sadece bana tutunmanı istiyorum, tamam mı?"

Tutunmamı mı istiyor? Hayır yapamam, çok derin burası!

"Bana bakar mısın?"sorusuyla bakışlarımı sudan çekip yüzüne baktım.

"Hadi, elimi tut."dedi kolumu tutan elini, kolumdan indirip bana uzatarak.

Kafamı iki yana salladım.

"İyi de seni buradan çıkarmam için bana yardımcı olman lazım. Olmazsan çıkaramam ki seni."dedi çaresizce yüzüme bakıp.

Yine kafamı iki yana salladım.
Daha yeni gördüğüm birisine güvenemezdim. Eğer güvenirsem saçmalamış olurdum zaten.

Sıkıntıyla nefes verip gözleriyle etrafı taradı.

Tekrar yüzüme bakıp"Pekâlâ. Seni buradan çıkarmam için yardımcı olmuyorsun bana değil mi?"dedi. Sadece yüzüne baktım.

Kafasını aşağı yukarı sallayarak arkasını dönüp benden uzaklaştı. Yüksek olan kayalıkları zorluklada olsa çıkıp kayalığın üzerine bıraktığı eşyalarını aldı. Bana yandan son bir bakış atıp önüne dönerek yürümeye başladı.

Bende kayalığa yapışmış yosun gibi kaldım ortada.

Korkudan kalbimin atışı daha da hızlanırken sürekli kapatıp açtığım göz kapaklarımın arasındaki gözlerimi etrafta gezdirdim. Ayağıma değen sert cisim ile kaskatı kesildim. Kalbim artık kan pompalamayı bırakmış, ona ayrılan yerden çıkmak için savaşıyordu adeta.

Gözlerim görme yetkisini kaybetmiş gibi etrafı bulanık görmeye başladı. Onları ne kadar açık tutmak için uğraşsamda başaramamıştım. Vücudumun her yeri güçsüzleşmiş, kayalığı tutan ellerim gevşeyerek bedenimi suyun içine bırakmıştı.

^^^^

"Eee, hadi ama aç şu gözünü! Vallaha seni uyandıracağım diye başıma güneş geçti şurada. Ayrıca şu yüzünün halinide gerçekten merak ediyorum. Nasıl böyle yapmayı becerdin acaba?... Bak. Şimdi burnuna kolonya koklatacağım ve uyanacaksın tamam mı?"

Burnuma gelen yoğun tütünlü kolonya kokusuyla burnumun direği sızlamaya başladı.

Kolonyadan nefret ederdim. Hem de tütünlü olanından!

Rahatsızca yerimde kıpırdanıp gözlerimi açmaya çalıştım. Açtığımda direk gözüme giren güneşle bir kaç kez göz kapaklarımı kırpıştırdım.

GERÇEK AİLEM Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin