23. Bölüm

34.4K 1.4K 363
                                    

Kolumda ve başımda hissettiğim acı, karnımda oluşan bulantıyla gözlerim kendiliğinden açıldı.

Bir elim karnıma diğer elim ise başıma gidecekken sol koluma tarifi olamaz bir acı girdi.

Gözlerim hafiften yanmaya başladığında inleyerek koluma baktım. Kolumun eklem yerinde serum vardı. Yutkunarak kolumu eski hâline getirdim.

Ağrılar hiç eksilmeksizin devam ederken etrafa baktım.

Hastane odasındaydım.
Yatakta ben yatıyordum.
Yine kimse yoktu yanımda.

5 dakika boyunca, etrafa attığım baygınca bakışlarım son bulmuş ve bulunduğum odanın kapısı açılmıştı.

Kapıya baktığımda yabancı bir adam olduğunu gördüm. Sanırım doktordu. Bir iki adım attı, kapıdan uzaklaştığında arkasından Ata, Akay ve Uzay girmişti.

O adam konuşmaya başladığında diğerlerinde olan bakışlarımı çekip ona baktım.

"Geçmiş olsun hanımefendi. Kendinizi şu an nasıl hissediyorsunuz?"

Sorusuyla serum takılı olmayan kolumu karnımın üzerine koydum.

"Midem bulanıyor ve başım ağrıyor."

Samimice gülümsedi.

"Şu anlık bunlar normal. Mideniz yıkandığı için bir gün boyunca bu tür şeyler yaşayabilirsiniz."

Kaşlarım hafiften çatıldı.

Midemi neden yıkadılar ki?

Surat ifademden anlamış olacakki tekrardan konuşmaya başladı.

"Sanırım fazla hap kullanmışsınız. Bundan ötürüde biraz fenalaştınız. Ama şimdi gayet iyi görünüyorsunuz."dedi ve daha sonra ekledi."Şimdi size bir kaç ilaç yazacağım. Onları düzenli bir şekilde kullandıktan sonra tamamen bir şeyiniz kalmaz. Tekrardan geçmiş olsun."

Konuşmasını bitirip beni diğerleriyle oda da yalnız bıraktığında lanet ettim.

Onlarla aynı ortamda bulunmak istemiyordum artık.

Özellikle Akay ile.

Başımı eski konumuna getirdim ve tavana bakmaya başladım. Ana sonra mideme daha da sancı girdiğinde yüzümü buruşturdum.

"İyi misin?"

Atanın sesini duyduğumda onu hiç takmadan acılarımla baş etmeye çalıştım.

"Vücudunda ki izlere gördük."

Bu seferde Akayın sesini duyduğumda buruşuk olan yüzüm anında dehşet bir ifadeye dönüştüğü, hızla başımı onlara çevirdim.

Gözlerim pörtlek bir hâlde onlara baktığımda Uzayın dudakları kıvrıldı.

Doğru duymuştum değil mi?
Vücudumdaki izleri görmüşlerdi?
İyi de nasıl benim iznim olmadan böyle bir şey yaparlardı?
Kaç defa söylemiştim Alp'e 'hayır' diye.
Elbet onlarında haberi vardır bundan.

Uzayın kıvrılan dudakları aniden düştü ve bakışları karnımı buldu.

Onun karnıma bakmasıyla benimde gözlerim karnıma kaydığında neden karnıma baktığına anlam veremedim.

Sonra kafama dank eden şeyle dolan gözlerimi hemen karnımdan çekip kapattım. Elimin yardımıyla da, gözlerimi kapattığım için ıslanan kirpiklerimi sildim.

Gözlerimi açtığımda üçüsünde de gözlerimi gezdirdim.

Üzülmüş ve pişman bakıyorlardı.
Özellikle de Akay.

GERÇEK AİLEM Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin