-Selamlar!Multi- Selim ve bu bölümlük onu çok sevmenize izin verebiliyor Eslem
Geç gelen bölüm için üzgünüm, haftasonu kuzenimin düğünü olduğunu unuttuğum için yazabilirim sanmıştım. Sonra da birkaç Sorun çıktı ama size kendimi affettirecek bir bölümle kendini affettiremeyen bir Selim ilr karşınızdayım. Keyifli okumalar
******
Masanın üzerine hızla bıraktığı bardak çarpmanın etkisiyle çatlaklara bürünüp, bardağın içindeki kahve yavaş yavaş çatlaklardan masaya süzülürken, şekerli olmasına rağmen acı gelen kahvenin damlaları masanın ahşap oynamalarının içine doğru yol almaya başlamıştı bile. Yavaş yavaş yolunu bulan kahve damlalarının yere ulaşmak için harcadığı çaba sonunda bir meyve vermişti. Onların amacı yere ulaşmaktı ve ulaşmışlardı. Selim'in amacı da kadınını geri almaksa, yeni bir umut vermekse ikisine de her şeyin düzeleceğine dair, Selim de o damlalar gibi Eslem'in kendine ördüğü savunma kalesinin yüksek duvarlarının arasındaki gözden kaçmış mühendislik hataları olan çatlaklardan yavaş yavaş içeri sızacaktı. Şekerli kahvenin geçtiği yerler muhtemelen yapış yapış olacaktı. Onun da geçtiği yollarda, acı verdiği kalplerde geçmeyecek izlere yol açacağı bir gerçekti.
Öfkesini hala bir şeylerden çıkarmak istemesi normal olamazdı. O adamı o hale getirdikten sonra! Adamın patlayan dudağından akan kanların da çimlerde aynı yapış yapış etkiyi bıraktığını anımsadı. Kendine biriktirdiği tüm öfkeyi adamdan çıkarmış olmasına rağmen zerre pişmanlık barındırmıyordu ruhunda bu durumla alakalı. Adamın gözleri, elleri, düşünceleri fazla dolaşmıştı kadınının üzerinde. Bunu sineye çekmesi beklenemezdi elbet! Şu zamana kadar Eslem'e ilgisini bilip de tek söz etmediği adam kardeşiydi. Evet, cidden kardeşi! Bursa'nın havası bile Erdem'i hatırlatırken ona, o Erdem'in Eslem'e olan ilgisini düşünüyordu. Bugünkü esmer adam Gürkan, ona süt kardeşini hatırlattığında, adama vurmak istememişti. Yeteri kadar vurduktan sonra tabii!
Adamın Eslem'e olan bakışlarını en kötü anılarının arasına koyarken, ondan sonra aldığı öpücüğün hayatında belki de en çok canını yakan olay olduğunu düşündü. Onun tarafından öpülmek bile böyle acı verecekse kalbine, ya daha ilerisi ne yapardı? Düşüncelerinin saçmalığı kendisine bile alay edilesi gelirken gözlerini acıyla yumdu. Daha ilerisi yoktu! Onu hayatında hiç istemediği kadar istemesine rağmen daha ilerisi olmayacaktı! Ona, kendine, hayatlarına, her şeye acı verecek olmak demekti daha ilerisi! Acıyı boğazının düğümlendiği yerde, her kemiğinin içinde küçük bir sızlamayla, her bir hücrenin derinliklerinde, olmayan kloroplastlarında bile hissetmek demek değilde neydi?
Acı hissedince güzelse, Selim niye mutlu değildi? Mutlu olmaya bile hakkı olmadığını düşünüyorken; kendine asıl acı verenin Eslem'in kırgınlıkla bezenmiş bakışları, acıya ev sahipliği yapan dokunuşları, belkide ateşin özü olan dudakları olduğunu biliyordu. İlk öpücüğünü almış genç bir kız gibi elini dudaklarının üzerine götürüp, o acı verici son öpücüğün izlerini dudaklarına hapsetmek istedi. Son öpücük mü? Eğer bir son öpücük olucaksa aslında, bundan daha fazla canını yakacağını sanmıyordu. Yanıldığını kısa sürede anlayacağını bilmeden, mutfaktan açılmamakta direnen gözlerini yumruk yaptığı ufacık elleriyle ovalayarak çıkan oğluna baktı.
Koşarak kucağına gelen çocuğu alışılmış bir çeviklikle dizlerine oturtturdu. Annesini soran küçüğe bilmediğini söylerken bir sürü tahmini vardı. Eski fotoğrafların olduğu odada bırakmıştı Eslem'i. Belki üzgündü karısı da şuan kendisinin olduğu gibi... Ama Selim haklı olduğunu biliyordu. Onu bir kez isteksiz öpmemişken bunun kendisine yapılmasını istememesi doğaldı. Bencilce ya da değil Selim bunu... bunu istemiyordu, kaldıramayacağını hissediyordu. Baş edilmezdi ki yalanlarla! Kendisi bir kez denemişti ve almıştı boyunun ölçüsünü... Aslında boyunun ölçüsü 1.91'di de, pardon o onu düşünmüyordu. Oğlunun karnını da doyurduktan sonra masayı öylece bırakarak ayağa kalktı. Ailesiyle yalnız kalmak için izin verdiği çalışanlarından birinin gelmesini istedi temizlik için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİR
Tiểu Thuyết ChungSon bulmaya yüz tutmuş bir hikaye... Acı vermeyen son olur mu? Ona ilk baktığında filizlenen aşkın, son bakışınla son bulur mu? Ya onunla atmaya başlayan kalbin, gidişiyle durur mu? Acılarla bezenmiş bir hayat, özlediğin gelmeden mutluluğa bulanır m...