SB-68- Bir Ömür

14K 582 73
                                    


Eslem Sevde'nin arkasından içeri giren Selim'in ardından derin bir nefes aldı. Adamın siniri henüz geçmemişti ve böyle zamanlarda Selim'in ne yapacağı belli olmazdı. Sevde keşke biraz daha zaman verseydi kardeşine. Adımlarını hızlandırarak salona geçti. Selim ve Sevde karşılıklı oturmuştu ve Sevde Selim'in delici bakışları altında titriyordu. Selim'in yanına oturdu. Oyun odasında olan Eymen'in odaya gelmemesi için dua ederken, elini adamın dizine koydu, sakin kalmasını sağlamak amacıyla.

Selim içinde kabaran öfkeyi durdurmak istese de başaramıyordu. Acı dolu o kadar çok zaman geçirmişlerdi. Kendinden geçmişti zaten, karısının gözlerinin önünde çektiği o acıyı nasıl unutacaktı? Ya da Eymen'in hala geceleri korkuyla bölünen uykularını hangi özür düzeltecekti? "Konuş." diye parladı birden.

Adamın bağırması ile Eslem de Sevde de yerinden sıçramıştı. Sevde titreyen elerini önünde birleştirdi. Gözleri bir o kadar titrek bakıyordu. Göz pınarları yaşlarla dolmuş, zayıflayan bedeni bir ürpertiye esir olmuştu. "Anlatmak istiyorum a... Ama.."

"Buraya anlatmak için geldin değil mi? Anlat o halde." Selim dizlerinin üzerine kollarını yaslamış, kenetlediği ellerini dizlerinin arasına koymuştu. Gözleri ellerindeyken, ablasının veya bir başkasının ağlamasını sevmediği için gözlerini kaldırmıyordu.

" Çok uzun süredir tedavi görüyorum." Kadın susup, Eslem'in ve Selim'in yüzüne baktı. Eslem gözlerini kaçırdı. Selim ise bakışlarını yerden çekmemişti. " Doğru düzgün düşünemiyordum." Gözleri solmaya başlamıştı bile. "Biten evliliğimden Dilara'yı suçlamış, Eslem'den de sırf onun kardeşi olduğu için nefret etmeye başlamıştım."

Eslem adamın sakin kalmasını istiyordu. Baştan bile sinirli olduğu anlaşılıyordu Selim'in. Sevde'nin anlatacaklarını zaten Buket'in mektubunda okumuştu. Sevde'nin neden böyle bir şey yaptığını biliyordu. Ancak ne düşüneceğini bilmiyordu. Psikolojisi o kadar bozuk bir insanı sorumlu tutamazdı ki. Ama hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağı da bir gerçekti. Hayat devam ediyor olsa bile çok şey olmuştu. Çok acı çekmiş, çok sınanmışlardı. Uçurumun kenarına gelmiş gelmiş sonunda birbirlerine sarılarak düşmekten kurtulmuşlardı. Birbirlerini kaybedebilirlerdi. Eslem Selim'den vazgeçseydi, gerçeği hiç öğnemeyebilir, birbirlerini sonsuza dek kaybedebilirlerdi. Selim bu kadar çabalamasa, bir daha toparlanamayabilirlerdi. Bunlar nasıl unutulurdu ki?

Ama o kadının da psikolojisi bozuktu. Ne yaptığını bilmiyordu belki de. İlaçlarla ayakta durduğu bir dönemdi, terk edilmişti ve suçlu arıyordu. Yine de hiçbir suçları yokken bunun ceremesini Eslem ile Selim'in çekmesi büyük talihsizlikti. Zor bir imtihandı. Neyseki gönüllerinin akıyla çıkmışlardı bu sınavdan sağ salim.

"Asıl sorun ne biliyor musun?" Selim gözlerini ablasına dikti. " Sen hiçbir suçu yokken onu suçlasan, hayatını zehretsen bile o..." Susup, dişlerini sıktı. "Eslem sana bir zarar vermemem için beni durdurmaya çalışıyor. Beni sakinleştiriyor, sırf sana bir zarar vermeyim diye."

Sevde'nin gözleri yaşardı. Gözyaşlarının süzülmesine engel olamadı. " Ben sizin mutsuz olmanızı istemezdim. Ben, seni paylaşmayı sevmediğim için başta Eslem'den hoşlanmamıştım, bu görümcelerin genel sorunudur zaten." Gözlerini sildi eliyle. " Sonra ise Faruk Dilara ile evlendi. Olaylar öyle gelişti." Ağlamasını durdurmaya çalıştı. " Evliliğimizin son yılında, ben zaten psikolojik ilaçlar almaya başlamıştım, biliyorsunuz." Bir ağlama silsilesine tutuldu.

Selim ne yapacağını bilemeyerek saçlarını karıştırdı. Yaptıklarının yüzde doksanından suçlu tutamazdı ablasını. O ilaçları aldığı saatlerde ne yaptığını bile hatırlamıyordu. Ama affetmek? Suçlu tutamadığı birini affetmesinin imkansız olması... Elleri kolları yine bağlanmıştı.

SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin