***
Ed Sheeran- Nina
( Bölüme uyumlu olmasa da güzel gidiyor- tavsiye ederim.)
Multi- Selim Kayahan :-)
***************
Küçük çocuk gök mavisi gözlerini miskin miskin açarak uyandı. Minik bacaklarını yatağın kenarından sarkıttı. Ayakları sıcak zemine ulaştığında minicik ellerini yataktan çekerek beline koydu. Bu kocaman odayı daha önce hiç görmemişti. Açık kapıyı görünce koşarak odadan çıktı. Yine kocaman bir yerdeydi! Sanki koridora benziyordu? Ama koridorlar dar olmaz mıydı? O niye daire biçiminde bir yerdeydi? Kafası karışmıştı. Gözleri anında dolarken çıktığı odanın karşısındaki açık kapıya korkarak yaklaştı. Kapıyı ufacık elleriyle itekleyerek kendine içeri bakacak alan oluşturdu. İçeride uyuyan birileri vardı. Daha da meraklanarak önce kafasını, ardından minicik bedenini kapıdan içeri soktu. Yatakta annesini görünce rahatladı. Melek gibi uyuyordu annesi. Ama üstü açılmıştı. Annesinin yanında uyuyan babasının yanına giderek, adamın yanağına bir öpücük kondurdu. Sonra annesinin yanına geri gelip, kardeşine fısıldayarak "Günaydın."dedi.
Canı sıkılıyordu. Oyuncak bulmak için şifoniyerin çekmecelerini açtı. Ama hiç oyuncak yoktu! Odayı küçük adımlarıyla dolaşırken gözü bir şeye takıldı. Adını bilmiyordu! Bir sürü teli vardı. Acaba neydi bu alet? Çok garip bir şekli vardı! Uzun ince bir sapı, daireye benzemeyen bir gövdesi vardı.
Minik ellerini tellere dokundurdu. Çıkan ses hoşuna gitmişti. Adını bilmediği alet demek güzel sesler çıkarabiliyordu? Biraz daha tellere dokunmaya çalışırken yanlışlıkla aleti yere düşürdü. Çıkan sesten korkup birkaç adım geri attı. Yanlış bir şey yaptığını düşünmüştü. Sonra bir şey olmadığına karar verince adını bilmediği aletin yanına diz çöktü.
Tellere vuruyor, kendince güzel sesler çıkarıyordu. Tellerin hep farklı farklı kalınlıkta olduğunu fark etmişti. Küçük bir çocuğa göre fazla dikkatliydi. En ince olanın sesini de daha çok beğenmişti. İşini çok önemseyen ciddi bir yüz ifadesiyle yeni keşfettiği burguların birini çevirdi. Aletin uzun ucundaydı bu burgular. Bir eliyle de tellere vurmaya devam ediyordu. Sonra merakla başka burguya geçti. Gitarın akorunu bozduğunu hiç bilmeden, babasını uyandırdığını da fark etmeden oynadığı oyuna devam etti.
Genç adam odadaki seslerden rahatsız olarak uyanmıştı. Kafasını kaldırır kaldırmaz gitarla oynayan oğlunu gördü. Yüzüne rahatlamayla karışık bir tebessüm yerleşirken, gözleri gururla parlamıştı. Çocuğun gitarın akorları ve telleriyle yaptığı türlü şebeklikler çok tatlıydı. Alnına dökülen hırçın saçları, munzurlukla parlayan mavi gözlerini tamamlıyordu. Selim duruşunu biraz daha değiştirerek oğlunu izlemeye başladı.
Semih Eymen yumak yaptığı ellerini beline koyarak ayakta dikilmeye başladı. Kocaman açtığı mavi gözleri odanın içini hızla taradı. Biraz önce açık bıraktığı çekmecelere doğru gitti. En alttaki çekmeceyi sonuna kadar açıp içine bastı. Boyu, uzun şifoniyerin üstüne yetişmeyince çekmecenin içinden çıkarak, çekmeceleri sırayla açtı. En alttakini sonuna kadar, ondan sonrakini biraz daha az, ondan sonrakini biraz daha az... Kendine yaptığı merdivene memnun gözleriyle baktı. Artık yukarı çıkabilirdi. Geçen gün kendi evlerinde öğrenmişti böyle tırmanmayı. Çekmecelerden oluşturduğu merdivene tırmandı. Masanın üzerinde hiçbir şey olmadığını fark edince somurtarak aşağı indi.
Annesinin çantasını gördüğünde bozulan morali hemen düzeldi. Aklı yapacağı yeni yaramazlıklara odaklandı. Koşarak büyük beyaz çantanın yanına gelip, fermuarını açtı. Küçük ellerini çantaya daldırıp eline geçeni yere atmaya başladı. Çantadan bulduğu siyah beyaz fotoğrafa uzunca bir süre baktı. Hiçbir şey anlamadığı siyah resmi bir köşeye atarken, resmin uzun süredir beklediği kardeşine ait olduğunu bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİR
Ficção GeralSon bulmaya yüz tutmuş bir hikaye... Acı vermeyen son olur mu? Ona ilk baktığında filizlenen aşkın, son bakışınla son bulur mu? Ya onunla atmaya başlayan kalbin, gidişiyle durur mu? Acılarla bezenmiş bir hayat, özlediğin gelmeden mutluluğa bulanır m...