Mide bulantılarıyla uyandı. Oğlunun kendisine sarılı küçük ellerini onu uyandırmadan açarak kalktı. Bulantısının biraz gitmesi ve rahatlamak için bir duş almaya karar verdi. Semih uyanmadan bir duş alsa iyi olacaktı. Banyoda en az yarım saat kalmıştı. Çıktığında odada ağlayan çocuğu görünce şaşırdı.
“Eşlem nereydin? Korktum ben.” diyerek sarıldı annesine küçük çocuk.
Genç kadın oğlunun yanına eğildi. Küçük bile olsa kucağına almamalıydı.
“Eymen, oğlum, neden korktun anneciğim? Ben duş alıyordum. Banyodaydım.”
Küçük çocuk daha da ağlamaya başladı. “Beni bırakıp gittin şandım.”
“Yok, bebeğim, ben niye seni bırakıp gideyim?” diye sordu Eslem. Aldığı cevapla gözleri doldu.
“Çünkü Şelim gitti. Şiz küssünüz. Beni sevmiyorsunuz.” Genç kadın oğlunun bu bilmiş cümlelerine nasıl cevap vereceğini şaşırdı. Selim onu kovduğu günden beri gelmiyordu ve aramamıştı da. Nerdeyse iki hafta olmuştu. Eymen’in bunu fark etmiş olması normaldi.
***
Oğluna yemek yedirmişti. Üzerini değiştirirken kapının sesi ile irkildi. Üzerinde kısa bir şort vardı. Giydiği atlet ile biraz göbeği belli oluyordu.
Kapıyı açıp Selim'i görünce afalladı. Onu beklemiyordu.
Genç adam karısına bakmadan içeri geçti.
Eslem eskiden olsa bu şort ile kapıyı açtığı için adamın yapacaklarını düşünmeden edemedi.
"Oğlum!"
Genç adam oğluna sımsıkı sarıldı. Çocuk babasına bir daha bırakmamak ister gibi sarılırken Selim'i öpücüklere boğdu.
"Eşlem bak, Şelim gelmiş." Babasının kucağından inmeyi düşünmeyen Semih gülerek annesine bakıyordu. Genç kadın çocuğun bu sevimli haline gülümsedi. Ama genç adamın kendisine olan ters bakışlarını görünce gülümsemesi soldu. Bu adama anlam veremiyordu. Asıl kızması gereken Eslem'di. Onu kovmakta haklıydı. İki haftadır oğlunu bile görmeye gelmeyen ise Selim'di. Kim bilir neredeydi...
Gönül Hanım aramadığına göre onda kalmamıştı. Birden aklına gelen düşünceyle irkildi. Ona gitmiş olamazdı değil mi? Tabi ki ona gitmişti. Başka nereye gidebilirdi ki? Bu düşüncelerine sinir oldu ve kendini odasına attı.
Siyah bir elbise seçti. Ah! Önceden alıp da giymediği Selim’in korkusu ile, ne kadar çok elbisesi vardı. Bu kıyafetleri iki aya kadar gelmezdi. Saçlarını gevşekçe topladı. Elini karnına koyup sevimli bir şekilde gülümsedi.
Kapının aralığından ona bakan adam kadının bu hareketine anlam veremedi. Bu kadın ne yapmaya çalışıyordu?
İyice çıkmaza sokmuştu ilişkilerini. Selim'in hatası tamam büyük bir hataydı ya Eslem'in yaptığı neydi? Genç adamın sinirleri kabarmıştı. Eslem bunu nasıl yapmıştı? İkisi şimdi ödeşmiş mi oluyorlardı? Tek kaybı yaşayan Selim miydi? O bebek Eslem için bir şey ifade etmiyor muydu? Oysaki genç adam o bebeği tek çaresi olarak görmüştü. Ona verilen son şans olarak görmüştü. Eslem o şansı elinden almıştı.
Çantasını toplayıp arkasını dönen genç kadın, Selim’i orda görünce korktu. Kapının pervazına dayanmış, soğuk gözlerle kendisini süzen adama doğru yürürdü. Karşısında geçmek için durduğunda genç adam duruşunu düzeltti.
"Çekilsene!"
İşe geç kalmıştı. Aslında önemli değildi ama gitmek istiyordu. Selim ile aynı evde olmak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİR
Ficção GeralSon bulmaya yüz tutmuş bir hikaye... Acı vermeyen son olur mu? Ona ilk baktığında filizlenen aşkın, son bakışınla son bulur mu? Ya onunla atmaya başlayan kalbin, gidişiyle durur mu? Acılarla bezenmiş bir hayat, özlediğin gelmeden mutluluğa bulanır m...