SB~11~"KERATALAR¡"

22.4K 810 37
                                    

Selim kendini rahatsız hissediyordu.

Öfkesinin esiri olmaktan korkuyordu. Bu salona adım atmayı hiç istememişti. Hangi akla hizmet buraya gelmeyi kabul ettiğini bilmiyordu. İçeri girdiklerinde kendilerine dönen bakışlara ve gülümseyen yüzlere kendisi de aynı şekilde cevap verdi. Fakat gülümsemesi içten değildi. Karısının elini bir saniye bırakmazken gecenin devamında da bırakmayı düşünmüyordu.

Kayınvalidesi Nur Hanım ayağa kalkarak "Hoşgeldiniz," dedi. Kadın son gördüğünden beri sanki daha da güzelleşmişti. Sıkıca topuz yaptığı bal rengi saçları hafif kırlaşmıştı. Buna rağmen yaşını hiç belli etmeyen bir dirilikteydi. Üzerindeki siyah eteği ve koyu mavi gömleği ile asil görüntüsüne asillik katmıştı. Yaşlı kadının masmavi gözleri mutluluktan ışıldıyordu.

Eslem ile Selim'e sevgiyle sarılan yaşlı kadın elini öptürmemişti. Bu adeti sevmediğini söylerdi. Türk adetlerini sonradan öğrendiği için buna gerek duymadığı belliydi. Annesi yabancı olduğu için ve yıllarca annesi ile yaşadığı için Ayhan Bey ile evlenene kadar Türk adetlerine dair hiçbir bilgisi olmamıştı. Ayhan Bey ile evlendikten sonra yavaş yavaş öğrenmişti fakat kesinlikle Osmanlı kadını değildi. Buna üzgün de değildi aslında. Kızlarına gerekli örf ve adetleri ogrettikten sonra kendisi önemli değildi.

Onun aksine Ayhan Bey ilk önce elini uzattı. Elini öpen damadına gülümsedikten sonra elini kızına uzattı. Uzattığı eli öpen kızının saçları arasına bir öpücük kondurdu.

Sonradan yanına koşan Semih'i kucağına atik bir hareketle aldı. Yaşlı bir adama göre oldukça hızlıydı.

"Seni kerata... Ne çabuk büyüyorsun!" Dudaklarını büzen küçük çocuk dedesine hitaben konuşmaya başladı. "Kereta ne demek ki dede?"

"Baban sana ne öğretiyor, aslanım?" diyerek Selim'e takıldı yaşlı adam. Bu sözüyle odada birkaç gülme sesi duyuldu. Fakat bir tanesi Selim'in kanını dondurmaya yetti.

"Aslan değilim ki ben dede! Bak ben bir çocuğum." Semih Eymen'in bu açıklaması yaşlı adamı gülümsetti.

"Seni çok bilmiş! Annene çekmişsin."

"Annem hep babama çektiğimi söyler, dede."

Nur Hanım olaya el atmaya karar verdi. "Olur mu öyle şey? Ne demişler kız halaya oğlan dayıya çeker. "

"Ay anne Eymen'in Egemen'e ne benzerliğini gördün? Egemen esmer... Eymen'e bir bak..." diyerek konuşmaya dahil olan Dilara aynı anda Selim ile göz göze geldi. Adama karşı bakış attığında, adamın sinirle gözlerini kaçırması dikkatini çekti. Bu gece Faruk, Selim ile konuşup şu işi halletse iyi olacaktı...

Sonuçta Semih'in Egemen'e değil Selim'e benzediğini Nur Hanım'a kabul ettirip yerlerine oturdular.

Selim Eslem'in elini hiç bırakmadan kanepeye oturmayı düşünüyordu fakat Dilara'nın yanlarına gelmesi ile kadının elini bırakarak kanepeye oturdu.

Ayhan Bey'in Eymen ile konuşarak ortamın gerginliğini azaltmaya çalışmasını takdir ederek izlemişti Selim. Ancak bu çabaların boşa gittiği de bir gerçekti. Ne Selim ne de Faruk öfkelerini yatıştıracak bir harekette bulunmuyorlardı. Selim, bu adamın nasıl karşısında böyle rahat oturabildiğini merak ediyordu. Bu lanet olası adam Esin'in - Sevde'nın kızı- babasıydı. Sevde adama kızını göstermiyordu fakat şu durumda ablasının haklı olduğunu düşündü genç adam. Yeşil gözlerini kısarak Faruk'u süzdü. Simsiyah bir gömlek vardı üzerinde. Gömleğinin kollarını kıvırmıştı. Rahatlık üzerinden akıyordu. Faruk'un daha açık yeşil olan gözleri de kendisine kilitlenmişti.

SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin