SB-2- "Onu aldıramazsın"

43K 1.3K 121
                                    

  Gözlerini  kendisini zorlayarak açtı. Uyumuştu uyumuş olmasına, ancak hiçbir şekilde kendisini dinlenmiş hissetmiyordu. Başında çok fena bir ağrı vardı. Ağlayarak uyuyakalmış olmanın getirdiği baş ağrısıydı bu. Mavi gözleri usulca aralanıp, hastanenin beyaza çalan bir maviye boyanmış duvarında kaliteli saati göz ucuyla seçti. Saat altıya geliyordu ve genç kadın yaklaşık dört saattir uyuyor olmalıydı. Halbuki hala çok halsizdi.  Uyumasa belki de bundan daha az yorgun olacaktı. Tüylerinin diken diken oluşu karşısında, yan koltukta oturmuş kendisini izleyen kocasını fark etti. Aklını sabah olanlar istila ettiğinde, onun yeşil gözlerine bakamadan gözlerini sımsıkı yumdu. Doğru olmamalıydı... Olamazdı!

 Belki bir açıklaması vardı.Hayır, kendini kandırmanın bir manası yoktu. İçten içe açıklaması olmadığını biliyordu. İşe gittiğini söylerken başka bir kadına sarılan kocasının ne gibi bir açıklaması olabilirdi zaten? Onu affedemeyeceğini de biliyordu. Hatta buna emindi. Kim olursa olsun, ne derse desin, bir defa yapan ikinci, üçüncü kez de yapardı.  Belki de yapmıştı...

 Aklına hamilelik meselesi geldi. Babasından ayrılacakken bir çocuğu dünyaya getirmek, onun psikolojisini doğuştan mahvetmek değil miydi? Anne babası ayrı olan çocukların davranış bozukluğuna daha eğilimli olduğunu biliyordu. Çocukların o çatışma ortamında nasıl yıprandıklarını biliyordu.

Peki ya aldırsa bebeğin yaşama hakkı ne olacaktı? Bir kız çocuğu istediğini hatırladı. Evet. Bu bebek sürprizdi fakat onu ikisi de istiyordu.  Yani Selim de istediğini söylemişti. Selim demişken Selim ona hiç soğuk davranmazdı ki. Hani kadınlar aldatıldığını anlardı? Eslem'in aklına bile gelmezdi bu...

  Selim ve oğlu onun bütün dünyasıydı. Onu kendinden bile çok sevmişti. Peki, karşılığı bu muydu? Aldatılmak...

 Aldatılmak, bunu öğrenmek, hissetmek kalbinizi paramparça ediyordu. Birine olan güveninizi kaybettiğinizde dünyaya, diğerlerine olan güveninizi kaybediyordunuz. Eslem'in ne Selim'e ne de başkasına asla güvenemeyeceği gibi... En güvendiği insandı Selim. Böyle bir şeyi hiç beklemediği... Sevgisinden tam emin olduğu adamdı. Eslem bundan önceki sekiz yıl boyunca, onun sevgisinden güvenilirliğinden bir an bile şüphe etmemişti. Şimdi bunları hazmetmesi zordu. En beklemediği yapınca, kabullenmesi de görmesi de zor oluyordu zaten. Toparlanmaktan bahsedemiyordu bile.

 Eli bilinçsizce karnına gitmişti. Bunu fark ettiğinde elini hemen çekti. Onu hissederse vazgeçemezdi. Onu sahiplendiği an ondan vazgeçemez, onun için her şeyi göz alırdı. Ondan ne olursa olsun vazgeçebilecek kadar katı birisi değildi. Babasına kızdığı için bu bebeği aldırmayacaktı. Bu bebeği aldırmayı istemesinin nedeni anne babası görüşmeyen çocukların yaşayacağı psikolojik sorunları biliyor olmasıydı. Bebeği dünyaya getirmek, bebeğe bir şans vermek mi oluyor, hayatını mahvetmek mi oluyor diye düşünmekten kendini alamıyordu.

     
   Genç adam gözlerini kırpmadan karısını izliyordu.  Onun uyandığını fark ettiği andan itibaren gözlerini üzerinden çekmemişti. Kadının elini hızlıca çekmesi üzerine, onun Selim'e ait her şeyden tiksindiğini düşündü. Selim'den nefret etmekte haklıydı ama o bebek masumdu, ikisinin bir parçasıydı. Böyle davranması gerekmezdi. Eslem'in aklından ne geçtiğini tahmin edebiliyordu. O bebeği aldırmasına izin vermeyecekti. Eğer Eslem onu affedecekse -ne kadar imkânsız olsa da- bunda Eymen ve bu bebeğin büyük etkisi olacağını düşündü. Nitekim öyle de olacaktı. Şuan Eslem bu odada oluşuna ses çıkarmıyorsa bile bebeğin sayesindeydi. O kadar afallamıştı ki Eslem bu duydukları ile, Selim'i uyanır uyanmaz kovmamıştı bile.

      Telefonu çaldığında Eslem'i daha fazla rahatsız etmemek adına, hızlıca telefonunu çıkardı. Ancak ekranda gördüğü numara hayatının içine ettiği gibi, düşüncelerinin de içine etmişti. Eslem'e baktığında, mavi gözlerindeki buzdan ifadeyi hiç görmemiş olmayı diledi. Ancak telefonu açmalıydı. Şimdi telefonu kapatsa veya sessize alsa Eslem, yanımda sevgilisi ile konuşamıyor belki de ben tekrar uyuyunca arayacak diye düşünürdü. Selim böyle düşünmesini istemiyordu. İçinden lanet okuyarak telefonu açtı.
***

SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin