Hayırlı Ramazanlar...
Hepimiz için hayırlara vesile olan bir ay olması dileğiyle...
**************
Hayat önümüze ne çıkarır bilinmez sevgilim, fakat sana sahip olduğum sürece, beni sevdiğin sürece hayatın benden aldıkları umrumda değil... Benden alınanlar arasında sana ait parçalar olmadığı sürece...
*******
Multi- Cenk VE Sevde
Şarkı; PİNK- JUST GİVE ME A REASON
*************************
Kadın kapıyı açtı. Tüm gün kendisini ele geçiren halsizliği üzerinden atmak isteyip atamamıştı. Misafirlerine içtenlikle hoş geldiniz deyip, onları salona davet etti. Ablasının kucağındaki küçük çocuğu kucağına aldı. Çocuğun göz rengine bakakalması hiç de şaşırtıcı olmadı küçüğün annesi için.
"Dilara, Berke'nin göz rengi... Bu çocuğun anne ve babasını gerçekten merak etmeye başladım."
Dilara sinirle kardeşine döndü. "O benim çocuğum Eslem. Sakın bir daha aksini söyleme. O bana ait. Onun annesi benim."
"Ben..."
"Her neyse..." diyerek Eslem'in sözünü kesti Dilara. Özürlere karnı doymuştu artık. Kimsenin üzgünüm dediğinde gerçekten üzgün hissettiğine de inanamaz olmuştu. "Seninkiler nerede?"
Eslem kucağındaki çocuğun sırtını okşamaya başladı yavaş yavaş. Zaten gözleri zorlukla açık duran küçüğün gözleri kendiliğinden kapandığında sevgiyle gülümsedi. Küçük çocukların en çok, çabucak uykuya dalmalarını seviyordu. "Selim düğün hazırlıklarına yardım etmek için gitti. Eymen'i de götürdü. Asıl eniştem nerede?"
Dilara suskunluğunu bozamadı bir an. Artık kocasından bahsetmek kolay gelmiyordu genç kadına. İçinde anlamlandıramadığı bir huzursuzluk, anne babasının vefat ettiği günden kalma bir soğukluk vardı kocasına karşı. Eş dediğin tüm acıları paylaşmaz mıydı? Neden Faruk anne ve babasına hiç üzülmemişti? Ya da neden bebeklerini kaybetmelerinin sorumlusu, tek suçları o gün vefat etmek olan ailesiymiş gibi davranıyordu? "Bilmiyorum," dedi en içten sesiyle. "Ne zaman geleceğini de bilmiyorum. Nereye gittiğini de..."
"Şey..." ne diyeceğini şaşıran Eslem saçlarını sağ omzuna topladı. "Peki, ne yapalım. Bebeğin hemen uyudu. Battaniyeyi serersen yatırayım."
Dilara açık saçlarını at kuyruğu şeklinde bağladı. Çantasından çıkardığı küçük battaniyeyi kanepenin üzerine serdi. Eslem çocuğu yatırdığında üzerini sıkıca örttü. Daha küçücüktü bebeği. Küçücük ve kimsesiz. Elinden geldiğince anne olacaktı Dilara ona. Kan neyse süt de oydu sonuçta. Onu dokuz ay karnında taşımamış olabilirdi. Ama karnında aylarca taşıdığı bebeğini toprağa vermiş anne kalbi, Berke'ye aynı sevgiyi besliyordu. Çünkü Berke'nin ne kadar Dilara'ya ihtiyacı varsa Dilara'nın ona o kadar ihtiyacı vardı. Faruk'un uzaklaşmak için bahane aradığı şu günlerde en çok bu küçüğe ihtiyacı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİR
Fiksi UmumSon bulmaya yüz tutmuş bir hikaye... Acı vermeyen son olur mu? Ona ilk baktığında filizlenen aşkın, son bakışınla son bulur mu? Ya onunla atmaya başlayan kalbin, gidişiyle durur mu? Acılarla bezenmiş bir hayat, özlediğin gelmeden mutluluğa bulanır m...