Halis

6.4K 618 71
                                    

Efkan ve uyku aldığı pozisyonlar meşhurdu. Misal vermek gerekliyse illa.

Eskiden hep "çıt" sesine uyanan ve etrafta mumla gezinen korku filmi karakterlerine özenirdi Efkan. Çünkü kendisi bir Türk velediydi. Hopörler kulağında patlayacak kadar yüksek sesle çalgıcıların da eşlik ettiği düğünlere giderdi. Üstelik bu düğünlerde pastayı mideye indirdikten sonra - anne ve babasının,üstüne babanne ve dedesininkileri de- hemen ardından masanın üzerinde uyuyakalırdı.

Efkan son ses gürültüde o düğünlerdeki masada mışıl mışıl uyuyabiliyordu.Tıpkı şimdi koltukta ağzı açık sızdığı gibi.Üstelik dudaklarında ve çenesinde ufacık bir ıslaklıkla,dakikalar içerisinde kısacık bir süre zarfında uyuya kalmayı başarabilmişti.

Aslında bu gece onun için zorlayıcıydı çünkü tek başına tuvalete giderken evdeki sessizlikten korkmamak için Denis'i mesajlarıyla taciz etmişti. Tabir yerindeyse tuvalet yolunda kötü emellerine onu da alet etmişti. Üstelik gün boyu okulda soru çözmüş,basketbol oynamış sonrasında ise alışveriş merkezinde Efkan'ın peşinde gezinmişti oğlan elbette ki erken uyumalıydı.

Sokak itleriyle cenge girişmişti al kana düşmeden kurtulmuşlardı,destansı bir savaştı.

Tabi erkekliğin yüzde doksan dokuzunun "kaçmak" üzerine kurulu olduğu bir savaştı ama...Detaya gerek yoktu. Göğüs göğüse dövüşmüşlerdi ya er meydanında,ona bakmak lazımdı.

Muhtemelen Denis yine küfür edip evine gelmekle ilgili tehditler savurmuştu,o kısmını pek hatırlamıyordu zira Efkan. Denis her zaman onu küfürler edip dövmekle tehdit ediyordu ama bir şeyler yapmıyordu gün sonunda. Belki de şeytan tüyü vardı Efkan da işte kıyamıyordu.

Bu nedenle mesajı umursamadan bir kenarda ayyaş gibi sızmayı sürdürmüştü. Babasının bira dolabını da biraz kurcalamış hatta dört tanecik biracık yuvarlamış dahi olabilirdi bu gece.Nedensizce içme isteği hissediyordu ve sünger misali emiyordu alkolü. Bir kenarda sızmıştı güzelce sonra da biranın getirdiği çiş meshanede birikince tuvalete gitmek için Denis ile sohbet ederek onu da uykusundan etmişti.

Kapı zili çaldığında korkudan neredeyse tabutundan çıkan bir vampirin gün ışığına verdiği tepkiye eş değer tepki koymuştu!

"Hass.."

Zil sesiyle birlikte çarpaz adımları kapıya ilerledi. Gecenin bu saatinde bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda mazgalları bile su basıyor,kanalizasyon sistemi ağıt yakıyordu adeta. Camları döven sağanak yağmurla birlikte Efkan telaşla kapıyı aralamıştı kim o dahi demeden.

"Eğer alo demeyi beceremiyorsan siktiğimin telefonunu kullanma amacın nedir?"dedi sırılsıklam hale gelmiş Denis.Alacalı gözleri öfkeyle kısılırken,alnına yapışan kıvırcık bir tutam dağılıyordu ıslaklık etkisiyle. Bir yağmurluğu vardı,siyah bir bomber ceket. Buna rağmen baştan aşağıya sırılsıklam haldeydi.

"Tam on dakikadır kapıdayım ve zile basıyorum,arıyorum !"diye tısladı Denis oğlanı sertçe göğsünden ittirirken.

"Ben.."dedi Efkan şaşkınca. "Ben uyuyakalmıştım."

"Sana geleceğim dedim."dedi Denis öfkeden belirginleşen çenesini sıkarken.

"Maytap geçiyosun sandım ya ben.."dedi Efkan.

"Uyurken salya mı akıtıyorsun?"dedi Denis alayla. "Çeneni sil."

"Yoo.."dedi Efkan aceleyle.

Denis onu sertçe ittirip evin içine adımlarken çoraplarına dek sırılsıklam halde parkede iz bırakarak ilerledi. "Şimdi bana odanı göster ve çelimsiz zargana bedenine rağmen bana uyacak bir şeylerin olduğunu söyle."

"Sen halis değilsin dimi?"dedi dört kutu biranın etkisiyle Efkan'ın karnı guruldarken.

"Kapat şu kapıyı,soyunmam lazım."



Nau  Nau !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin