"Efkan ?"diye mırıldandı uykudan şişen gözleriyle birlikte Faruk.
Oğlanın çalı yuvasına dönmüş saçları kumral bir ip düğümü haline gelmişti.
Göz altları o denli şişmişti ki sanki yüzyıllık uykusundan yeni uyanmış kadar yorgun bir halde duraksıyordu kapıda."Uyuyan güzel."dedi Efkan kanlanan gözlerini devirip. Ve titreyen sesini kendi bile duymamak adına sanki dünyanın en mutlu insanı gibi şakıdı gür bir sesle.
"Prens öpmedi mi la seni çirkinsin diye?""Ha ha."dedi Faruk bayık bir bakışla kapıyı savururken.
"Bir buçuk saatim var diyordun?""O iş iptal."dedi Efkan kanlanan gözlerinden bir damla savrulmasın diye yukarı dikerken.
Ve böylece Faruk'un evinin girişine asılı "Hoşgeldiniz." yazılı korkuluk adam süsüne hayatında gördüğü en ilginç şeymiş buymuş gibi dikti gözlerini.
O aptal balkabağı suratlı korkuluk adamı defalarca kez görmüştü oysa.
"Yeni mi ya bu?"dedi kızaran gözlerini yumarken.
"Çok çirkin amına koduğumun ucubesi.""Bizimkiler evde."dedi Faruk burun çekip mavilerini süzerken.
"Lağım ağzını kapat ,küfür etme.""Ha."dedi Efkan eğilip ayakkabı bağcıklarını çözerken.
"Akşam yemeği saati ve sen niye uyuyorsun ?""Keyfim yok."dedi Faruk boş bir bakışla.
"Sebep?"
"Haftasonu sınavımız var ya hani."dedi Faruk alaylı bir bakışla.
"Siktir et amına koyayım,köy göte rahvan gitsin dünyanın sonu değil ya ?"diye mırıldandı Efkan ayakkabılarını dolaba fırlatırken.
"Yarın gece de mezuniyet var.""Ne mezuniyeti Efkan."diye fısıldadı Faruk oğlanı odasına buyur ederken.
"Sınava odaklanmaktan kafamı var eğlenmeye ?""Oğlum kör girse koklayarak baraj geçerdi ki barajı da kaldırdılar. Zeka seviyesi ortada bir ülkedeyiz. Ne kastınız?"dese de lafları boy boy ağzında tıkanmıştı Efkan'ın.
Sanki bitmek bilmez bir kıraathanenin içindeki muhabbetteydi.
Bir kaç kez babasıyla gitmişti kiraathaneye.
Dedesini ziyaret etmek amacıyla gitmişlerdi zira Efkan'ın babası üniversite yıllarında boynu fularlı elinde Rus edebiyatı kitapları ile gezen Türkiye'ye düşen "ilk white chocolate mocha tanelerinden"biriydi.
Kıraathane ile işi olmazdı.İşte Faruk'un evi tam olarak kıraathane havasındaydı şimdi.
Mutfakta tabak sesleri çınlıyordu. Bilerek sertçe masaya bırakılan bardaklar şıngırdıyordu misal.
Duman altı mutfaktan sigara kokusu yükselirken birbirine adeta düşman gibi bağıran ebeveynlerinin sesi kulak tırmalıyordu."....Derya'nın oğlanın gittiği vakıf üniversitesine göndeririz en kötü."diyordu tiz bir sesle bağıran kadının sesi.
"Vakıf üniversitesinden mezun avukat mı olur ? Marmara kazanacak. Bitti."diye gürlüyordu babası.
"Puanı yetmezse napacaksın? Keselim mi kurbanlık gibi!"
"Yapar benim oğlum salak mı ? Dayısına çekse ,senin ailenin erkekleri gibi aylak olurdu gerçi."diye kahkaha savurdu adam ve çay bardağını sertçe tezgaha savururken.
"Malum, zeka anadan geçiyor ya.""Ailemi ağzına alma ! Terbiyesiz. Sen ikinci girişinde kazanmışsın."
"Sen bitiremedin bile?"
"Hacı."dedi Efkan kendi yerle bir moralini bir kenara bırakıp kapıyı sertçe kapatırken.
"Gel biz seninle Eskişehir yapıp ortamlara akalım.""Şehirdışı?"dedi Faruk yorgun bir gülüşle yatağa uzanırken.
"Canımı almaktan beter ederler. Tercih listem şimdiden yapılı. Hem de çocuk gibi buzdolabına asılı halde. Sanki siktiğimin gerçeğini her an ,su içerken de dahi görebileyim diye,magnetle asılı amına koyayım.""Üç yaşında değilsin. On sekize giriyoruz."diye tısladı Efkan yatağa oturup bağdaş kurarken.
"Bunu çekmek zorunda değilsin. Toksik amına koyayım !""Dönem başladığından beri."dedi bir sigarayı alevlendirip küllüğü umursamazca çarşafa koyan Faruk.
"Yarış atı gibiyim. Onun bile havuç ödülü var. Anlıyor musun ? Onun bile havuç yemeye fırsatı var amına koduğumun dünyasında.'Faruk şişik gözleriyle uzun bir nefes alırken sigarayı tutan eli titrekti. Öyle ki külü yatağa savurduğunu bile umursamıyordu o an.
"Gamze'den ayrıldım.
Sonra gezmelerim bitti.
Siktiğimin fino köpekleri bile işemeye çıkıyor.
Günde beş yüz siktiğimin sorusunu çöz Faruk.
Yanlış ve boşları tekrar çöz.
Kursa git.
Telefona sınır.
Bilgisayar oyunu yasak.""Alcatraz cezaevi."diye mırıldandı Efkan arkadaşına destek olmak üzere omzunu kavrarken.
"Ama reşitsin ve sana karışamazlar.""Kordon bağımın da siktiğimin doğumunda kopması gerekmez miydi?"diye mırıldandı Faruk boş gözlerle.
"Yemiyorum,içmiyorum. Üc paket sigara harici ciğerlerim oksijeni unuttu. Ölü gibiyim.
Yaşamıyorum.
Sürekli yetersiz olduğum,sınava kaç gün kaç saat kaldığı konuşuluyor. Anlamıyor musun Efkan ? Ben çocuk değilim.""Tabi ki değilsin koca adamsın."dedi Efkan kaş çatarken.
"Hayır hayır..."dedi Faruk alayla bakarken.
"Ben çocukları değilim,projeleriyim. Ne zaman ne yapacağım bile hesap kitapta. Anlıyor musun? Ben onların dönem ödeviyim.""Sikerler."dedi Efkan hırsla.
"Yarın felekten gece çalıyoruz. Mezuniyeti yıkıp geçiyoruz. Duydun mu? At üzerinden ölü toprağını...""Ölü toprağı mı? Hayatıma hoşgeldin..."dedi Faruk'un sesi aile içi bir kavganın fitil ateşi olan bağırtılarda silinirken.
"Bak...şimdi hangi kuzenimin hangi okulu kazandığını konuşacaklar...""Bizde kalmaya ne dersin ?"
"Senin durumunda çok iyi görünmüyor. Ağladın mı lan?"dedi Faruk dudak dişlerken.
"Bizimkiler arıza değil."dedi Efkan omuz silkip.
"Gönül işi.""Denis denen elemana kaldırdığını kendine itiraf mı etme aşamasındasın."dedi Faruk alayla yatağa uzanırken uzun bir duman savurdu tavana.
"Siktir."diye gürledi Efkan hırsla yumruk sıkarken.
"İbne değilim.""Bakışların neden D sınıfındaki Melis'in memelerinde değil de Denis'in top tutan ellerinde o zaman ?"diye mırıldandı Faruk alayla.
"Sadece hayranlık."diye mırıldandı Efkan alayla.
"İlk defa Amerikan koleji tipli siyahi bir eleman teşrif etti okuluma?""Sen de onun altında kıvranmak isteyen ponpon kızı olmak istiyorsun ?"diye fısıldadı Faruk alayla gözlerini kısarken.
"Neden itiraf edemiyorsun.""Siktiğimin eşcinsel bir ilişki hayalinde değilim?"dedi Efkan kanlanan gözlerini dikerken.
"O halde ?"
"Belki sadece bir gecelik bir şey istiyorumdur ? Denemek istiyorumdur Faruk. Sanane amına koyayım. Sikimin bekçisi misin?"
Efkan,dikelip kapıya yönlenirken Faruk alaylı bir gülüşle yumdu gözlerini."Onu objeleştiriyorsun,yatağa atıp sonra da şakaya vurup kaçacaksın."diye mırıldandı Faruk burun kıvırıp.
"Seni dövemiyor nasılsa. Zaafı olmuşsun.""Bana kancık muamelesi mi ediyorsun lan?"diye fısıldadı Efkan gözlerini yumarken.
"Sen de o göt yok diyorum kanka. Üniversiteye gidince yüzüne bakmaz Denis. Bizden bir sikim olacağı yok. O ise...Doktor olacak muhtemelen."
"Üniversiteyi de sikeyim. Negatifliğini de sikeyim."diye tısladı Efkan alayla.
"Seni de sikeyim.
Denis'i de sikeyim..""Onun jelibon beyinli arkadaşlarını da sikeyim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nau Nau !
RomanceEfkan: Minibüse biniyorum on tane zenciii ben diyorum kalk bana diyor nau nau Efkan : Ya ben kalk oturayım düşüyorum yok diyor nau nau diyor. Denis : O "zenci" kelimesini sana yedireceğim. Nerede ve ne zaman gebermek istiyorsun helvan sade m...