Mezuniyet Çıkmazı.

6.8K 625 92
                                    

"Şey.."dedi Efkan annesinin mutfaktan çıkmasıyla birlikte bakışlarını Denis'e yöneltirken. "Hoşgeldin ?"

"Bunu kapıda da söylemiştin Erkan."dedi Denis alayla gözlerini kısıp." Tam olarak üç kez."

İki oğlan mutfak masasına yerleşirken Efkan sessizce dudakları arasındaki sigarayı yakmak üzere ocağa eğildi. Ocağın ateşini yakarken, bebek saçlarını ve kaşlarının bir kısmını sigara tanrılarına feda edeceğini bile bile üstelik. Lakin aldırmadan sigarasından uzun bir nefes aldı ve mutfak masasında ellerini kavuşturup duran oğlana bakındı.

Her zaman asabi görünürdü. Sanırım bunun devasa boyu ve daimi çatık kaşlarıyla anlamlı ve yakından bir ilişkisi vardı. Denis'in çikolata rengi teni bir miktar soluk görünüyordu. Bu nasıl oluyordu bilmiyordu Efkan zira solmak gibi eylemler beyaz ırka mensup kişilerce gerçekleştirilen bir fiziksel özellik olarak kodlamıştı kafasında.

"Bana gelmişsin."dedi Denis uzun bir bakışla birlikte.

"Geldim."dedi duman gözlerini yaktığı için hafifçe bakışlarını kısan Efkan. Alacalı gözlere koyu renk harelerini dikip yutkundu seslice. "Notları bırakmaya geldim."

"Notları mı bırakmaya."dedi Denis gamzelerini belli edecek kadar geniş bir gülümseme sunarken. "Bunu Whatsapp ya da mailden de yapabilirdin,Efekan."

"Adım."dedi Efkan dik bir bakışla. "Siktiğimin Efkan'ı ve sen de bunu biliyorsun iri oğlan."

"Ha."dedi Denis alayla gözlerini kısarken. "Çıkar pençelerini,sinirlendin. İyi. Çünkü ben de sinirliyim."

"Sen mi?"dedi Efkan alayla kahkaha savururken şuh bir bakışla devirdi gözlerini. "Burkito ile keyfini bozdum  sanırım ? Duşta sabunu düşürmedin inşallah, yoksa sabunu düşürten kişi misin. Çünkü son bıraktığımda sabunu içime sokacak olan kişi gibi duruyordun,pasifsen bileyim..."

"Siktir."dedi Denis yüzünü ekşitip. "Sen ne zırvalıyorsun?"

"Her neyse."dedi Efkan burun çekip. "Sınava iki gün kaldı ve sikik rehber hocaları bilirsin..."

"Sikik rehber hocası odasında lanet koca kıçını büyütmek ve ders programı çıktısı hazırlamak haricinde bir sike yaramıyor."dedi Denis tek nefeste.

"Ve evet. O bir boka yaramayan koca götlü bile son gün çalışmayın,akışına bırakın diyorsa okul hakkında konuşma niyetim yok."dedi Efkan hiç de kibar olmayan bir biçimde Denis'i evden kovarken. "Yani okuldan kimseyi de görmesem iyi olur."

"Bak Efkan."dedi Denis hırsla dudaklarını dişlerken.

İşte şimdi elmacık kemikleri içine çekilmiş ve adeta yanakları yok olacak denli belirmişti. Çenesi yay gibi gerilmekten ve göz rengi koyulmaktan,o güzel suratı neredeyse tüm hatlarıyla yok olmuş da korkunç bir adam gelmiş gibiydi.

Ve yine o gür sesi bastırıyordu Denis'in nefesi.

Öfkeden deliye dönse de Efkan'a karşı olan zaafı ona kaba kuvvetin gövde gösterisini bile sunmaktan çok ötedeydi. Hayır diyemeyediği bir şey haline gelmişti oğlan ve normalde tozu dumana katacak hareketlerine bile tolerans gösteriyordu.

Sikik bir ebeveynin şımarık çocuğu gibiydi Efkan. Sanki Denis ise onun babasıydı. Şımarık oğlu ne derse ikiletmeden yerine getiriyordu,onun emrine amade bir şekilde hayatı anlamlandırıyordu adeta. Ve bu şımarık çocuk babasının ona "dur,sus " diyememesini onu sustalı maymunu haline getirerek dibine kadar kullanıyordu!

"Sikeyim!"diye fısıldadı elleriyle yüzünü kapatan Denis. "Sana bağıramıyorum bile."

"Ne söyleyeceksin ?"dedi Efkan dudaklarını ısırıp. "Dün gecenin bir hata olduğunu mu ?"

"Benim geldiğim yerde mezuniyet..."dedi Denis sıkıntıyla. "Mezuniyet gecesi yani gerçekten Hollywood klişesi filmler gibidir. Herkes tüm sene onu bekler,birinci sınıf Junior iken başlar son seneye kadar sürer. Herkes o gecenin hayalini kurar yani.."

"Babam mısın?"dedi Efkan alayla. "Daha demin aynı konuşma geçti."

"Sayılırım,artık sanırım."dedi Denis sinirle. "Ama senin gibi bozuk bir dölü sikimden atmış olsam bir daha tekrarlanmaması için o siki keser,tanrılara kurban ederdim."

"Babam ve annem de aynısını yapıyor. Doğum kontrol yöntemiyle."dedi Efkan kıkırdayarak. "Zirvede bıraktılar işte beni."

"Yani bu sikik mezuniyet eskiden benim de en büyük hayalimdi. Bilirsin."dedi Denis gözlerini yumup. "İyi bir üniversitede tıp okumaya gitmek,kampüsün spor klubünde basketbol koçu olmak,güzel kızlarla takılmak,deli gibi içmek ve..Artık bunların hiç biri yok."

"Türk eğitim sistemine hoşgeldin."

"Konu Türkiye değil."dedi Denis sıkıntıyla.

"Neden artık mezuniyeti önemsemiyorsun?"dedi Efkan tek kaşını havaya kaldırıp. "Burada da işsiz kalmama garantili bölüm tıp okuyarak,dandik potalarda basket topu fırlatıp bıyıklı kezbanlarla takılabilirsin."

Bıyıklı kezbanlar kısmını biraz asabi mi söylemişti o?

Denis tebessüm etti "Artık bunu düşünmeyecek kadar ciddi meseleler ile uğraşıyordum. O hayaller orada kaldı. Artık buradayım. Fransa değil."

"Neden?"dedi Efkan şüpheyle. "Bana hala buraya geliş nedenini söylemedin bile.."

"Efkan."dedi Denis sıkıntılı bir nefesle. "Siktir et ben romantik dolambaçlı yollar falan yapamam. Uzun uzun hayal ve motivasyon konuşması da yapamam oğlum,tamam mı ? Ben..."

"Sen?"

"Akşam yedi de kapının önünde ol yarın akşam."dedi Denis yerinden kalkıp ,masaya astığı ceketini omzuna savururken.

"Ha?"

"Erkan."dedi Denis kulaklarına bir fiske vurup. "Kulaklarını doktora götür,akşam yedi. Bir dakika geç kalırsan,yürümek zorunda kalırsın."

"Ne diyon?"

"Bugün seni görmek istedim,yarın da görmek istiyorum. Mezuniyete birlikte gidelim."diye yanıtladı Denis kaçamak bir bakışla.

"Nasıl lan? Kavalyen gibi mi ?"

"Escortum gibi."dedi Denis alayla göz kırpıp. "Ucuz,yaşlı ve çirkin olanlarından ama..."

"Siktir."dedi Efkan alayla. "Sen..."

"Benimle mezuniyet partisine geliyorsun."

"Ben escort sen de pezevengim gibi mi ?"dedi Efkan alayla. "Yoksa iki bekar,dün gece yiyişmiş,yakışıklı bebeler gibi mi ?"

"Sana hayır diyemeyen ve muhtemelen ömrü boyunca da diyemeyecek olan bir aptal ve  onu her fırsatta bok gibi hissettirecek olan şımarık piç nasıl giyinirse..."dedi Denis alayla. "Öyle işte güzelim."

"Pekala.."dedi Efkan göz kırpıştırıp. "Sevişmeden önce de.."dedi yutkunup. "Ben zaten yanıktım sana."

"Yanık değilsin,pişmemişsin."dedi Denis oğlanın beyaz tenini gösterip göz kırparken. "Tanrı fırını açmayı ve beyin mayalamayı unutmuş seni yaratırken."


Nau  Nau !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin