Hiç bir şey olmamış gibiydi.Hiç bir şey.Hem de en ufak bir şey.
O sabah ailece kurulmuş güzel bir sofrada baş köşedeki Denis,saraydaki elmas gibi incelenmekteydi. Tatlı bir ırkçılık söz konusuydu zira Efkan'ın ergen ebeveynleri de Efkan'ın esintilerini fazlasıyla taşıyordu.
"Rap sever misin!"demişti Efkan'ın annesi omletten uzun bir lokma alırken. "Efkan da dinliyor. Cıstak cıstak arabada."
"Basketçi misin ?"demişti babası hevesle. "Bizimkini de verdik ama hareket etmeyi sevmiyor."
Tüm siyahileri basket oynayan ve rap dinleyen olarak bellemişler diye kızmak yersizdi. Zira Denis rap harici pek bir şey dinlemezdi ve sabahtan akşama kadar basket oynardı. Ergen bir kızın High School Musical izlediğinde düştüğü Chad gibiydi imajı. Yalan da sayılmazdı doğrusu. Potaların kralı,rapin de ağır hayranıydı.Efkan'ın arkadaşları çoktu ve eve bazen gelip gidiyorlardı ya da Efkan arada bir kaçıyordu arkadaşlarında kalmaya lakin Denis'i ilk defa gördükleri için şaşkınlardı.
Eğer Efkan kolsuzlara otuz bir bölümü bölüm başkanıysa Efkan'ın arkadaşları da Madonna'nın konserinde deri kıyafet giyen dansçıların üzerine yağ dökmekten öte kariyer hedefi olmayan arkadaşlardı.
"Haftasonu sınav var."demişti annesi heyecanla. "Heyecan var mı ? Ne istiyorsun Denis."
"Tıp."demişti Denis dalgınca.Nedendir bilmiyordu hiç bir arkadaşının ailesiyle tanışırken eli ayağı birbirine girmiş ve önündeki tabak büyük hale gelmemişti böyle.
Ha tabi gece oğullarını yatak odasında inlettiği gerçeği de bunu kolay kılmıyordu!
"Tıp.."dedi babası merakla. "Vay be,Efkan okulun tüm puanı toplansa bizden tıpa puan çıkmaz diye alay ediyordu hep."
"Denis."dedi Efkan ağzına irice bir dilim salam atarken. "Yerli değil,ithal. Bizim okuldan temel oturtsaydı ancak Temel ve Dursun fıkrasındaki Temel olurdu..."Denis bu bayık espriyle birlikte soğuk bir tebessüm koysa da Efkan ve ailesini gürül gürül güldüren bir espri olduğu aşikardı. Sanırım ailecek "mizah" algısıyla ilgili baya düşük standartları vardı.
Sevimliydi.
Efkan da ailesi de..
Yani sevimli sayılırdı.
Denis'in ailesi biraz daha ciddiydi. Babası despot bir adam sayılmazdı ama işkolikti. Annesi de işkolikti ve evde kariyer savaşları esiyordu. Kimin daha yüksek diploması var kaygısı bile açıkça hissediliyordu mutlu bir ailesi olsa da.
Denis önceden kız kardeşi ile iyiydi ama...
"Efkan tek çocuktu sanırım."dedi Denis çaydan bir yudum alırken. "Söylemedi hiç kardeşlerini falan ama."
"Bunu görünce ikinciye cesaret edemedim ayol."dedi annesi kıkırdarken.
Denis gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken "Dünya bu kadar karizmaya hazır değil diye."diye ekledi Efkan çatalını sertçe tabağa bırakırken. "Annem kızların kalbini düşünmüş,erken yaşta kalp hastası olmasınlar diye."
"Teşekkür ederim."dedi Denis sofrayı işaret edip. "Elinize sağlık ama annemler beni merak etmiştir."
"Biz teşekkür ederiz."dedi babası aceleyle. "Evde biz yokken Efkan'a arkadaşlık ettiğin için."
"Ben geçiyim."dedi Efkan yanakları kızarırken. "Denis'i."
"Haftasonu sınav var."dedi annesi derin bir nefesle. "Cuma gecesi mezuniyete kimle gidiyorsun Denis, kız arkadaşın var mı?"
"Benim..."
"Bizimkinin de yok."dedi babası telefona gömülürken. "Seviniyorum kimsenin kızını psikologluk etmenin vebalini almadığımız için ama gitmeyeceğim diyor."
"Anı kalır yavrum ,gideceksen ikna et de."dedi annesi çipil çipil bakarken. "Efkan'ı da ikna edin arkadaş arkadaşa anı kalır."
"Gereksiz hocalar, sırf yaşıt olduğumuz için aynı binada tıkılı olduğumuz hamburger köftesi kadar beyni olmayan akranlar."diye mırıldandı Efkan göz devirip. "Eminim Denis gelmez bile o mezuniyete."
"Yoo."dedi Denis soğuk bir sesle. "Bir anı."
İkisi birlikte apartman kapısına doğru yöneldiğinde içeriden şen şakrak muhabbetler devam etmekteydi. Denis, sinirliydi. Yersiz sinirliydi lakin Efkan'ın yüzüne bir tane patlatmak ve dudaklarına yapışmak arasında gidip geliyordu sinirden.
"Bir şey söylemeyecek misin ?"dedi Denis dişleri arasından.
"Ne gibi?"dedi Efkan yutkunurken.
"Dün geceyle ilgili."
"Göz kulak oldun ve yağmurda yanıma geldin."dedi Efkan tebessümle. "Var ol."
"Efkan."dedi Denis alayla gülümserken. "Siktir et be oğlum,kahretsin."Denis sinirle arkasını dönüp,elleri cebinde adımlarken sinirini alamadan yeniden döndü ve gürledi kapıda dikilen oğlana. "Hatırlamıyorsun bile tabi,zil zurna sarhoştun ve anlamı da yoktu zaten..."
Efkan boş gözlerle Denis'i süzerken Denis alaylı bir gülüşle "Siktir.."diye inledi.
"Bilmem gerekirdi,siktiğimin sikik klişeleri. Sarhoş kafayla yaşanan şeylerin sabahında bir taraf sik gibi ortada kalır ve hatırlamaz uyanınca o kişi. Klişe işte."dedi Denis tıslarken. "Siktiğimin klişesine göre zaten sabah kalkınca unutacaktın!"
"Neyi?"dedi Efkan dudak dişlerken. "Az kalsın sikişecek olduğumuzu mu ?"
"Sen ne.."dedi Denis olduğu yerde çakılı kalırken.
"Az kalsın sikişecek oluşumuzi,fanfinifon seksi don olayları yani..."dedi Efkan yutkunup kapıyı tez bir biçimde kaparken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nau Nau !
RomanceEfkan: Minibüse biniyorum on tane zenciii ben diyorum kalk bana diyor nau nau Efkan : Ya ben kalk oturayım düşüyorum yok diyor nau nau diyor. Denis : O "zenci" kelimesini sana yedireceğim. Nerede ve ne zaman gebermek istiyorsun helvan sade m...