Emlak Balonu

6.5K 490 114
                                    

Ağır yazar anısı içeren bölüm...

Spirit ile dosta doğru vol36748595050

----

"Birazdan şuraya Arap Şükrü gelse şaşırmam."diye mırıldandı Efkan meyvesuyundan uzunca bir yudum alırken. "Hatta Kobra Murat."

"Eğlenmeye bak."diye yanıtladı Denis soğukça.

"Avrupa rüyasından uyan."diye sırıttı Efkan gözlerini pörtleterek,abartılı bir tavırla gürlemişti. "Balo kraliçesi olmak isteyen Elizabethler,kral adayı Lucaslar , elit bir tören ve romantik evden alma sahneleri,unuttttt. Burası Türkiye welcome to cehennem."

"Fazla dizi izliyorsun."diye yanıtladı Denis sıkılgan bir tavırla.

Geldiklerinden beri yaptıkları tek şey buydu. İki oğlan omuz omuza vermiş yalı kazığı gibi dikilerek vakit öldürüyorlardı. Tamam vizyonsuz okullarından Britney Spears konserli bir performans bekledikleri yoktu. Ankara havaları eşliğinde yanık ten çorabın hakim olduğu bu ıssız ve çorak "bahçede" en azından yemekli organizasyon ummuşlardı.Yemek konserve barbunya ve konserve sarmaydı. Bayat düğün pastası ve limonata ile damak çatlatan bu benzersiz lezzete hayır demek mümkün değildi.

Efkan kremadan oluşan pastayı didiklerken "İçinden çıkan sinek sayısı kadar seviyorum seni Denis. Yani sonsuzluk kadar..."diye mırıldanmıştı.

Denis ilk başta Efkan ile neden buraya geldiğini sorgulayan bir bakış atmıştı. Otoriter,sert ve soğuk. Fakat sonradan boğaz yakıcı glikoz şurubuna bulanmış limonatadan bir yudum çekip  "Belki de sinek sayısı bizim sonsuzumuzdur,ha Erdal ?"diye buyurmuştu.

Böylece ilk başta mesafeli ve havalı duran yönlerinden eser kalmamış ,oturup milleti süzmeye başlamışlardı. Bu süzüşler daha sonrasında arkadaşları tarafınan piste doğru çekilmeye yol açsa da sabit bir şekilde durmaya devam etmişlerdi.Ta ki Efkan dahiyane bir planla sokağın başındaki tekelden votka alana dek. Denis kıvrak bir bilek hareketiyle masanın altından meyvesuyu dolu bardakların içine alkol dolduruyordu.

Ve emrediyordu votka : "Dans edebilirsin!"

Bir kaç shot sonrası kendisinin Michael Jackson'ın ötesinde figürlerle dans edebileceğine inanan Efkan sırnaşık hareketlerini pistte değil,Denis üzerinde sergilemeye başlamıştı.

Elleri dans etmek üzere havaya kalkmamıştı. Masanın altından Denis'in bacaklarında gezinmek ve şişik bir yerlerini avuçlamak üzere hızlanmıştı. Kumaş pantolon üzerinden belli olan sertliği avucunun içinde bastırdığında Denis'in kapanan gözlerini seyre dalmıştı. "Çok erken."diye mırıldanıyordu Denis. "Siktir git başımdan Efkan."

"İsmimi."diye mırıldandı Efkan alayla. "Aslında dilinden düşüremeyip,dikkat çekmen için yanlış telafuz etmen kaç puan?"

"Eğer sikimi az daha kaldırırsan,pistin ortasında sikerim."diye fısıldadı Denis sinirle. "Gelecekteki çocuklarına mezuniyet anıların diye yetişkin içerik film izletirsin. Başrol sen."

"Ebeveyn sevişmesi.."diye surat ekşitti Efkan alayla. "Nau nau...Almayayım."

Denis'in gergin çene hattı gülümseyişinin etkisiyle yumuşarken Efkan'ın çenesinin ucuna kaçamak bir buse konmuştu. Arkaları pistte döndüktü ayrıca da sanki eğilip bir şey söylemiş kadar kısacık ve basit bir anda olmuştu bu. Kimsenin gördüğünü sanmıyordu ve dahası masa altından alkol yuvarlayanların sadece kendileri olduğunu da sanmıyordu.İri maşalarla kuaför kurbanı olmuş kızların da sosisli sandviç ekmeğine ayak sokmuş gibi duran babetler giymiş olan oğlanların da eğlencesi gırlaydı hala. Demet Akalın'ın hit şarkılarından birinde teke gibi kokutmaya devam ediyorlardı ortamı.Ve ruhsuz matematik hocasının halay başı olduğu yerde kıyametin ayak sesleri de var demekti. Yılda bir kez olan enerji depolamasını burada harcayacak ve kalan 364 gün boyunca ruhsuzluğunu muhafazza ve müdaafa edecekti şüphesiz!

Nau  Nau !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin