Terden sırılsıklam olan bedenleri hala birbirinden kopamıyordu. Bolca tırnak,diş ve tokat izi doluydu. Efkan içinin parçalandığına yemin edebilirdi. Bacakları zangır zangır titriyor,kalçaları ise alev alev yanıyordu. İçinde derin bir kazı çalışması gerçekleşmiş gibiydi lakin poposu da tokatlanmaktan morarmıştı. Denis ise tam manasıyla kasıklarından alev alıyordu.
Boşalmıştı lakin içinden çıktığında ve oğlanı çıplak izlediğinde tekrar yükselmişti. İkinci kez onun içine gelmek kulağa hoş gelse de biraz daha zorlarsa Efkan'ın sonu acilde bitebilirdi.
"Siktir."dedi Denis arka koltukta uzandıkları vakit. Çırılçıplak göğsüne uzanan oğlanın saçlarını parmak uçlarına dolamıştı. "Hayatımda ilk defa sikim küçük değil diye için kızgınım."
"Ha?"
"Fazla büyük olmasaydım şimdi ikinci kez içine gelebilirdim,bil bakalım neden lanetliyim?"diye mırıldandı Denis. Dudakları arasında bir küfür savururken Efkan kıkırdamıştı.
"Ben hamburgerimi hep bir boy büyük menü yerim."diye fısıldadı Efkan. "İlk başta bitiremiyordum şimdi üçüncüyü de gömüyorum...Yani ekstra mayoneze hayır demem."
Çırılçıplak ve ıslak tenleri birbirlerine sürterken Denis huzursuzca kaş çattı. Zira Efkan'ın anne ve babası telefon etmişlerdi ve gerçekten endişelenmeye başlamış olmalıydılar.
"Sikik müdür sizinkileri aramıştır,sorun çıkarırlar mı ?"dedi Denis sinirle. "Bebeğim,aileni çok iyi bilmiyorum yani şeker tiplere benziyorlar da bu gece eve gitme,benimle kal."
"Yok."dedi Efkan alayla. "Anne ve babam öyle tipler değildir,yazık değil mi adamı sinirlendirmişsin diye özür çiçeği yollarlar."
"Sonuç olarak yine ben de kal."diye mırıldandı Denis çocuksu bir sesle. Sonra sesini toplayıp yeniden gürleştirdi. "Yani,istersen."
"Birileri bana hayran olmuş."diye fısıldadı Efkan göz devirerek.
"Üşüyeceksin."diye mırıldandı Denis. Ayakları dibindeki gömleği oğlanın sırtına örterken huzursuzca yeniden fısıldadı. "İlla eve gidecek misin ?"
"Evim sensin."dedi Efkan dramatik bir tonlamayla. "Hatta birazdan sen yarim idun türküsü eşliğinde Fahriye ve Özcan Deniz solosu atacağız."
Denis karşılık vermemişti.Bu Efkan'ın ta kendisiydi. Bir kaç dakikalığına kucağında kedi haline geldi diye pençeleri ve miyavlamaları son bulacak değildi. Lakin her zamankinin aksine Denis onunla şakalaşma taraftarı değildi.İlk defa ciddiyetsizliği sinirlerini bozmamış,kızdırmamıştı. Daha ziyade...buruk hissettirmişti.
"Siktir et,sana teklif eden de kabahat."diye mırıldanmıştı Denis. Pantolonunu bacaklarından geçirirken kapıyı hafifçe aralamış ancak ardından hemen kapatmıştı.
"Beni eve bırak."diye mırıldandı Efkan tebessümle. "Çünkü sabah ilk iş sana geleceğim, ortalığı bokladığım için anne babam endişeli. Muhtemelen müdür yardımcısı beni araziye gömmüş olabilir diye korkuyorlardır. Senin koynunda olduğumu bilmediklerinde...şey...yani...endişelerini alayım sabah geliyim mi sana?"
"Üstünü giyin."dedi Denis kaş çatarak. "Bir de yolda eczane falan arayalım,morluklarını kapatacak bir şeyler vardır belki."
"Emin ol ya sikilmiş ya da dayak yemiş gibi duruyorumdur."diye kıkırdadı Efkan. "Dayak yediğime inandırmak zor olmaz."
"Ama sikildin,güzelim."
"Biliyorum."diye şakıdı Efkan. "Ben de oradaydım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nau Nau !
RomanceEfkan: Minibüse biniyorum on tane zenciii ben diyorum kalk bana diyor nau nau Efkan : Ya ben kalk oturayım düşüyorum yok diyor nau nau diyor. Denis : O "zenci" kelimesini sana yedireceğim. Nerede ve ne zaman gebermek istiyorsun helvan sade m...