Birlikte

6.1K 515 71
                                    

"Bu olmaz."diye mırıldandı yatağın üzerine fırlattığı smokine bakarak. "Bu da olmaz..." Dolabındaki yansımasını şöyle bir süzüp beyaz gömleği üzerine doğru tuttu ve gözlerini devirdi alayla. "Bahtı sikik bir penguene benzedim,kutup ayısı tarafından sikilmem an meselesi gibi duruyor."

Özel bir geceye hazırlanmak mı ? Efkan elinden gelse gidebileceği her yere eşofmanla giderdi. Öyle ki bazen dünya üzerinde eşofmanla bir yerlere gitmenin normalleştirilmesi gerektiği taraftarıydı. Ona kalırsa tüm gömlekler ve takımlar yakılmalıydı yerlerine bolca eşofman altı ve yüzüne bakılmaz ev tişörtleri geçmeliydi. 

Şayet parti kursa iktidarı ele geçirecek kuvvete sahip oy potansiyeli olduğu düşüncesindeydi.O gün ruhunu temizlercesine duş almıştı. Saatlerce keselenmiş,saçlarını ekstra köpürterek duşu uzatmıştı. Savsakladıkça savsaklamıştı ki kıyafet konusunda yarım saat boşluğa bakarak ancak bir karar almıştı. 

Okulun kendisi yeterince gereksiz değilmiş gibi bir de mezuniyete gidiyordu ya...

"Denis ile gidiyorsun."dedi Efkan aynadaki yansımasına işaret parmağını sallarken. "Amına koyayım,çikolatayla gidiyorsun kendine gel."

Muhtemelen o gün Yıldız Tilbe'nin "Güzel elbiseleri giyip kuşanacağım" mottosunu hayata geçiren yüzlerce tip salınarak Denis'in gözünü boyamaya çalışacaktı. Efkan her zamanki dünyayı umursamayan kombinlerinden birini giyip giderse ağır komplekse bineceğini biliyordu.

Bu Tofaş araç ile yanlarken Ferrari'den makas yemek kadar koyardı ona.

Bu nedenle "en az penguenimsi" görüntüye sahip olan gömleği üzerine geçirip parfüm banyosunu gerçekleştirmişti. Gözüne burnunun üzerine hatırı sayılır konaklama yapan siyah noktalar takılsa da şuan onları mıncıklamak için yeterli vakti yoktu. Ağzına çalkalama suyunu boca ederken gözlerinin alev aldığını hissediyordu. Dili,damağı ve gözleri yanarken ağzında çalkaladığı yoğun acı sıvıyı tükürdü.

Tam zamanlamaydı.

Kapının zili çalıyordu.

"Heyecana gerek yok."diye yanıtladı Efkan burun çekip. "Sadece bir sürü ergenin aynı ortamda olup nispet edeceği gereksiz bir gece. Bir daha görmeyeceğim hiç birini zaten."

Ve beyninin içinde kendi kendini çelişkiye düşüren iç sesi yanıtlıyordu.

"Sürekli görmek istediğin çocukla ilk randevun."diye hatırlatıyordu iç sesi bangır bangır. Tamam,ilk randevu sayılmazdı. Efkan zorla kendine hamburger ısmarlatmış,hesabı da Denis'e yıkmıştı. O bir randevu bile sayılmazdı. Şimdi ise farklıydı.Belki de ilk defa uzun uzun birbirlerinin gözlerine bakıp konuşulmayan şeylerin konuşulacağı bir gece olacaktı bu. Bu nedenle bir miktar gergin olsa da bu gece için hazır ve nazır beklemek en iyisiydi.

Nefes kesmek neydi? Sözlük anlamıyla karşısında dikiliyordu oğlan. Çikolata rengi esmer teni,göğsüne kadar açık düğmeleriyle keten beyaz gömleği gerçekten göz kamaştırıcıydı. Siyah ve jilet gibi ütülü bir pantolon giymişti ki onu daima sporcu kıyafetleriyle görmeye alışık olan Efkan bu klasik görüntüyle adeta mest olmuştu. Bileğindeki zarif saat detayı da hoş bir aksesuardı fakat...

Gerçekten söyleyebilirdi ki Denis'in sahip olduğu en göz kamaştırıcı aksesuar inci gibi parlayan dişleriydi. Tamam,herifin dişleri hep inci gibi ve güzeldi. Ama Efkan'a bakıp gülerken ayrı bir güzeldi.

"Efkan'a bakmıştım ben."dedi Denis alaycı bir bakışla birlikte. "Hani şu pejmürde kılıkla gezen tipe."

"Bende saha direğinden hallice  boyuyla çuval gibi sweatler giyinen boş beleş birini arıyordum."diye yanıtladı Efkan.

"Yakışıklı olmuşsun cümlesini ,duyamazsın."diye yanıtladı Denis kapıya yaslanıp kollarını kendine bağlarken. Başını hafif yere eğip gamzeli bir tebessüm kondurdu yüzüne.

"Sen de o cümleyi asla duyamayacaksın."

Denis yavaşça Efkan'ın yanağına doğru eğilirken utanma duygusunun varlığını anımsayan Efkan titrek bir şekilde konuştu. "A-Ailem..."

Denis'in ılık nefesi oğlanın yanaklarını okşayıp geçtiğinde alaycı bir tebessümle yanıtladı Denis onu. 

"Dudak kenarında diş macunu kalmış güzelim,biliyorum aile evinde olduğunu..."

Ve Denis'in parmağı yanak ve dudak kenarı arasında kayarken eline gelen mentollü katmanı kendi diline sürüp ,emdi uzunca.

"Heyecandan olsa gerek ha Erkan?"diye mırıldandı Denis sesli iç çeken oğlana eğilip. Göz kırpıp yavaşça omzuna doladı elini "iki arkadaş" gibi.

"Heyecandan bayılmazsın dimi ?"

"Ne o ?"diye mırıldandı Efkan. Arabaya doğru birlikte adımladıklarında adımları o kadar yavaştı ki onun kalp atışını duyarak arabaya yürümek hiç bitmesin,hep yan yana yürüsünler istiyordu oğlan. Bozmadan devam etmişti yine de "...evde kara mizaha giriş 101 dersleri mi aldın cümlelerimde ezilmemek için?"





Nau  Nau !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin