İyi okumalar 🖤
"Tamam," dedim bir anda."Savaşacağım." Birinin gelip bana bunları demesini bekliyormuşum gibi cevaplarımı öyle hevesli vermiştim ki ümidimin içeride bir yerlerde hâlâ bitmediğini,sadece tek bir söze ihtiyacı olduğunu anlamıştım.Ve oda asla tahmin etmediğim bir kişi tarafından gelmişti.Hayatıma yeni girmiş kişi tarafından. Ayaz tarafından.
Dediğim sözlerle yüzündeki ciddi ifade silinmiş,yerini derin bir gülümseme doldurmuştu.Kalbindeki mutluluk yüzüne yansıyor,ve buda onun ne kadar samimi bir şekilde mutlu olduğunu gösteriyordu."En doğru kararı verdin Mehir.Ümidini kesmeyip savaşmayı kabul ettiğin için teşekkür ederim." Dedi.Tebessüm edip kafamı salladım."Asıl ben teşekkür ederim." Ve ekledim."Her şey için." Gülümseyip konuştu."Buna gerek yok," Hemen çıkıştım."Hayır var,hemde çok var." Evet,fazlasıyla hemde.Hatta teşekkürle bile az kalıyordu bu durum.Beni,benden çok düşünen bir insandı.Ona gerçekten...Ona gerçekten minnettardım. "Gerek yok dediysem yok." Sesi itiraza yer bırakmıyordu.Bende daha fazla uzatmamak için sustum.Ama fikrim hâlâ aynıydı tabii.Hepte aynı kalacaktı.
Fakat,nasıl olacaktı bu şey? Doktorlar bile bir ümit olmadığını söylerken...Nasıl olacaktı? Savaşabilecek miydim? Fakat,nasıl...Bu düşünceler içimdeki ümidi yavaş yavaş söndürüyor,yerine bol bir hüsran kalıyordu...Ama yaşamak istiyordum.Ayaz Bey'e tutunup yaşamak istiyordum.Ümidimi kaybetmek istemiyordum.Demek ki bir çözümü vardı öyle değil mi? Onunda dediği gibi, imkânsız diye bir şey yoktur değil mi?
"Şu an neler düşündüğünü anlayabiliyorum.Ama inan bana Mehir,seni iyileştireceğim." Dedi.Ve devam etti sözlerine." Gezmediğimiz doktor kalmayacak,hatta sırf kötü hissetme diye arabayla gideceğiz.Bazı doktorları yurtdışından getirteceğim.Sakın ümidini kesme Mehir.Benimle aynı ümide sahip ol ve,o kötü düşünceleri aklından silip at." Benim bu adama olan minnettarlığımın boyutu oldukça artıyordu.Ve bu şeyi,ona nasıl geri ödeyeceğimi bilmiyordum...
Hayatım için o kadar çabalıyordu ki,onun yanında bana.Ümit verilmesi imkânsız olan birisine,tonlarca ümidi bir anda verebiliyordu.Lakin,içimde bir yerlerde hâlâ bitmeyen bir ümidin izleri vardı.Ben sadece o izleri silmeye çalışmıştım.Vaveyla,beni en iyi anlatan kelime olabilirdi.Sessiz bir şekilde bu zamana kadar içimde hep çığlıklar duyuldu.Ne feryatlar koptu yüreğimde.Boş bir odanın içinde kalmıştım ve anahtarı bulamamıştım.Yüreğim annemin bana olan kiniyle kavrulurken zihnim daha küçük yaşta gördüğü şeyleri unutamıyordu.Her nefes alışımda şükür etmem gerekirken lanet ediyordum.
Ama,biri girmişti hayatıma.Her daim yanımda olan biri.En zor anımda yere düştüğümde elimi uzattığım,ve tutup kaldıran biri.Selin girmişti.Ne zaman travma geçirsem yanımda olmuş,destek olmuştu bana.Onunla daha küçük yaşta kimsesizler yurdunda kalışımın ilk aylarında tanışmıştık.Oranın sahibinin,yani Okan Amcanın kızıydı.O zamandan beri bana o kadar iyi davrandı ki,bazen onu hak etmediğimi düşündüm.Ki hâlâ da öyle düşünüyorum .
Selin,annesini benden de küçük bir yaşta trafik kazasında kaybetmiş.Annesinin ölümünde sonra susup,kimseyle konuşmamaya başlamış.Evden hiç çıkmamayı başlamış.Okan Amca da,sırf biraz hava alsın,dolaşsın diye Selin'i kendi yurduna gezdirmek adına getirmiş.Asla ümit etmiyormuş kızının biriyle konuşacağına.Ama o gün geldiğinde Selin'in anlattığına göre beni gördü.Ve benimle konuştu.Fakat tabii ki ben utancımdan hiçbir şey diyemedim.O zamanlar hastalığımın başlarıydı büyük ihtimalle.Tedavide görmek istememiştim.
Onunla tanıştık.Okan Amca Selin sadece benimle konuştuğu için her gün okul çıkışında Selin'i yanıma getirdi.O her benimle konuştuğu zamanda ne kadar istesemde onunla konuşamadım.Ama asla soğumadı benden,her daim benimle konuşmaya çalışıp sabırla bekledi.En sonunda konuştum onunla.Tanışmamızdan yaklaşık bir buçuk ay sonra.Beni kendi evine aldı,odasında beraber yattık.Okay Amca Selin'in yalvarışlarıyla beni evine almıştı.Fakat ben hiç rahat edememiştim.Kötü mü karşılanmıştım? Asla.Ama onlara rahatsızlık verdiğimi hissetmiştim hep.Sonra büyüdük,on beş yaşına geldik.Ve benim dışarı çıkamama gibi bir durumum olmaya başladı.Bu eskiden de vardı ama gittikçe daha gerici bir durum olmuştu benim için.Selin beni zorla dışarı çıkardı bir gün,ki haklı olarak.Resmen bütün yazı evde geçirmiştim çünkü.Sonra...Sonra orada insanların içinde ilk travmamı geçirmiştim.Hâlâ bile hatırladıkça tüylerimin diken diken olduğunu hissediyordum.
Sonra hastaneye kaldırıldım.Ağır bir travma geçirdiğimi öğrendim.Doktor tedavisini olmam gerektiğini,hastalığın hızla ilerlediğini söyledi.Korkmuş muydum? Hayır.Çünkü o zamanlar hayat diye bir kavram yoktu benim için.Gerçi şu anda da yok.
Bunları öğrenen Selin ve Okan Amca tedavi olmam için ne kadar ısrar etse de kabul etmemiştim.Hatta bir keresinde Selin o kadar sinirlenmişti kriz geçirmişti.Evet,haklıydı.Hemde fazlasıyla haklıydı.Ama benimde kendime göre nedenlerim vardı.Ben hiç istemedim mi tedavi olmayı? Hemde çok istedim.
Ben annemin hayallerini,umutlarını,mutluluğunu.Kısacası her şeyini almıştım ondan.Nasıl olurda iyileşip mutlu bir hayata başlardım?...
Benim her bir kahkaham annemin feryatlarına hakaret olurdu.Böyle böyle yirmi bir yaşına geldim.6 yıl boyunca Selin beni ikna etmeye çalışmaya devam etti.Okan Amca da birçok kez söyledi,ama başarılı olamayacağını anlayıp bıraktı.Ama Selin bırakmadı.En sonunda da kabul ettim.Çünkü bu hastalık boğucu bir hâl almıştı artık.Ama geç kalmıştım.Her şey için geç kalmıştım.
Aslında bu hastalık ilk belirtilerini gösterdiği zaman tedavi olmalıydım.Mesela insanlara bakamadığım ilk zamanlarda.Eğer o zaman korkumu yenip tedavi olsaydım belki...belki her şey daha farklı olabilirdi.
Devam Edecek...
Oy atmayı unutmayın,alttaki yıldıza dokunsanız yeterli. 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANIM
ChickLitBazen öyle bir çıkmazın içinde hisseder ki insan,kaçmak için bir kapı bile aramaz. Dünya cehennemse,onun kolları cenetti.Nefes alışıma ilk defa bu kadar şükür ettiğimi hatırlıyorum.Bir kokusu var,asla tarif edilemez. "Sakın ümidini kesme." Her şey b...