İyi okumalar 🖤
"Kiminle konuşuyorsun?" Gelen sesle kafamı hemen o tarafa çevirdim.Selin iki elinde kahveyle yüzüme sorgularcasına bir bakış atarak tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu."Şey,Ay-" "Lanet olsun!" Elindeki kahvelerden birini yere dökünce gelen kırılma sesiyle irkildim."Mehir,iyi misin?" Telefonun diğer ucundan Ayaz'ın endişeli sesini duymamla yüreğimde bir acı hissettim.Korkmasına gerek yoktu."İyiyim merak etme,sadece Selin'in elindeki kahve düştü." Bir yandan da arkadaşımın yanına mutfağa gittim,elindeki bezi yıkıyordu,büyük ihtimalle yeri silmek içindi."Bir şey olmadı değil mi?" "Hayır olmadı,merak etme," "Tamam o zaman,sonra görüşürüz,sen arkadaşına bak." Sesinde rahatlamış bir ton vardı,o gerçekten aşırı düşünceliydi.Bu huyu onda en sevdiğim şeydi,gerçi onda her şeyi seviyordum ben."Görüşürüz." Dedim yumuşak bir sesle,ve telefonu kapatıp masanın üzerine koydum.Hemen Selin'e seslenip yanına doğru hızla adımladım."Kusura bakma ancak bitirebildim konuşmayı,iyisin değil mi?" Tebessüm ederek bana baktığında konuştu."İyiyim merak etme,ama parke hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim." Dedi. Kıkırdayıp konuştum."Yardım edeyim," "Gerek yok,sen kahveni al ve iç,soğumasın.Ben şuraları halledip kendime yeni bir kahve yapıp gelirim." İtiraz etmek için ağzımı araladığımda bir parmağını dudaklarıma koydu ve konuştu."İtiraz yok." Yenildiğimi anlayıp kafamı yavaşça salladım.Ve sehpanın üzerindeki içi kahve dolu olan kupayı alıp yavaşça koltuğa oturdum.
Birkaç kez gidip geldikten sonra en sonunda yeri temizledi,ve hemen mutfağa doğru adımladı.Büyük ihtimalle kendine yeni bir kahve yapacaktı.Lakin,şu anda aklım sadece Ayaz'daydı.O hayatıma girdiğinden beri tek ona odaklanır olmuştum,çok garipti.Sanki başka bir şey yokmuş gibi sadece o vardı ve,bu rahatsız edici bir şeymiş gibi gözüksede değildi.Neden bilmiyordum ama,o her konuştuğunda kalbim konuşuyordu sanki.Âşıktım çünkü,hem de candan...
Konuşmamızda benimle konuştuğu için daha iyi hissettiğini ima etmişti.Acaba o da benim ona hissettiğim bu hissi,bana hissediyor muydu? Yoksa sadece bir dost olarak mı görüyordu?
Bunun tek bir cevabı vardı; o da Ayaz'ın bunu itiraf etmesiydi.Zaten cümlelerinden,bakışlarından,ve konuşmalarından her şey belli olurdu.Lakin,eğer aynı hisleri hissetmiyorsa...Ne yapardım bilmiyordum.Bunu düşünmek bile istemiyordum.
Onunla en son dün görüşmeme rağmen deli gibi özlemiştim.Hem de öyle böyle özlememiştim.
Ona aşırı bağlanmıştım.En diplerde olduğum ve birine tutunmak istediğim o zamanlarda,bir an da çıkıp gelmişti hayatıma,bir mucize gibi.Benim hayatıma benden daha çok önem vermesiyle,o güzel sözleriyle,ve bunların dahasıyla.Kısaca yaptıklarının hepsine gittikçe bağlanmıştım.Hem de kördüğüm olmuş bir bir şekilde.
Dün beni eve bıraktığında perişan bir hâldeydim.Kendimi yine o günlerdeki gibi güçsüz,savunmasız,ve yıkık hissetmiştim.Her neyse,daha fazla bu konu hakkında konuşmaya gerek yoktu,hiç iyi hissettirmiyordu.
Selin o halimi görünce beni hemen soru yağmuruna tutmuş,korkudan ve endişeden ne yapacağını şaşırmıştı.O kadar korkmuştu ki,gece yanımda bir şey olur korkusuyla yatmış,hiç uyumamıştı...
Fakat,neden bilmiyordum,arkadaşım Ayaz'la sadece benim en sonki kriz geçirişimde,hastanede konuşmuştu.Ondan sonra onu hep görmezden gelmişti.Peki ya neden? Aralarında bir sorun mu vardı?
Beynimi işgal eden bu sorulara hafifçe kaşlarımı çattım.Ne gibi bir sorunları olabilirdi ki? Acaba Selin'e sorsam bir şey der miydi? Ya da Ayaz'la konuşsam?
Bilmiyordum,lakin tek bildiğim bu işin peşini bırakmayacağımdı.Çünkü Selin'in Ayaz'ı görmezden gelmesi beni aşırı rahatsız ediyordu.Ayaz üzülebilirdi,belli etmesede üzülürdü.Kim olsa üzülürdü.Ve üzülmesi isteyeceğim en son şey bile değildi.
"Evet," dedi 'e' yi uzatarak.Önümdeki sehpaya kahvesini koyup tam yanıma,koltuğa yan bir şekilde oturdu."O neydi ya,sildim sildim bir daha sildim,sildim sildim bir daha sildim.Sonunda bitti." Kafamı salladım sadece.Çünkü kafam başka bir yerdeydi; Ayaz'da.
"Mehir,beni duyuyor musun?" Önümde bana eğilmiş tek kaşını kaldırarak bakan arkadaşımı görmemle hemen irkilip kendime geldim."Ha,efendim?" "Sen iyi misin?" Yutkunup cevap verdim."Evet,neden ki?" Düşünceli bir şekilde elini çenesine koyduğunda konuştu."Daldın gittin yine,bu sıralar bunu çok yapıyorsun.Bir sorun mu var?" Kafamı yavaşça sağa sola salladım."Hayır yok,ne olabilir ki?" Tek kaşını kaldırıp bakışlarını yüzümde gezdirdi."Bilmem," derince yutkunup elimdeki kupayı ağzıma götürdüm ve kahveden bir yudum aldım."Sen de bir haller ve ama...Neyse." Dedi sessiz bir şekilde,sorgulayıcı bakışlarını üzerimde hissettiğimde kahvemden yudumlar almaya devam ettim."Neyse,illa ki bir gün çıkar kokusu.Şimdi asıl konumuza dönelim," derin bir nefes bırakıp içimden binlerce kez dua ettim.Üstünde çok durmamıştı şükür! "Şu,iyileşememe konusu." Lanet olsun...
Yüzüme tokat gibi çarpan cümleyle önüme döndüm ve sustum.O cümleyi her duyduğumda içimde yaşadığım pişmanlıkla yanıp tutuşuyordum.Ümidim boşuna mıydı,yoksa değil miydi,bu soruların izleri kafamda her yerde dolanıyordu.Ve bu...gerçekten korkutucuydu.
Devam Edecek...
Oylarınızı,yorumlarınızı,ve tavsiyelerinizi bekliyorum.🖤
![](https://img.wattpad.com/cover/322205793-288-k459512.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANIM
ChickLitBazen öyle bir çıkmazın içinde hisseder ki insan,kaçmak için bir kapı bile aramaz. Dünya cehennemse,onun kolları cenetti.Nefes alışıma ilk defa bu kadar şükür ettiğimi hatırlıyorum.Bir kokusu var,asla tarif edilemez. "Sakın ümidini kesme." Her şey b...