|Uyuyan güzel|

18 2 0
                                    

Olmuyordu.Bir türlü karşımdaki filme odaklanamıyordum.Ne yapsam da bir türlü geçmiyordu...Kafamı Selin'e doğru çevirerek konuştum."Uyku haplarım nerede?" Dediğim şeye karşılık bakışları beni buldu."İçeride,neden ki?"  "Başım ağrımaya başladı yine," dedim acısını fazla belli etmemeye çalışarak.Zira hastaneye gitmem için peşimden ayrılmazdı yoksa."Bekle getireyim," deyip odadan çıktı.Başımı ovalarayarak derin nefes aldım.Resmen çatlayacak gibiydi.

Bir elinde su,ve diğer elinde de bir hap olan Selin odaya girdi.Bana doğru gelip önce hapı uzattı.Hiç düşünmeden hemen alıp ağzıma attım,ve elindeki suyu da hızlıca alarak içtim.Artık bu ağrı bitsin istiyordum.
"Sen odaya git uyu,filmin sonu geldi zaten.Bende bitirip yatarım." Kafamı sallayarak ayağa kalktım."İyi geceler." Tebessüm etti."İyi geceler kuzum."

Odadan çıktığımda karanlık olan koridorda odama doğru adımlamaya başladım.İlaç sanki etkisini gösteriyordu yavaş yavaş.Kapıyı açtım ve içeri girdim.Kendimi yatağa atarak derin bir nefes bıraktım.Başımı yastığa koyarak sessizce fısıldadım."Lütfen daha fazla ağrımasın."

~
Yavaşça açılan gözlerimle etrafın karanlık olduğunu gördüm.Dışarıdan gelen araba sesleri gece yarısı olmadığını gösteriyordu.İyi de nasıl,akşam mıydı yani?

Yatakta yavaş hareketle doğrularak ayaklarımı sarkıttım.Ellerimi belime kadar gelen uzun düz saçlarımda gezdirerek başımı tuttum.Şu an ağrı hafif bir şekilde vardı.Şükürler olsun.

Ayağa kalkıp bu karanlık odadan çıktığımda gözüme vuran beyaz ışıkla yüzüm buruştu.Karanlığa alıştığım için aşırı rahatsız edici gelmişti.İlerleyerek yan tarafa doğru döndüğümde Selin'i mutfakta bir şeyler yaparken buldum.Lakin daha farklı bir şeyler vardı.Mesela şarkı söylüyordu,olduğu yerde dönüyordu.

Yanına doğru adımlayarak önce yaptığı şeylere baktım,daha sonra ona bakarak konuştum.Beni daha fark etmemişti."Selin?"

Başını bana çevirerek gözlerini devirdiğinde "Ne oldu?" Dercesine şaşkınca yüzüne baktım."Hele şükür,uyuyan güzel kök saldın,az kalsın meyve verecektin." Dediğinde ensemi kaşıdım."O kadar mı uyudum?"  "Uyumak? Öldün sandım öldün," diyerek başını iki yana salladı.Ve anında bir aydınlanma gelmişçesine olduğu yerde heyecanla zıpladı."Ne oldu?" Dedim merakla.Yerinde resmen heyecandan duramıyordu."Ne olmadı ki," diyerek beni masadaki sandalyeye oturttu,ardından kendi de oturarak konuşmaya başladı.Tabi oturduyda,yerinde duramıyordu çünkü.

"Bugün sen ölü uykusundayken işe gittiğimde onunla, Kıvançla konuştum." O kadar hevesli anlatıyordu ki yaşadığı mutluluğu ben bile hissediyordum."Ve bugün müsaitsen sana gelmek istiyorum dedi.Hem arkadaşınla da tanışmış olurum dedi." Ve durdu.Pişman dolu yüzle bana baktığında konuştu."Ona senden bahsetmiştimdediğinde hemen ekledi,"Ama sakın endişlenme,öyle bir insan değil gerçekten." Bir süre sessizce durdum."Nasıl bu kadar eminsin?"

Amacım moralini bozmaz değildi,hem de asla değildi.Benim tek amacım bir daha üzülmemesiydi,o yaranın tekrar deşilmemesiydi.Ellerini bana doğru uzatarak ellerimi tuttu.Gözlerime bakarak içten bir sesle konuşmaya başladı."Benim için endişelendiğini biliyorum meleğim.Ama inan bana,bu sefer buna izin vermem." Dedi şeye karşılık içimde ufak bir rahatlama olmuştu,lakin tam olarak diyemezdim."Şimdi mi gelecek?" Dediğimde heyecanla konuştu."Evet," ve devam etti."Dediğim gibi,kendini rahatsız hissetme olur mu bebeğim? Eğer rahatsız olursan ve stres yaşarsan görüşmezsiniz.Onunla konuşurum." Bu haline karşılık gülümseyerek bir elimi omzuna koydum.Evet gerilecektim,hemde fazlasıyla.Ama onun nasıl birini sevdiğini öğrenmek istiyordum.Tabii ki bunu tek bir bakışta anlayamazdım,ama en azından görmek istiyordum."Olmaz,nasıl birisi olduğunu merak ediyorum.Bundan emin olmam lazım." Dediğimde kafasını onaylarcasına sallayarak gülümsedi.Heyecanla kollarını boynuma sardığında hafifçe kıkırdadım."Çok heyecanlıyım biliyor musun,böyle kendimi bulutların üzerindeymiş gibi hissediyorum." Yavaşça kendimi ondan ayırarak elini tuttum."Umarım her zaman o bulutların üzerinde kalırsın." Gülümseyip bir müddet sessizce yüzüme baktı,ve konuştu."İyi ki varsın." Dedi."İyi ki benimlesin." Bu sefer tekrar kollarını bana sardığında aynı içtenlikle karşılık verdim."Benim için kendini tehlikeye atma,onunla tanışmayabilirsin." Dedi."Merak etme,yanımda sen varsın.Bir şey olmaz.Hem ilaçlarımı içeceğim,en azından biraz gevşetir onlar beni." Dedim.Benden ayrılıp yüzüme baktığında konuştu."Peki,ama en ufak bir stres yaşadığında bana söyleyeceksin?" Kafamı olumlu anlamda sallayarak onu onayladım.Benden aldığı cevaba karşılık tebessüm etti ve önüne döndü.Tam tezgaha doğru giderken kolundan hafifçe tuttum.Bana doğru döndüğünde konuştum."Asıl sen iyi ki varsın Selin.Bunlar senin yaptıklarının yanında bir hiç." Dememle derince gözlerime baktı.Yavaşça yanıma adımlayarak elimi tuttu sıkıca."Kendini bana karşı mahcup hissetme sakın,seni döverim." Deyip hafifçe omzuma vurdu."Şapşal kız seni,"

Küçük bir kıkırtı bırakarak ona baktım.Bir anda ayağa kalkarak sanki çok büyük bir şey varmış gibi bağırdı."Sen açıkmışsındır,kaç saattir uyuyorsun.Bunu nasıl düşünemedim," diyerek bir elini alnına vurdu.Ve hemen bana döndü."Sen bizi bekleme istersen hm,ben sana koyayım ye," kafamı yavaşça hayır anlamında salladım.Aç değildim,garip bir şekilde."Aç değilim."  "Ne demek aç değilim!" Diye aniden bağırdığında hızla irkildim.

"Yani," dedi sesini yumuşaratarak."Bu imkansız,ne demek aç değilim?"

Bende bilmiyordum ki,nasıl aç değildim.Cidden iştahım hepten kapanmıştı."O zaman bizimle beraber kesinlikle yiyeceksin," dedi bir parmağını uyarırcasına sallayarak."Tamam." Dedim daha fazla kızmaması için.

Tezgaha dönerek bir şeyler yapmaya devam ettiğinde konuştum."Yardım edeyim," hızla arkasını dönerek eliyle durdu beni."Hayır gerek yok,sen otur dinlen." Tam itiraz edeceğim sıra da lafı ağzıma tıktı."Otur." Yavaşça tekrar yerime oturduğumda önüne döndü.

Neyse,en iyisi uzatmayayım.Zaten yeterince heyecanlı ve stresli.

Ortamdaki sessizliğe karşılık Selin işiyle ilgileniyor.Bende yerdeki halıya bakıyordum.Fakat,aklıma takılan şu kişiyle birlikte gözlerimi oradan hızlıca çektim.

Ayaz!

Onunla en son dün sabah konuşmuştum.

Aramamıştım,hadi o işinden dolayı izin alamıyordu.

Sen niye aramıyorsun ki Mehir?

Umarım yanlış anlamamıştır.

Mutfaktan Selin'e belli etmemek adına sakince çıkarken,zaten işine daldığını görmüştüm.Beni fark etmesi imkansızdı.Hızla odama koştuğumda telefonumu elime aldım.

Sesinide özlemiştim,kendisine de, çiçeğim deyişinide...

Nasıl olurda aramazdım.

Bana işinden dolayı arayamadığını söylemişti,fakat bende aramamıştım.

Of Mehir,of!

Telefondan ismine tıklayarak hemen kulağıma dayadım.Allah'ım lütfen kızmamış olsun.

Devam Edecek...

Oy vermeyi lütfen unutmayın,okuduğunuz için teşekkürler. 🖤

CANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin