Böyle bir şey yapmazsın sen

22 2 0
                                    

"Ne demeye çalışıyorsun?" Dedim biraz sinirli bir sesle.Korkum sesime yansıyordu ve bu ister istemez yüksek çıkmasını sağlıyordu."Çiçeğim,zamanı gelince anlayacaksın.Sana tek söyleyeceğim şey,bu iyiliğin için tamam mı? " Dedi.

İçim rahat mıydı?
Bilmiyordum.
Ama ona güveniyor muydum?
Her şeyimle.

"İyiliğim için mi?" Dedim."Evet," dedi."İyiliğin için."

"O zaman ne diye öldürdün burada beni ya!" Diye çıkıştım sinirle.Galiba şu geçen beş dakika da yarı ömrümü vermiştim çünkü korkudan."Haklısın.Özür dilerim.Önceden demeliydim korkulacak," Durdu.Sonra devam etti."Bir şey olmadığını." Derin bir nefes alıp geri verdim.

"Aklım çıktı,"

"Özür dilerim."

Sıkıntılı bir soluk aldım bu sefer."Tamam,artık özür dileme yeter," diye bıkkın ve üzgün bir sesle cevap verdim."Hem sen demiyor muydun benden özür dileme diye,sen de benden dileme."

"O senin için geçerli,"

"Yaa ne demezsin,yok öyle bir şey,"

"Var öyle bir şey,"

"Yok dedim galiba az önce?"

"Ben de var dedim,"

Burnumdan sinirle soluyup konuştum.

"Ya bir şey diyemiyorum nasıl bir adamsın sen?"

Kıkırdadı.

"Mehir denen kızı çok seven bir adamım,böyle onun her zerresine aşık olan bir adamım.Varlığıyla huzur bulan,nefha kokusuyla nefes alan bir adamım." 

Evet,sinirli Mehir buraya kadardı.

Sanırım heyecan,mutluluk,utanma duygusunu aynı anda yaşıyordum.Ve kalbimin bu hislerle ona daha fazla kapıldığını da hissediyordum.Aşktan da öteydi ona beslediğim duygular.Sevgim gün geçtikçe büyüyordu kalbimde.

"Seni çok seviyorum," dedim."Seni gerçekten çok seviyorum."

"Ben de seni çiçeğim.Ben de seni." Dedi içten gelen bir sesle.

Bakışlarım saate kaydı.Oldukça geç olmuştu.Yarın erkenden işe gidecekti bu yüzden her ne kadar onunla hiç durmadan konuşmak istiyorda olsam kapatmak zorundaydım.Zaten fazlasıyla yoruluyordu.Mesleği gerçekten de kolay değildi.

"Saat çok geç olmuş,hadi kapatalım da uyu artık."

"Öyle mi? Hiç fark etmemişim,"

Sessizce güldüm."Ben de."

"Seninle konuşurken zaman denen kavramı unutmamak ne mümkün."

Gülümsedim.Utançtan cevap veremeyerek heyecanımı bastırmak adına konuştum."İyi geceler."

Anlamış olmalı ki kinayeli bir sesle konuştu."İyi geceler,iyi geceler,"

Deyip güldüğünde gülüşüne eşlik ettim."Kendine iyi bak çiçeğim."

"Sen de sevgilim."

Kapatmasını bekleyene kadar durdum.Artık ses gelmeyince telefonu indirdim.

Onunla konuşurken,o kadar farklı hisseyordum ki.Mesela, dediği o güzel sözlerle utanıp heyecandan nefes alamamam.Fakat her cümlesinde içimde anlamdıramadığım bir sızı olması.

En çokta en sonuncusunu anlamıyordum.Benim Ayaz'la konuşurken neden canım yanıyordu? Bunun sebebi neydi? Ayaz,onun sözleri bana hem huzur verip,hemde nasıl acı verebiliyordu?

Düşüncelerimden kurtaran kapı sesiyle irkildim.Sıkıntılı bir nefes verip seslendim."Gel."

Kapı yavaşça açıldı,Selin içeri girip yanıma doğru adımladı."Neden uyumadın hala?"

Bu soruyu sormasıyla başımın ağrısı yüzünden uyuyamadığımı hatırladım.Oysa ki Ayaz'la konuşurken ağrıdan tek bir eser bile kalmamıştı.

Ama tabii ki ona başım ağrıdığı için uyuyamadığımı söylemeyecektim.Yoksa şu lanet hastaneye gitmem için ısrar edip dururdu."Uyku tutmadı."

"Anladım." Dedi yatağa yanıma otururken.Sesi oldukça durgundu.Dikkatle yüzüne bakıp sordum,"Neyin var?" kafası bana döndü."Bir şeyim yok,dosyalara bakmaktan yorulmuş olmalıyım." başımı yavaşça anladım dercesine salladım.

Bir süre sessizce durduğumuzda, sadece sarı gece lambasının aydınlattığı odam da bana bakmadan konuştu."Ne yaparsam yapayım,beni affeder misin Mehir?" Dedi aniden.

Başımı ona döndürdüm,ne demek istediğini asla anlayamamıştım."Nasıl yani?"

Nefesini derince alıp konuştu."Yani,belki hayatında önemli bir şeyi görmende,sana engel olursam?"

Durdum,yüzüne baktım.Neden bunları soruyordu?

"Bir sorun mu var Selin?" Dedim ilgiyle.

"Hayır," diye çıkıştı aniden,"Bir sorun yok.Sadece,bilmek istedim."

Peki,neden cevap doğru değilmiş gibi gelmişti bana?

"Emin misin?" Diye sordum."Evet,eminim." Diye yanıtladı.

Kafamı onaylarcasına sallayıp bir süre daha ona bakıp önüme döndüm.

"Cevabın ne peki?" Dedi.Önüme bakarken salık olan saçımın bir tutamını kulağımın arkasına koyup ellerimle oynamaya başlayarak konuştum."Böyle bir şey yapmazsın sen." Dedim,dememle başı hızla bana döndü.Onun nesi vardı?

Yüzüme bakarken derince yutkundu.Sonra tekrar önüne döndü."Evet," dedi."Yapmam."

Gerilmişti,iyi ama neden?

Ben daha ağzımı açamadan hışımla ayağa kalktı."Ben gideyim,hem geç oldu uyu sen de.Yarın erken gitmeliyim, dosyaları falan ayarlıyacağım." Dedi ve odadan çıktı.

"Neyin var Selin,benden ne gizliyorsun?" Dedim sessizce arkasından.

Devam Edecek...

CANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin