İyi okumalar. 🖤
"İyisin değil mi?" Dedi burnunu çekerek.Bedenini benden ayırıp yavaşça yanımdaki tabureye oturdu ve kesik olan elimi elleri arasına aldı."İyiyim,üzülme artık." Dedim gözlerine bakarak.
"Tamam.Eğer bu seni üzüyorsa,üzülmeyeceğim." Elinin tersiyle gözyaşlarını silip yüzüme bakıp gülümsedi.Fakat bu gülüş gerçek değildi tabii.Hâlâ deli gibi kendini suçluyordu.Bundan adım kadar emindim.
"Ulan,sen de ne sulu gözsün ha," dedim şakacıktan kızgın bir ifadeyle."Beni de kendine benzettin." Kendini tutamayıp güldüğünde aynı şekilde gülüşüne karşılık verdim.Ve ortamı daha da neşelendirmek adına devam ettim."Biraz daha ağlarsan ortalık göl olacak sandım,mazallah sel falan basar da," Tekrar güldüğünde ufak bir kahkaha atıp yüzüne bakmaya başladım.Hep böyle gül olur mu Selin,hep böyle güzel kahkaların duyulsun."Abartma," dedi gözlerini devirerek."Abartmak? Ben gerçekleri söylüyordum ama," koluma hafifçe vurduğunda sanki çok acımışçasına tuttum ve ovaladım."Bak ya,vurmadım bile." "Acıdı ama," dedim dudaklarımı büzerek.Biraz keyfi yerine gelsin istiyordum."Yaa,canım benim çok mu acıdı?" Dedi ellerini iki yanından beline yerleştirerek."Evet." Dememle tekrar vurdu koluma."Acımışmış," gülerek dediği şeye ufak bir kahkaha bıraktım."Tamam,kabul,yalan söyledim." Ellerini ağzına götürüp sahte bir şok olmuş ifadeyle konuştu."Allah Allah,nasıl anlayamadım ben bunu ya." Bu sefer de ben onun omzuna vurunca derin bir gülücük bıraktı."Salak ya," dil çıkarıp gülmeye devam ettiğinde bir süre onu izledim.Keyfi yerine gelmişti.Şükürler olsun...
"Of,çok güldüm," dedi ellerini karnına koyarak."Şunu fark ettin mi Mehir,gülünce doyuyor insan.Şu an midem şişik," Gülerek konuştum."Tuhaf bir şeymiş," Hemen karşılık verdi."Değil mi? Gerçekten tuhaf.Gülünce doyuyor insan." Tebessüm edip kafamı iki yana salladım.Cidden nerede tuhaf şeyler varsa orada Selin vardı."Ne var ya,bence gayet mantıklı." Dedi kaşlarını çatarak.Kıkırdayıp konuştum."Tamam tamam,bir şey demiyorum." Odanın kapısının çalınmasıyla seslendim."Gelin," komutumla beraber kapı açıldı ve içeri doktor girdi."Nasılsınız Mehir hanım?" Dedi güler bir yüzle.Tebessüm ederek konuştum."İyiyim." Kafasını salladı."Eğer kendinizi iyi hissediyorsanız bugün taburcu olabilirsiniz.Eliniz için birkaç krem yazdım," dedi ve yanımdaki küçük konsola kağıdı koydu."Bunları düzenli olarak kullanırsanız çok iyi olur.Eliniz mikrop kapabilir.Tekrardan geçmiş olsun." Kafamı sallayıp gülümsedim.Aynı şekilde karşılık verdi ve arkasını dönüp kapıyı açıp odadan çıktı."Kendini iyi hissediyorsun değil mi?" Başımla onayladım."Tamam o zaman,birazdan çıkarız.Daha fazla burada kalmanı istemiyorum." Dedi ciddi bir sesle.Hastanede olmamdan her zaman nefret etmişti.Gerçi,kim seviyorduki burayı.Rahatsız edici bir atmosferi vardı.Böyle insanı huzursuz eden bir şeyler vardı bu yerlerde.
~
Eve geleli ve o boğucu yerden kurtulalı tam iki saat olmuştu.Yatakta öyleyece yatıyordum.Selin'e ne kadar git desemde gitmemişti."Seni asla yalnız bırakmam" deyip durmuştu.Ve ikna edememiştim bir türlü.
Aslında gitmesini istememin sebebi Ayaz'ı çağıracak olmamdı.Çünkü onu görmezden geliyordu ve ben Ayaz'ın bunu fark edip üzülmesini istemiyordum.Neden onu görmezden geliyordu anlayamıyordum.Aralarında bir sorun mu vardı? Eğer varsa,çok büyük bir sorun olmalıydı.
Bilmiyordum.Ama bunun peşini asla bırakmayacaktım.Sevdiğim adamla çocukluk arkadaşımın birbirleriyle kötü olmasını isteyeceğimi hiç sanmıyordum çünkü.Fakat Selin evdeyken onu arayamazdım.Lakin,onu deli gibi özlemiştim.Hastanede bile zar zor dayanabilmiştim,şimdi de onu arayamıyordum.İyi ama,nasıl görecektim onu...?
"Canım,müsait misin?" Aralanan kapıyla kafamı o tarafa çevirdim.Selin elinde bir tepsiyle kapı aralığından bana bakıyordu."Evet." Dediğimde içeri yavaşça girip kapıyı örttü.Yatağa doğru yanıma adımladığında tepsiyi önüme bıraktı."Sabahtan beri hiçbir şey yemedin,itiraz kabul etmiyorum." Deyip bir parmağını tehditkar bir şekilde salladı."Tamam.Nasıl istersen." Dedim kıkırdayarak.
Devam Edecek...
Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın.Okuduğunuz için teşekkürler.🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANIM
Chick-LitBazen öyle bir çıkmazın içinde hisseder ki insan,kaçmak için bir kapı bile aramaz. Dünya cehennemse,onun kolları cenetti.Nefes alışıma ilk defa bu kadar şükür ettiğimi hatırlıyorum.Bir kokusu var,asla tarif edilemez. "Sakın ümidini kesme." Her şey b...