|Kader sultandır kul ise köle|

17 1 0
                                    

~

"Ben çıkıyorum."

Başımı arkama çevirip ayakkabılarını giyen Selin'e baktım."Tamam,erken gelir misin?"

"Bilmiyorum,ararım ben seni duruma göre." Usulca kafamı sallayıp sessizce ona baktım.Yüzünde somurtkan ifadeden başka hiçbir şey yoktu.Ve bu beni hem kahrediyor,hem de merak içinde bırakıyordu.

"Görüşürüz." Deyip evden çıktı.Ben ise arkasından bakmaya devam ettim.

Onu böyle görmeyi hiç sevmiyordum.Neydi böyle olmasını sağlayan şey?

Dün gece bir şeyler söylemişti bana,ama hiçbir şey anlayamamıştım.Benim hakkımda mıydı bu şey? Kötü bir şey mi vardı?

Bir şey mi gizliyordu benden?

Sıkıntılı bir soluk bırakıp oturduğum koltuktan kalktım.Odama doğru adımlayıp kapıyı açtım ve içeri girdim.Duş almak istiyordum.Üstüm de değişik bir yorgunluk vardı.Başımdaki ağrı da eklenmişti şimdi ise buna.

Üzerimdekileri çıkarıp bir kenara koydum.Banyoya girip duşakabine ilerledim ve suyu açtım.

Sıcak su bedenimden aşağıya akınca irkildim ilkten.Fakat alıştım yavaş yavaş.Rafa uzanıp şampuan şişesini elime alıp avucuma döktüm.Ve saçıma sürüp köpürtmeye başladım.

~

Son kez durulandıktan sonra suyu kapattım.Ellerimle saçlarımı geriye atıp duşakabinin kapağını açtım ve dışarı çıkıp havluyu bedenime sardım.

Odaya gelince dolaba ilerledim,kapağını açıp beni sıcak tutması adına kalın bir şeyler aradım.Üşüyordum ve bu yüzden polarlı bir şeyler giymek istiyordum.Fakat bir türlü aradığım kazağımı bulamadım,o fazlasıyla sıcak tutuyordu beni.Acaba Selin'in odasında mıydı?

Sertçe nefesimi verip odadan çıktım,Selin'in odasına gelip kapıyı açtım ve içeri girdim.Dolabına yönelip kapaklarını açtım.Bir müddet karıştırdıktan sonra şükürler olsun ki bulmuştum.

"Şükür.Onun dolabında ne işi var bu kazağın acaba." Diye hayıflanmadan da edemedim.

Kazağı çekip dolaptan alırken bir anda yere bir şey düştü.Başımı eğip düşen şeye baktığımda küçük kahverengi bir kutu olduğunu gördüm.Kapağı açılmıştı,beyaz bir kağıt olduğunu düşündüğüm şey hafif yana doğru kaymıştı.

Yere eğilip kutuyu aldığımda eşyaları içine koymaya başladım.En son kağıdı da yerden alıp kutuya koydum.Ve tam kapağını kapatacağım sıra da bir şey fark ettim.

Üstünde benim ismim yazıyordu.

Kaşlarım çatılırken kapanması için yarım bir santim kalmış olan kapağı tekrar açtım yavaşça.Benim ismim neden yazıyordu ki?

Açmam doğru olur muydu? Ama benim ismim vardı.

Kimdendi bu mektup? Ki neden Selin'in dolabında bir kutunun içindeydi?

Kutuyla birlikte yatağa oturup onu yanıma koydum,ve beyaz kağıdı elime aldım.Üstünde Mehir yazan nota bakıp bakıp duruyordum.Selin'e ait bir mektup olsa,benim ismim yazmazdı ki?

Öyle değil mi?

Çatık olan kaşlarım daha da çatılırken yavaş yavaş kağıdı açmaya başladım.Niye bilmiyordum,ama içimde kötü bir his vardı.

Bir mektupta senin ismin yazıyorsa,o mektup sana aittir,değil mi?

Son kata gelince durdum.Derin bir nefes çektim ciğerlerime."Sakin ol Mehir." Dedim kendi kendime."Korkulacak bir şey yok.Niye gerildin bu kadar."

CANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin