Şimdi ise,hayalkırıklığına uğramıştı.Yine ve yine.Bunu sormak bile hataydı.Cevabını bildiği bir soru sormuştu,aptal gibi.Aciz gibi.
Sadece yalnız kalmak istiyordu.Zihni sisli bir diyar gibiydi.Göremiyordu önünü.Acıtan bir sızı vardı boğazında.Yutkunamıyordu.Kalbinin kırılmış olan parçaları içini kesiyordu.
Hızla oradan çıkıp kendi odasına doğru koştu.Kapıyı açarak içeri girdi ve arkadan kilitledi.
"Mehir,Mehir iyi misin!"
Kapının arkasından arkadaşının korku dolu sesini duymasıyla konuştu."Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var.Lütfen."
ses gelmedi.
Kapının arkasında sürüklenerek yere doğru oturdu.Bacaklarını kendine doğru çekerek kafasını onlara yasladı.O kadar aptal hisdediyordu ki kendini,o kadar hiçbir şeymiş gibi hissediyordu ki.
"Bir kez olsun,bir kez olsun şu insanlar için içinde bir ümit besleme" dedi kendine.Bu senin sonunu getiriyor,görmüyor musun?
Ama,
Ayaz,hepsi onun yüzündendi.Eğer ona bu ümidi vermeseydi bu denli yaralanmayacaktı.Onunla konuşması gerekiyordu.Bir hışımla telefonu açtı.Dolu olan gözleriyle zar zor görerek isminin üzerine tıkladı.
"Lanet olsun sus!" Diye bağırdı beynindeki seslere.Aşırı rahatsız ediciydiler.Bunaltıcı bir sesleri vardı.
Yoruyordular onu.Birkaç çalıştan sonra açıldı telefon."Mehir,"
"Senin yüzünden." Dedi fısıldayarak.
"Hepsi senin yüzünden."
"Mehir ne oldu? Ne benim yüzümden anlayamıyorum bir şey," sesi oldukça endişeli çıkmıştı.
Hayır Mehir,hayır acımasın canın.O da insan endişelenebilir.Yapma bunu.Derin bir nefes alarak boğazımdaki yumruyu ezmeye çalıştı.
"Babam," dedim.
"Babam Selin'le konuşmuş."
Bir müddet ses gelmedi.Ama beni dinlediğini biliyordum."Ve ben,olumlu bir cevap alırım diye o kadar ümit ettim ki Ayaz."
"Ve sonu,kocaman bir hayalkırıklığı."
"Ben artık bittim."
Dedim içime kaçan sesimle.Canım yanıyordu.Fazlasıyla acıyordu.
"Yanına geleceğim,bekle beni."
"Çabuk gel." Dedim.
"Tamam çiçeğim,geliyorum hemen sakin ol tamam mı? Ben geliyorum."
Yavaşça telefonu kulağımdan çekip yanıma koydum.Ve ardından küçük bir hıçkırık.İçimde hissettiğim acı kendini göstermeye başlamıştı.
Yıllar sonra,bana ve anneme o kadar şey yapmasına rağmen.Ben yine de onun gelmesini istedim.Çok mu şey istedim,bu gerçekten zor muydu? Neden bana her şey bu kadar fazla görülüyordu?
Sarılmak istedim ona.Hem de o kadar yaptığı iğrençliklere rağmen,bir aciz gibi.Onu istedim.Cevabını bildiğim soruyu sordum.Bir aptal gibi.
Aptaldım,büyük bir aptaldım.
Dışarıdan gelen kapı örtülme sesiyle Selin'in evden çıktığını anlamıştım.Bu tam vaktinde olmuştu.Ayaz gelecekti birazdan.Ki,evde bile olsa bu umurumda değildi.Hiçbir şeyi düşünecek durumda değildim.
Bu hayatta herkese düşünmekten kendimi düşünmeyi unutmuştum.Ben diye birisi olduğunu unutmuştum.
Ve,zil çaldı.Yavaşça yerden kalkıp ayaklandım fakat o an başımın dönmesiyle yatağa düşmem bir oldu.Kendime gelmeye çalışarak biraz bekledim.O sırada zil sesi artıkça artmıştı.Kapıyı açmayınca doğal olarak endişelenmişti.Yerimden kalkıp duvarlara tutunarak kapıyı açtım.Salona geldiğimde dış kapıya doğru yürüdüm ve onu da zorla bir elim duvarda bir şekilde açtım.
Açmamla iki çift kol tarafından bedenimin sarılması bir oldu.O koku burnuma geldi,bir türlü çıkaramadığım koku.
"Özür dilerim,çok özür dilerim." Dedi kulağıma doğru fısıldayarak.
Hiçbir şey demedim.Sadece sarıldım ona.Başımı boynuna gömerek derin derin içime çektim kokusunu."Sakın bırakma beni,olur mu?"
"Asla!" Dedi.Sesi yüksek çıkmıştı."Asla bırakmam." Gözyaşlarım birer birer dökülmeye başladığında hıçkırıklarımda aynı oranda arttı."Sevilecek biri değil miyim,hiç mi sevemez beni?" Dedim içli içli ağlayışımın arasından."İnsanlar neden sanki benden nefret ediyorlarmış gibi geliyor Ayaz.Ben neden normal bir insan olamıyorum."
Ellerini belimde daha da sıkılaştırdı.Saçlarımı okşayarak üzerine derin bir öpücük kondurdu."Sen sevilmeyecek biri olamazsın Çiçeğim." Dedi narin bir sesle.
"O zaman babam beni neden sevmiyor?"
Durdu.Saçlarımı okşamaya devam etti.
"Temiz insanları,kirli insanlar sevmez Çiçeğim." Dedi.
"Her kalp sevemez.Herkes kalbini güzel yetiştiremez."
"Onları hâlâ çok seviyorum.Aptalın tekiyim."
"Değilsin." Dedi hemen."Sadece iyisin,her şeylerini görmeyip sadece onlara koşacak kadar iyisin."
"İçimde iki insan var,biri yaşamak istersen diğeri aldığı her nefese lanetler okuyor."
Elleri saçlarımda sihirli dokunuşlarla gezintiye çıktı.
"Ama,bir tek seninleyken o aldığı her nefese lanet eden insanda,yaşamak istiyor."
Dokunuşlarının ardından kulağıma doğru o ninni,huzur gibi gelen sesiyle konuştu.
"Biliyorum Çiçeğim.Ben her şeyi biliyorum."
Daha sıkı sarıldım boynuna."Canım çok acıyor."
"Geçecek,bir gün geçecek.Söz veriyorum."
"Sana güveniyorum." Dedim gözyaşlarımın ardından.
"Bana güven Çiçeğim.Bana güven."
Devam Edecek...
Lütfen,oy verin.Zaten okumalar fazlasıyla az.Yorumlarda düşünceleriniz belirtirseniz çok sevinirim.🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANIM
ChickLitBazen öyle bir çıkmazın içinde hisseder ki insan,kaçmak için bir kapı bile aramaz. Dünya cehennemse,onun kolları cenetti.Nefes alışıma ilk defa bu kadar şükür ettiğimi hatırlıyorum.Bir kokusu var,asla tarif edilemez. "Sakın ümidini kesme." Her şey b...