|Aşk|

17 2 0
                                    


"Alo,"

Kulağıma gelen sesiyle derince gözlerimi kapattım,huzurun ta kendisi olabilirdi bu ses.

"Alo,Ayaz?" Dedim fısıltılı bir sesle,zira kendimi çok suçlu hissediyordum."Mehir,ne oldu?" Dedi endişeli bir sesle,hemen araya girdim."Bir şey olmadı merak etme,sadece seni dün aradım,ondan sonra aramadım..." lafımı kesti."Bunun yüzünden kendini suçlu hissettin?" Olumlu anlamda mırıltılar çıkardım."Çiçeğim,neden böyle düşündün ki?" Dedi,sesindeki hayalkırıklığını duyabiliyordum.Sessiz kalmayı tercih ettim."Ben sana hiç kızabilir miyim,buna imkan var mı?" Diye ekledi."Hem senin başın ağrıyordu,iyisin değil mi? Yoksa hemen hastaneye gidebiliriz biliyorsun," dediğinde hızla araya girdim."Merak etme sevgilim ben iyiyim hastaneye falan gerek yok," dedim tek nefeste."Emin misin?" İnanmamışa benziyordu."Evet." Diye ekledim.

Bana kızmamıştı şükürler olsun.Ki,kızacağını düşündüğüm için derin bir hayalkırıklığı yaşamıştı.Of,cidden neden belli etmiştim ki bunu.Kırılmış olmalıydı.

"Özür dilerim." Dedim bir anda."Üzdüm mü seni? Kızacağını düşündüğüm için üzgünüm." Sesim oldukça pişmanlık doluydu."Çiçeğim,ne özürü şimdi," dedi hafif sinirli bir sesle."Sen benden özür dileyeceksen,ben senden ölümümü dileyeyim.Bunu söyleme." Dediği şeye karşılık kaşlarım hızla çatıldı."Ne ölümü,doğru konuş Ayaz.Şu şeyden bahsetme."

"Tamam çiçeğim,tamam kızma." Sesi yumuşak çıkmıştı."Bu konuyu kapatalım.Ne yapıyorsun bakalım?" Diyerek sordu içten bir sesle.Gülümseyip "Hiç öyle oturuyorum," diye yanıtladım. Uyku ilacı içtiğimi tabii ki söylemeyecektim.Yoksa Ayaz'ın elinden bir Allah'ın kulu alamazdı beni,zorla hastaneye götürürdü.Gerekirse ellerimi ayaklarımı bağlar,öyle götürürdü."Selin'in iş yerinde tanıştığı bir arkadaşı gelecek," diye ekledim."Ama sen nasıl orada olacaksın çiçeğim?" Büyük ihtimalle stres yapmamdan bahsediyordu,derince bir nefes alıp konuştum."Doktorun verdiği ilaçları biliyorsun,biraz da olsa gevşetir onlar beni,sorun yok." Dedim yumuşak bir sesle."Tanışma istersen hm,stres yapmanı istemiyorum." Dedi oldukça ilgili bir sesle.Ben bu adama gün geçtikçe daha da kalbimi veriyordum sanki."Ama,o âşık olmaya başlamış Ayaz.Yılların ardından kalbini açmış birine,tanımam lazım nasıl biri olduğunu o kişinin.Arkadaşımın yine aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum." Diye açıkladım kendimi büyük bir içtenlikle.Telefonun ardından derin bir nefes bıraktı."Senin şu özelliğin varya,bitiriyor beni." Dedi ve devam etti."Güzel çiçeğim."

Gülümsedim.Ama nedense kalbimde bir sıcaklık vardı,böyle uyuşmuş gibiydi.Acı gibi,sanki bir yara varda tuz basılmış gibi.Sözlerinde bir şey vardı,içime kadar işliyordu."Ayaz..." Dedim kalbimden gelen o en güzel sesle."Efendim," dedi huzurun ta kendisi olan sesiyle.Durdum bir süre.O kadar anlamlı geliyordu ki bu cümle,söylemeye kıyamıyordum."Seni canımdan çok seviyorum.Bunu biliyorsun değil mi?"

Sanki ben dememiştim ama,kalbimin dili olmuş,konuşmuştu sanki.Normalde lal olan kalbim,ona gelince sıralıyordu cümleleri,en güzel haliyle.

"Bilmez olur muyum çiçeğim,bilmez olur muyum."

Tebessüm etti yüzüm,aşkla parladı gözlerim,atmaya başladı kalbim.Bir insan her şeyiyle sevdiremezdi ki kendini size,öyle huzur gibi gelemezdi her şeyiyle.Ama geliyormuş,geliyormuş bir aşkla.Alıyormuş kalbini,kendininkine mühür ediyormuş.

"Yarın gelebilir misin yanıma?" Dedim.

"Elbette,çiçeğim isterde ben gelmez miyim? Büyük ayıbım olur."

Kıkırdadım.Hafifçe güldüğünü telefondan gelen sesiyle anladım.

Ve bir anda kapı açılma sesi geldi,acaba Kıvanç denen çocuk mu gelmişti?

"Ayaz'ım," dedim."Galiba misafir geldi,ben ilaçlarımı içip yanına gideyim olur mu,ayıp olmasın." "Tabii ki çiçeğim,git sen.Ama dediğim gibi,ilaçlarını ve kendini sakın zorlama.Tamam ?" Usulca salladım kafamı."Tamam sevgilim."

"Görüşürüz çiçeğim."

"Görüşürüz sevgilim."

O kapatana kadar bekledim.Artık ses gelmeyince yavaşça çektim telefonu kulağımdan.Bir süre durdum.Konuşmaya doyamıyordum,sesine doyamıyordum,ona doyamıyordum.Her daim ona ihtiyacım vardı,her daim...

Adımlayarak çekmeceden ilaç kutusunu aldım.İçinden hapı çıkarıp ağzıma attım ve içtim.Biraz da olsa rahatlatırdı beni.

Hadi Mehir,sorun yok.Sakin.

Odanın kapısını açarak çıktım.Salonda yürüyerek mutfağa yöneldiğimde ikisini de masada oturur gördüm.Galiba beni bekliyorlardı.Ama buna gerek yoktu ki.

"Hah geldin mi," dedi Selin gülümseyerek,"Bizde seni bekliyorduk meleğim.Kıvanç bu bahsettiğim arkadaşım Mehir,Mehir bu da Kıvanç."

Kıvanç ayağa kalkarak bana gülümsediginde hafifçe aynı karşılığı verdim.Elini uzatıp konuştuğunda oldukça samimiydi."Merhaba Mehir,ben Kıvanç Taş.Memnun oldum." Uzattığı elini yavaşça tutarak tebessüm ettim."Bende memnun oldum Kıvanç." Selin'in bakışları ikimiz arasında mutlulukla gidip gelirken heyecanla konuştu."Evet,tanıştığınıza göre hadi bakalım." Diyerek masayı işaret etti.Elimi Kıvanç'tan ayırarak sandalyeyi çekip oturdum.İkiside yerine yerleşmiş yemeye başlamıştı.

Sakin ol Mehir,sakin ol.Gerilme.Hadi derin derin nefes al ve ver.

Yavaşça soluğumu bırakarak önümdeki çatalı elime aldım.İkisine göz ucuyla baktığımda sessiz bir şekilde yemeklerini yiyorlardı,ki fazlasıyla aç oldukları belliydi.

Zira benimde öyle olmam lazımdı.Ama görün bakın ki bir gündür hiçbir şey yememe rağmen asla aç değildim.Nasıl oluyordu bu?

Fakat Selin'in bakışlarını üzerimde hissetmemle hemen önümdeki salatadan bir çatal alıp yemeye başladım.Oh şükür.

Devam Edecek...

Sizce Kıvanç nasıl biri/nasıl bir vibe aldınız?

Ayaz ve Mehir çifti hakkındaki düşünceleriniz?

Sizce Ayaz ve Selin arasında ne gibi bir sorun olabilir?

Selin Ayaz'ı neden görmezden geliyor sizce?

CANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin