|Umarım|

14 2 0
                                    

Selin...onunla tanışmamızdan yaklaşık olarak üç yıl sonra bir çocukla tanışmıştı.Hukuk okuduğu için dersleri oldukça yoğundu ve sadece onlarla ilgileniyordu.Lakin,o çocuk hayatına girdikten sonra her şeyi bıraktı.Ne derslerine çalışıyordu,nede telefonlarını açıyordu.Eve geç geliyordu.

Bu böyle bir ay falan sürdü.Fakat daha fazla bu duruma katlanamadığım için ona "Kiminle görüşüyorsun sen?" Diye bir soru sordum.İlkten cevap vermemek için dirensede,inadımla o direniş duvarlarını yıkmıştım.

Ve öğrenmiştim ki,o çocuk uyuşturucu bağımlısının tekiymiş.Böyle yaparak kaç genç kızı kullanmış,zarar vermiş.Ve tabii ki sıradaki kurbanı ise Selin'di.

Gözü sevgiden kör olmuş arkadaşımı o caninin elinden söküp almak tam tamına iki yılımı almıştı.Bu durumu Okan Amcaya söylemekle tehdit etmiştim onu.Zira en sonunda da başarmıştım.

O kadar üzülmüştü ki bu duruma,ondan ayrılmak mahvetmişti onu.Bir yandan "Derslerin neden kötüleşti?" Diyerek ona sorular soran Okan Amca,bir yandan yaşadığı acı.

Ondan sonra da kalbini kimseye açmadı,açamadı.Her gün,her gece dua ettim o güzel kalbinin tek kalmaması için.Ve sonunda,duam kabul olmuştu.

Umarım,tekrar aynı şeyi yaşamazdı.Çünkü bu sefer,arkadaşımın kaldırabileceğini asla düşünmüyordum.

Oturduğum yerden yavaşça kalkarak mutfağa adımladım.Birazdan gelirdi,ben şimdi başlasam bir sorun olmazdı.Ki,dememle birlikte mutfağa girmesi bir oldu.

"Geldim," dedi yoğun bir coşkuyla.Bu haline karşılık gülümseyerek konuştum."Hoş geldin,"

"İçecekte aldım,dolaba koymuştum." Dedi.Ve buzdolabına doğru ilerleyerek kapağını açıp içinden içeceği çıkarttı.Tezgaha koyarak terekten iki tane bardak aldı ve içecekleri doldurmaya başladı.

Tam eğilip alttan tencereyi alacaktım ki, ellerimin siyah olduğunu gördüm.Sanki kömüre ellemiş gibiydim.Nereden gelmişti ki ama,böyle bir şeye dokunduğumu hatırlamıyordum.

Ona doğru dönerek,"Sen devam et,ben bir ellerimi yıkayıp geliyorum." Dedim.Kafasını onaylarcasına salladığında mutfaktan çıktım.

Banyoya ilerleyip kapısını açtım ve içeri girdim.Gerçekten çok tuhaftı,nasıl bulaşmıştı bu? Nereye dokunmuştum?

Çünkü öyle normal bir leke de değildi.Bildiğin avucumun içi islerle doluydu.Cidden çok tuhaftı.Suyu açarak ellerime sabun sürdüm ve yıkamaya başladım.

Çıkmıyordu.Fakat denemeye devam ettim.

Ve sonunda kaç dakikadır uğraşmalarım sonrası şükürler olsun ki çıkmıştı.

Derin bir nefes bırakarak ellerimi havluya silip kuruladım.Başımı yana çevirip karşımdaki aynaya baktığımda bir süre durdum.

Bugün,kendime kendime konuşmuştum,değil mi?

Fakat tek hatırladığım şey fazlasıyla boğuluyormuş gibi hissetmemdi.İkide bir "Bizim kim olduğumuzu senden iyi kimse bilemez" dediğinde,kendimi aşırı baskıda hissetmiştim.Hâlâ bile hissediyordum.

Sanırım,aşırı uykusuzluktan böyle bir şey görmüştüm.Evet,kesinlikle böyle olmalıydı.Film bittikten sonra hapı içip hemen uyurdum.Sonra da kendime gelirdim.Evet evet,böyle yapacaktım.

Lavabodan çıkıp mutfağa ilerlediğimde Selin patlattığı mısırları tabaklara koyuyordu.Geldiğimi fark edince bana döndü ve gülümsedi."Hah,geldin mi,şunu koymama yardım eder misin?" Hemen yanına gidip tuttuğu tabağı kendi elime aldım.Dökmeyi bitirdiğinde tencereyi ocağa koydu ve ellerini birbirine çırptı."Tamam,her şey hazır!" Heyecanına ortak olmaya çalışarak güldüm.Zira,başımdaki ağrı tekrardan gelmeye başlamıştı.Kahretsin.

Elimizdeki içecek ve mısırlarla odaya geldiğimizde sehpayı önümüze çektik ve yiyeceklerimizi oraya koyduk.Selin kumandayı eline alarak arkasına yaslandı."Mükemmel bir filme benziyor," dedi bana bakmadan."Bak," dedi ekleyerek."Konusu çok dikkat çekici değil mi?" Gösterdiği yere bakarken gerçekten de dediği gibi dikkat çekici bir konusu vardı.Sıradan bir film gibi değildi.Bilim kurguydu ve,ben bu tür filmlere bayılırdım."Gerçekten de öyle," Gülümsedi ve benden gözlerini çekerek tekrar televizyona odakladı bakışlarını."Demiştim." Filmi açıp kumandayı yanına bıraktığında iki mısırın birini kucağına aldı,diğerini ise bana uzattı."Al hadi," Tebessüm ederek uzattığı kabı aldım.İkimizde bakışlarımızı filme odakladığımızda başıma giren sancıyla inlememek için zor tuttum kendimi.Şükürler olsun ki başarabilmiştim,Selin fark etmemişti.

Ağrıyı boş vermeye çalışarak bir süre gözlerimi kapattım.Yavaşça araladığımda Selin'e baktım,elindeki mısırlardan yiyerek filmi izlemeye devam ediyordu.Derin bir nefes vererek başımı televizyona çevirdim.

Umarım daha fazla ağrımazdı.

Devam Edecek...

Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın.Okuduğunuz için teşekkürler.🖤

Sizce Mehir'in neden bu kadar başı ağrıyor?


CANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin