"Korkma."
Başımı camdan çekerek yan tarafıma baktım.Cevap veremedim.Dilim tutulmuş gibiydi.
"Selin," dedi tekrar."Bir şey olmadı ona,korkma."
"Mektupta..." Dedim,diyememiştim bile."Öyle ağır şeyler yazıyordu ki,yazarken," yutkunmaya çalıştım.Ama olmadı."Yazarken,hiç mi titremedi elleri?"
Bana bakmaya devam etti.
"Eğer olurda,ona," dedim."Ona bir şey olduysa,o zaman korksun benden."
Sesim öyle kin dolu çıkmıştı ki,şu anda o adam karşımda olsa,hiçbir şeyi düşünmeden boğazına sarılabilirdim.
Gözümü dahi kırpmadan onu öldürebilirdim.
"Selin-" diyeceği şeyi biliyordum."Bir kere çıktı ağzımdan o cümle." Diye yanıtladım cümlesine devam etmesine izin vermeden.
Yumdum gözlerimi,korkum dev bir ateş topu misali bedenimi ezip geçiyordu.
Gözlerime yanıp sönen ışıklar çarpınca hızla araladım onları."Geldiler," diyerek bir hışımla arabadan indim.Arkamdan Kıvançta aynı süratle indi.
"N'olur," dedim hızlıca önümdeki polislere yalvararak."N'olur aramaya başlayalım hemen." Kıvanç bir elini omzuma koyarak bana döndü."Sakin ol."
Derin nefesler çektim içime."Şu anda bir konum bile yok elimizde,nerede arayabiliriz?" Dişlerimi dudağıma geçirerek ellerimi saç diplerime atıp sıktım."Lanet olsun,"
"Telefonundan bulabiliriz,"
"Telefonunu almamış!" Dedim hiddetle.
"Kahretsin..." dedi sessizce Kıvanç.
"O zaman maalesef,elimizden gelen bir şey yok."
"Ya nasıl yok!" Diye bağırdım son gücümle."Kendine zarar vermiş olabilir diyorum anlamıyor musunuz?"
"Selin," dedi Kıvanç."Onların bir suçu yok." Ellerimi hırsla saçlarıma geçirdim.Lanet olsun çok korkuyordum.
"Biraz bekleyelim,belki geri döner." Başımı polise çevirerek yüzüne baktım."Mektup bırakarak gitmesinden mi bahsediyorsunuz?" Dedim sinirle."Resmen veda etmiş farkında mısınız!"
"Selin," dedi Kıvanç."Yapma böyle,"
"Neyi yapmayayım? Neyi Kıvanç!"
"Sakin ol..."
"Olamam," sesimin hiddeti daha da arttı.
"Geliyor musun Kıvanç?" Dedim ona bakarken.
"Selin..."
"Peki."
Hızla arkamı dönüp arabama girdim.Gaza yüklenmemle oradan ayrılmam bir oldu.
Gözyaşlarım tıkıyordu boğazımı.Bir hıçkırık döküldü dudaklarımın arasından.
"Neredesin..." Dedim fısıltıyla."Nerede..."
Deli gibi korkuyordum.
Ve bir anda,arabayı telefon sesi doldurdu.
Gözüm yavaşça ona,ekrana kayarken yutkundum.
Titrek ellerimle elime aldım.
Ve açtım.
"Alo," dedim sessizce.
"Selin,müsait misin?"
Derin,avukat bir arkadaşımdı.
"Evet,evet ne oldu ki?"
"Sana bir şey söyleyecektim," dediğinde kaşlarım çatıldı.
Ortama karanlık bir sis düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANIM
ChickLitBazen öyle bir çıkmazın içinde hisseder ki insan,kaçmak için bir kapı bile aramaz. Dünya cehennemse,onun kolları cenetti.Nefes alışıma ilk defa bu kadar şükür ettiğimi hatırlıyorum.Bir kokusu var,asla tarif edilemez. "Sakın ümidini kesme." Her şey b...