Uzun zamandır bölüm yazamadığımın farkındayım. Büyük ihtimalle hikayenin konusunu dahi unuttunuz ancak derslerle biraz yoğundum bu nedenle pek bölüm atamadım. Üzgünüm. Umarım bölümü beğenirsiniz...
*********
Yıl 1777
"Sen ne yaptım dedin?!"
Taehyung, iki günlüğüne gitmek zorunda kaldığı iş gezisinden sonra eve gelir gelmez böyle bir manzarayla karşılaşmayı kesinlikle beklemiyordu. Jungkook onu defalarca kez uyardığı şeyi yapmıştı.
"Saçımı kestim."
Jungkook yaptığın şeyin gayet normal olduğunu vurgularcasına umursamazlıkla cevap vermiş, elindeki örgü işine devam etmişti. Taehyung ise kriz geçirecekmiş gibi ellerini kendi saçları arasına geçirdi. Salonun ortasında, özellikle de annesi yanındayken ona bağırmak istemiyordu. Çünkü anlamlandıramadığı şekilde annesi her seferinde Jungkook'u savunuyordu. Ona hızlıca alışmış, hatta örgü örmeyi bile öğretmişti.
"Jungkook'un bedenine zarar verme demiştim!"
"Zarar vermedim ki... Saçımı kestim. Hem ben de Jungkook'um. Bu saç bende daha iyi durdu bence."
Jungkook kısa saçlarını karıştırırken Taehyung sabır dilercesine gözleri yansa bile şöminede yanan ateşe baktı. Derin nefesler alarak sinirlendiği için coşan feromonlarını dizginlemeye çalıştı ama başaramadı. Şu an karşısındaki omega sanki kendi omegası değil de bir yabancıydı.
"Sen benim sinirlerimle oynuyorsun!"
Taehyung sinirle yumruklarını sıkıp şömine karşısında oturan Jungkook'u süzmeye devam ederken annesi ona yaklaşmış, kolundan tutup kendine çevirmişti. Taehyung gözlerini Jungkook'un saçlarından ayırıp annesine dönmüştü.
"Taehyung ne bu bağırış? Eşine böyle saçma bir nedenden dolayı nasıl bağırırsın?!"
"Anne! Saçını kesmiş!"
Jungkook gözlerini devirmiş ve Taehyung'un annesinden öğrenmiş olduğu örgüyü yapmaya devam etmişti. Son birkaç gündür büyücünün söylediği gibi bulunduğu bedeni benimsemeye çalışıyordu. Kendi ismi Jungkook'tu. Bu bedenin sahibinin adı Jungkook'tu. Bu beden Jungkook'un yani kendi bedeniydi.
"Rahat bırak çocuğu Taehyung."
Annesi yavaş adımlarla gaz lambalarıyla aydınlatılan salonda ilerlemiş ve Jungkook'un yanına oturmuştu. Taehyung ise annesi ve Jungkook'un umursamaz tavrına daha da sinirleniyordu. İkisi de her şey normalmiş gibiydi. Sanki Omega Jungkook gitmemiş onun yerine Alfa Jungkook gelmemişti.
"O benim Jungkook'umun vücudu!"
Taehyung tehditvari bir şekilde parmağını ona doğrultmuşken elindeki örgü şişlerini durdurdu ve kaşlarını çatarak Taehyung'a döndü.
"Kapa çeneni. Namjoon Hyung'un çağırdığı büyücü bunun aynı zamanda benim ikinci bedenim olduğunu söyledi. Yani benim bedenim benim kararım."
Jungkook kendi zamanda söylenen kalıplaşmış bu sözü Taehyung'a söyledikten sonra kısa saçlarını eliyle geriye taradı. Daha sonra elindeki yarım kalmış kazağı havaya kaldırıp üzerinde gözlerini gezdirdi. Kendi omegası Taehyung'un vücudunda nasıl duracağını düşündü. Şimdilik bu kazağı ona götürüp elleriyle ona giydiremeyecekti belki ama kendi bedeni de şu an onunla aynı ölçüdeydi. Onun yerine kendisi giyebilirdi.
"Yeni modelin yakışmış oğlum." Jungkook, Taehyung'un annesinin dokunuşu ve sesiyle elindeki kazağı dizlerine koymuş ve aklındaki düşünceleri uzaklaştırmıştı. Omegasını özleyecek zamanı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Universe //Taekook
Fanfic1777 yılının omega Jungkook'u ve 2022 yılının alfa Jungkook'u yer değiştirir. ¡Yetişkin içerik!