Bölümü kontrol edemedim umarım hoşunuza gider... İyi okumalar hepinize ❤️
*******"
Yıl 1777
Taehyung nefes nefese kendini yatağın diğer tarafına atar atmaz Jungkook hemen kafasını onun göğsüne koymuştu yine nefes nefese... İkisi de oldukça yorulmuş ama aynı zamanda dinçleşmişti de.
"Teşekkürler Jungkook... Benim için tekrar kurdunu bastırdın..."
"E ne yapsaydım ölmene göz mü yumsaydım? Ya da herhangi bir sürü lideri olmadığı için sürünün yok olmasına mı vesile olsaydım? Yaptık bir şeyler." Jungkook ona göz kırptı ve Taehyung onun bu şirin haliyle gülümseyip dudaklarını öptü.
"Umarım bu sefer hamile kalabilirsin..."
"Kalırım ben... Bir şeycikler olmaz." Jungkook rahat rahat konuşurken Taehyung onu kucağına çekti ve kafasını göğsüne yaslattı. Burnunu onun saçlarına gömdü.
"Seviyorum seni Jungkook. Umarım beni affedersin."
"Affettim bile... Kurdunu anlayabiliyorum gerçekten. Ben de seni seviyorum..."
Taehyung gülümsedi ve onun saçlarıyla oynamaya devam etti. Feromonları ciğerlerini yakıyordu onun... Kızgınlıkta olan bir adet Jungkook'u sonsuza kadar kollarında tutabilirdi.
O sırada yandığını hissetti Taehyung. Adeta içi yanıyordu. Elleri titremeye başlamıştı. Pençeleri çıkmıştı insan formundaki ellerinden. Gözlerinin içi kızarmıştı.
"Jungkook..."
Taehyung korkuyla mırıldanırken ne olduğunu biliyordu aslında. Sadece korkmuştu vücudunda hissettiği bu anlamsız güçten.
Sakinleşmek için Jungkook'un feromonlarını almaya çalıştığında en son aylar önce hissettiği feromon ciğerini yakmıştı.
"TaeTaem..."
"Gguk! Kook!"
Taehyung kucağındaki Jungkook'u hemen yanına adeta fırlatmış, onun üstüne eğilip yüzünü süzmüştü. Jungkook ise bir elini onun yanağına koymuş, kırmızı gözlerini izliyordu.
"Sen... Lider oldun..."
"Hamilesin bebeğim evet!"
Taehyung heyecanla fısıldamış, az önce damla damla yaşlar döken gözleri parlamıştı. Eğilmiş ve hemen onun boynuna öpücükler bırakmaya başlamıştı. Jungkook ise özlediği alfasına sıkıca sarılmıştı.
"Çok özledim seni... Mühürün de gelmiş..."
Boynundaki mühür izinde dilini gezdirmişti. Jungkook ise gözlerini kapatmıştı kalbinin hızlanmasıyla... Çok özlemişti Taehyung'unu.
Taehyung yavaş yavaş onun boynundan yanaklarına çıkarken öpücüklerle beraber göz yaşlarını da bırakıyordu.
Taehyung yanağındaki yaşları öperken Jungkook kendisinin de ağladığını yeni fark edebilmiş Taehyung'a sıkıca sarılmıştı. Taehyung kafasını onun göğsüne yaslamış, kendini küçük bedenin üzerine bırakıp ağlamaya devam etmişti.
Hıçkırıkları odayı dolduruyordu Taehyung'un... Jungkook daha önce hiç böyle ağlamamış olan eşine sıkıca sarılarak destek olmaya çalışmıştı.
"Sana çok ihtiyacım var... Babamı kaybettim... Seni de kaybedemezdim..."
Taehyung hıçkırıkları arasında fısıldarken Jungkook onun saçlarını yavaşça öpmüştü. Kendisi de diğer evrende bizzat şahit olmuştu Bay Kim'in ölümüne... Hem de kendi babası öldürmüştü onu orada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Universe //Taekook
Fanfiction1777 yılının omega Jungkook'u ve 2022 yılının alfa Jungkook'u yer değiştirir. ¡Yetişkin içerik!