Bölümü üstün körü kontrol ettim. Pek içime sinmedi, umarım beğenirsiniz...Şu sürü lideri olma olayını umarım iyi anlatabilmişimdir.
Seviyorum sizleri iyi okumalar❤️❤️
Uyarmayı unuttum bölümde SMUT var!!!!
*****"***
Yıl 1777
"Hyung bu kadar özen göstermeme ne gerek var?"
Jungkook canının sıkıldığını belli edercesine yüzünü asarken Jin onun saçını düzeltiyordu.
"Sürüde nüfuz sahibi çoğu omega orada olacak... Hakkında saçma sapan dedikodular çıkarabilirler. Alfanı elinden çalmak isteyebilirler... Her şeyi yapar o ihtiyarlar."
Jungkook'un kumaş pantolonunu ve fırfırlı yakasını düzelttikten sonra göz teması kurmuştu yeniden onunla Jin.
"Gitmek istediğine emin misin? Sabah yaşadığın olaydan sonra burada kalmak-"
"Hayır... Büyük bir olay değildi. Ben de geleceğim."
"Sen bilirsin... Erken ayrılmak istersen söyle beraber döneriz tamam mı?"
Jungkook gülümseyerek başını sallarken Jin, Areum'u da hazırlamış; yemeğe gitmeye hazırlanmışlardı.
Odadan çıktıkları an koridordaki kan kokusu Jin'in midesini bulandırmış anında banyoya koşmuştu. Jungkook ise Areum'un elini tutmuş, onun burnunu kapatması için cebinden bir mendil vermişti eline.
"Koku?" küçük kız kafasını yana eğip sorarcasına Jungkook'a sorarken o ne diyeceğini bilememişti. Durum iyice kötüye gidiyor olmalıydı ki ev kan kokusuna bürünmüştü artık. Alfaların feromonları bile bu kokunun yanında hafif kalıyordu.
"Gidelim..." Jin ağzını silerken Jungkook onun koluna girmişti, rengi atmıştı Jin'in kustuğu için. Terasa ilerlerken Bayan Kim karşılamıştı onları. Jungkook'u kolundan nazikçe tutmuştu.
"Oğlum yanıma gelir misin biraz?"
Jungkook, Jin'den izin alırcasına göz göze gelmiş; daha sonra Jin ve Areum'un onsuz terasa çıkmasını izlemişti.
Bayan Kim diğer bütün süslü omegalara göre oldukça sönük duruyordu. Savaşın onu yıprattığı belliydi. Lider burada değilken bütün işlere eşi bakardı ve Bayan Kim'in de çok uğraştığı belliydi bu işlerle.
"İyi misin oğluşum?" Jungkook'un kısa saçlarına elini atmış ve bir anne edasıyla okşamıştı güzel tutamlarını...
"Size dargınım açıkçası... Geçen gün bana azdırıcı vermeniz hiç hoş değildi. Sizi annem yerine koymuştum." Jungkook sitemle konuşurken yaşlı omega boynunu önüne eğmiş pişmanlıkla iç çekmişti.
"O şeytan görümceme uydum oğlum... Özür dilerim... Beynimi yıkadı. Taehyung'um ölecek yoksa dedi. Gerçekten özür dilerim. Seni kendi oğlumdan ayırmadığımı biliyorsun."
Jungkook kafasını salladı ve önüne eğdi. En çok da bundan dolayı kırılmıştı. Kadının özürü içtendi en azından... Bunu hissettiği için affetmişti hemen.
"Biliyorum... Her neyse anne... Affettim seni."
Kadın hüzünle gülümsedi ve ona sarıldı sıkıca, saçlarını okşadı doya doya.
"Korktum... Çok korktum o adam sana zarar verecek diye..."
"Vermedi... Sorun yok."
Kadın ağlamamak için çaba verse de sesinin titrediğini hissetmişti. O adamın Jungkook'a yapabileceklerinin sınırı yoktu. Öldürebilirdi, esir alabilirdi, planını uygulayabilirdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Universe //Taekook
Fanfiction1777 yılının omega Jungkook'u ve 2022 yılının alfa Jungkook'u yer değiştirir. ¡Yetişkin içerik!