-3-

2K 145 26
                                    

*********

Yıl 1777

"Taehyung geldim!"

Namjoon kendini hızla odanın içine attı ve elindeki çantasını yatağın üstüne bıraktı. Yatakta kanlar içerisinde yatan Jungkook onu da korkutmuştu.

"Aniden mühür izi kanamaya ve acımaya başladı. Şimdi ise kayboldu. Onu hissedemiyorum Namjoon!"

Taehyung titreyen elleri belli olurken ayağa kalkmış ve ağlamaktan kızarmış gözleriyle Namjoon'a bakmıştı.

Namjoon'un aklına gelen ilk şey Jungkook'un ölmüş olabileceği olduğu için hemen elini onun nabzını atmıştı.

"İyi olacak de lütfen Namjoon..."

Taehyung ağzından bir hıçkırık kaçırırken omegasının başına bir şey geldiği düşüncesi zihnini yiyip bitiriyordu.

Namjoon ise hayatında daha önce hiç böyle bir vaka görmediği için şaşkındı. Gayet sağlıklı olan Jungkook'un neden şu an baygın olduğunu ya da mührünün silindiğini aklı almıyordu.

Namjoon yaptığı gözlemler sonucu Jungkook'un gayet sağlıklı olduğunu görünce bunu Taehyung'a söylemek için ona döndü.

"Jungkook oldukça sağlıklı."

"Ama... Neden mührümüz bozuldu?"

"Daha önce böyle bir şey görmedim ama araştıracağım."

Namjoon ayağa kalktı. Eşyalarının olduğu çantasını toparladı. Eşi ve kızı evde bekliyordu. Apar topar evden çıkmıştı ve Jin'in uyanıp da onu göremeyince ne kadar korktuğunu tahmin edebiliyordu.

"Sağ ol Namjoon. Gerçekten teşekkür ederim."

Ona minnet duyan alfanın omzunu sıvazladı.

"Omegana bir şey olacak korkusu nasıldır bilirim Taehyung. Umarım iyi olur. Ama önce neden böyle olduğunu bulmalıyız."

Taehyung çaresizce başını salladı ve yatakta halsizce yatan Jungkook'u süzmüştü.

"Lütfen iyi ol miniğim..."

Namjoon, omegasına gözünü kırpmadan bakan Taehyung'u tek başına bırakıp odadan çıkmış ve alt kata inmişti. Bay Kim'in salonda oturduğunu görünce ona selam vermiş, evden çıkmıştı.

Karanlıkta önünü göremese bile bu yolu uzun süredir gidip gelen atına güvenerek eve doğru ilerlemişti Namjoon.

Evine geldiğinde içerideki ışıkların açık olduğunu fark etmiş ve Jin'in uyanmış olduğunu görmüştü. Şimdi iyi bir fırça yiyecekti işte.

"Gecenin bir yarısı neredesin sen?"

Eve girer girmez sertçe çıkışan Jin karşısında kafasını öne eğdi.

"Özür dilerim. Gitmeden önce seni uyandırıp söylemeliydim ama-"

"Yanımda olmadığını fark edince ne kadar endişelendim haberin var mı senin?"

Namjoon elindeki çantayı yerine bıraktı ve üzerindeki ceketi çıkarıp yerine astı.

"Jungkook'un mühür izi kanamaya başlamış. Daha sonra kanama durdu ama mühür yok olmuştu."

Jin Jungkook'un ismini duyunca Namjoon'a kızmayı bırakmıştı. Jungkook onun küçük erkek kardeşi gibiydi ve onun ismi geçince akan sular dururdu.

"Ne demek mührü kayboldu?"

"Bilmiyorum. Kendisi çok iyi ama mührü yok oldu. Taehyung da artık onu hissedemiyormuş."

Two Universe //TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin