OLRN - 35 "Yalnız Evin Ağlayan Duvarları"

38 12 1
                                    

Herkese selam. Bölüme geçmeden önce bilmenizi istediğim bir şey var.

Yemek akşamını ve o akşamdan sonrasını Okyanus'un ağzından bolca okuduk. Ama diğerlerinin o zamanlarda neler yaptığını bilmiyoruz. Ve eminim bilmek isteriz. Aksi bir cevap vermek isteyen olursa da, bilmeniz sizin için daha iyi olacak.

Bu yüzden; 35, 36 ve 37'de olayları biraz geriye saracağız.

Keyifli okumalar 🤍

Keyifli okumalar 🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


OLRN - 35

"Yalnız Evin Ağlayan Duvarları"

Gitme - DKTT, Sedef Sebüktekin
Olsun - Sertab Erener

**********

İki gün önce... (19 Aralık 2019, Yemek akşamı.)

Oto tamirin kapısından dışarı çıkan ilk kişi olmuştu Selim. Sinirliydi ve bunu yere vurmaktan çekinmediği sert adımlar sayesinde fazlasıyla belli ediyordu. Arabasının önüne yaklaşmadan hemen önce Teo ve Eren'in de içeriden çıkmasını bekledi.

Bunca şeyi öğrenmek yetmiyormuş gibi, üstüne üstlük saçma sapan bir yemeğe davetliydi. Bir de o'nu davet eden kişi Teo'nun babası Yılmaz Korhanlı değil miydi? Bu düşüncesine alay yüklü bir gülüş gönderdi dişlerinin arasından. Ama çok kısa sürmüştü bu. Çünkü sinirliydi. Çok sinirliydi. O yemeğe gitmesinin tek sebebi de ortada dönüp duran bu saçmalığın amacını öğrenmek ve vakit kaybetmeden Okyanus'la konuşmaktı.

Yalandan nefret ediyordu. Yalanın her türlüsünden nefret ediyordu.

Biraz sonra kapıda görünen iki beden kendisine doğru yaklaşmaya başlamıştı. Sadece Teo'ya baktı. Eren'e bakmıyordu. Bakamıyordu çünkü. Hatta bakmamak için ayrı bir çaba sarf edip o'nu yok saymaya çalışıyordu. Eğer bakarsa ağzından çıkacak olan her bir kelimeye engel olamamaktan korkuyordu. Eren hakkında öğrendiği bu gerçeği kabullenemiyor, o'nunla yüz yüze gelmekten kaçınıyordu. Yanlışsa korkuyordu, kalbini kırmaktan. Doğruysa yine korkuyordu, içindeki öfkeyi kusmaktan.

Akıl kârı değildi, yaşananların hiçbiri.

"Buradaki işimiz hallolduğuna göre artık esas durağımıza gidebiliriz," diyen Teo arabasının sürücü kapısını açmıştı. Ardından, "Sen yine takip edersin beni." demişti Selim'e.

"Bu kez Selim'le gideyim ben." diyen Eren tam diğer arabaya yaklaşıyordu ki, "Tek gideceğim ben Teo." diyerek o'nun durmasına sebep olmuştu Selim. Eren'e hitaben söylemiş fakat adını ağzına alamamıştı.

Eren anlayamadığından sebep çatmıştı kaşlarını, "E ben de seninle geleyim işte, Selocan'ım."

"Tek," diye vurguladı Selim, hâlâ Teo'ya bakarken. "Gideceğim, Teo." Teo'nun mavilerine bakarken, resmen Eren'i kendi yanına almasını vurguluyor ve bunu anlamasını istiyordu.

OLİMRENUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin