OLRN - 42 "Bugünün Umudu, Yarının Dermanı"

38 11 9
                                    

Uzuun bir final haftası ardından hepinize slm 🫶🏻😮‍💨 Bizi özlediyseniz kaldığımız yerden devam ediyoruz 🤙🏻

Bölümlerle ilgili duyuruları Instagram hesabından yapıyorum bu arada.
Kaçırmamak için takip edin lütfen: olimrenus

Oy vermeyi de unutmayalım <3

Oy vermeyi de unutmayalım <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


OLRN - 42

"Bugünün Umudu, Yarının Dermanı"

Gelmedin - Betül Sayıcı

**********

Daha kötü ne olabilir, dememeliydik. Daha kötüsü olamaz, hiç dememeliydik. 'Daha kötü' ve 'Asla' içeren o lanetlenmiş sözleri söylememeliydik.

Her an her şeyin olabileceğine inanmalı, kendimizi kandırmamalıydık.

Çünkü saniyeler sonrasında bile ne olacağını bilmiyorduk. Oysa her şey olabiliyordu. Yaşayacağımız acıların sonlandığını da düşünmemeliydik. Çünkü hayatta kaldığımız süre boyunca yeni acıları deneyimleyecektik.

Ve ömrümüz boyunca kaç kere şoka gireceğimizi de bilmiyorduk. Şoktan sebep kaç kez konuşamayacağımızı, bedenimizin kaç kez kaskatı kesileceğini, damarlarımızı geren o değişik hisse kaç kez maruz kalacağımızı...

Biz insanoğlu, aslında hiçbir şeyi bilmiyorduk.

Faruk Cevher, demişti. Torunumla tanışmaya geldim.

Torunu, ben. Oğlu, babam. Babamın babası, dedem.

Varlığından dahi haberimin olmadığı bu yaşlı adam.

Daha annemin anlattıklarını sindirememişken ne diyorlardı böyle? Daha ne kadar saçmalayabilirler, demeye korkuyordum. Daha ne anlatacaklar, diye düşünmeye bile korkuyordum. Hissediyordum çünkü. Henüz her şey yeni başlamıştı. Kötü şeyler olacaktı.

Kasılan bedenim ve geriye kaçan dilim yüzünden hiçbir şey söyleyemediğimde, "Getirin." dedi yaşlı adam, arkasındaki adamlara.

Adamların dışarı yönelip tekrar içeri girmesi bir olmuştu. O'nun dediklerini büyük bir hızla gerçekleştiriyorlardı. Önce büyük beyaz bir perde girdi salona. Solumdaki geniş ve boş alana, Teo'ların oturduğu koltuğun arka tarafına, koyulmuştu o perde. Hemen ardından diğer adam kucağında bir şeyle girdiğinde, perdenin biraz önündeki sehpanın üzerine koymuştu onu. Bu bir projeksiyon cihazıydı. İki adam orayı kurmayı tamamlarken diğerleri de camların perdesini kapayıp içeri giren ışığı azaltmaya çalışıyordu.

Biz neler döndüğünü anlamaz bir halde onları izlerken büyükler bizimle pek aynı durumda değildi. Çünkü onlar, her zamanki gibi, neler olduğunu biliyordu. Yaşlı adam onlara dönüp, "Oturabilirsiniz." dedi. Dakikalardır ayakta duruyorlardı. Ve Faruk Cevher'den aldıkları tek bir söz, kalktıkları yere geri oturmalarını sağlamıştı.

OLİMRENUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin