Ben hiç okunmayan bir şiirim...
Atlas arabayı büyük ve ihtişamlı bir otelin önünde durdurunca derin bir iç çektim. Beni tam olarak neyin beklediğini bilmemek can sıkıcıydı. Tüm yol boyunca neler yapacağımdan nasıl davranacağıma kadar her şeyi detayıyla anlatmışlardı. Onlar zaten bütün planı kurmuşlardı. Asıl zor olan kısmı yani gerçekleştirme kısmı bana kalmıştı. Atlas'ın hemen yan koltuğunda oturan Güney koltukta hafif yan dönerek yüzünü döndü. "Her şey senin elinde İzgi." Gülümsemeye çalıştım. Ancak gerginliğimden kaynaklı pek de başarılı olduğum söylenemez. "Biliyorum,"Daha fazla gerilmemek için inmek istedim. Onlarla konuşmak beni daha fazla strese sokuyordu. İnmek üzere elimi kapıya attığımda Atlas'ın konuşmasıyla durdum. "Güney buralarda olacak İzgi,"
Atlas'ın ses tonu ve Güney'e karşı olan bakışları bu durumdan hiçde memnun olmadığını gösteriyordu.Atlas'a karşı sadece başımı olumlu anlamda salladım. "Dikkatli ol."Baş parmağımı havaya kaldırarak sırıttım. Elimden geldiğince rahat davranmaya çalıştım. En azından arabadan inmesiyle kadar bunu yapmayı becerebilirim. "Güvenin bana. İlk değil bu, emin olun."Onlara göz kırptım. Daha fazla vakit kaybetmemek amacıyla arabadan indim. Arkamdan kapıyı yavaşça kapattıktan sonra olduğum yerde durarak karşımda bütün ihtişamı ile dikilen otele baktım. Mimarisi kesinlikle harikaydı. Sağımdan vuran rüzgar yüzünden saçlarım bir yılan misali boynuma ve yüzüme dolandı. İçten içe kızmadan edemedim.
Şimdi zamanı değil İzgi. Ne için burada olduğunu hatırla!
Tamam, tamam. Bir şey demedim. Ayaklarımı harekete geçirerek dikkatle otele doğru yürüdüm. Kapıya yaklaştığım sırada iki yana doğru açıldı ve yüzüme hafif bir ılık esinti ilişti. Ancak iki adım sonrasında bu rahatlatıcı esinti yok oldu. "Hoş geldiniz."
Sol tarafımda, ayakta durmakta olan, çalışana gülümseyerek hafifçe başımı eğdim."Beni takip edin lütfen."Çalışana ayak uydurarak peşinden ilerlemeye başladım. Uzunca ilerlediğimizi geniş bir koridorun ardından büyük bir kapıdan geçtik.
Burası otelin restoran kısmıydı. Planın ilk kısmına giriş yapmış bulunmaktayız.Çalışan bir masanın önüne gelince durdu. "Teşekkür ederim,"Gülümseyerek başını hafifçe eğdi. "Siz lütfen rahatınıza bakın, birazdan siparişiniz masada olur. İyi günler dilerim."Çalışanın arkasından şaşkınlıkla bakakalmıştım. Ben sipariş vermemiştim. Hemen aklıma Güney ve Atlas ikilisi kaldı. Elbette böyle bir planda bu kadar basit şeyi bile bana bırakmayacaklardı.
"Bakma öyle bön bön," Karşımdan gelmekte olan Güney'in dediğine karşı sessizce güldüm. Bana bakmamasına rağmen nasıl tepki verdiğimi bilmesi ayrı bir komikti.O hemen sol tarafımdaki masada yerini alırken bir garson yanına gelerek menüyü uzattı.Hala elimde tuttuğumu fark ettiğim çantayı masanın üzerine bıraktım ve rahat olmaya çalışarak arkama yaslandım. Rahat olup dikkat çekmemem gerekiyordu. Sakin olmalıyım. Zor bir şey değil İzgi. İlk defa bir görevde bulunmuyorsun. Buna benzer birçok görevde bulunmuştum hem de tek başıma. Galiba beni en çok geren kısmı da buydu. Daha önce kimseyle ortak çalışmamıştım. Şimdi yalnızca bir değil iki ortağım vardı ve planı kendim kurmamıştım. Arkama yaslanarak gözlerimi içeride dolaştırmaya başladım.
Gerçekten büyük bir yerdi. Oldukça şık ve pahalıydı. Etrafta çok fazla insan yoktu. Garsonlar masaların arasından koşuşturup duruyorlardı. Başımı omzumun üzerinden sol masada oturan Güney'e çevirdim. Elindeki telefona bütün dikkatiyle odaklanmış bir şekilde oturuyordu. Özenle taranmış olan siyah saçları üzerindeki siyah takım ile büyük bir uyum içerisindeydi. Çantanın içerisinde bulunan telefondan yükselen bildirimle etrafı incelemeyi kestim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanımdaki Yalancı
ChickLit(Eski adı: Mafya ve Savcı) Sabahları Savcı, geceleri Mafya olan bir adam; Ilgaz Yargıç. Dürüst, güvenilir, başarılı bir Savcı; İzgi Erçin. "Beni daha ne kadar kandırabilirsin diye düşünürken her seferinde yere çakılıyorum. Sana güvenmemi istiyorsu...