Unutma, hissettiğin her şeyin sana bir mesajı var, sen okumasını bilirsen.
Önümde bulunan tabaktaki eti bilmem kaçıncı kez bıçakla kestim. Hemen karşımda oturan ikili kendi aralarında toplantıda bahsi geçen yeni fikir üzerine tartışıyorlardı. Açıkçası artık fikir umurumda bile değildi. Aklım masanın üzerinde duran telefonumdaydı. Yaklaşık yarım saat kadar önce dayanamayıp Ilgaz'a mesaj atmıştım. İkimizde hatalıydık. Ama daha fazla uzatmanın anlamı yoktu. Yeterince uzamıştı. En son evden çıkıp gittiğinden beri ondan bir haber yoktu. Çatalımı batırdığım eti ağzıma attıktan sonra dayanamayıp bilmem kaçıncı kez telefonuma baktım. "Ne dersin İzgi?" Baran'ın bana seslenmesiyle şaşkınlıkla başımı telefondan kaldırdım.
Gözlerimi ilk önce Baran'a oradan Andaç'a sonra yine Baran'a çevirdim. "Anlamadım?" Elimdeki telefonumu sakinlikle masaya bıraktım. Baran gülerek arkasına yaslandı. Tam olarak neşeli bir gülüş olmadığı ortadaydı. "Konseptin adını tam olarak bulamadık." Onları dinlemediğimi anlamışlardı. Dudaklarımın arasından ılık nefesimi yavaşça dışarıya üfledim. "Açıkçası düşünmedim. Bu fikir aklıma aniden geldi. Eğer aklıma bir isim gelirse size bildiririm." Baran hafif bir baş sallamışlar beni onayladıktan sonra yanında oturan Andaç'a dönerek iş yerinde yaşanan bir olaydan bahsetmeye başladı. Andaç, Baran'a dönmeden önce bakışlarını bir süre üzerimden ayırmadı.
Bakışlarını tam olarak adlandırmak doğru olmazdı. Tam olarak ne düşündüğü de anlaşılmıyordu zaten. Bir süre sonra pes ederek odağını Baran'a verdiğinde rahatladım. Omuzlarım rahatlıkla düşerken telefonuma uzandım. Hala Ilgaz'dan herhangi bir mesaj yoktu. Mesajlaşma uygulamasına girerek Ilgaz'ın isminin üzerine tıkladım ve en son ne zaman çevrim içi olduğuna bakındım. En son on dakika önce çevrim içi olduğu yazıyordu. Bu da mesajımdan haberi olduğu anlamına geliyordu. Mesajımın atında her ne kadar ona iletildiğini gösteren çift tik işareti olsa da okunmamıştı. İstemsizce oturduğum yerde gerildim. Kaşlarım çatılırken yavaşça oturduğum sandalyeden kalktım.
Benim ayaklanmamla Baran ile Andaç konuşmayı keserek merakla bana döndüler. Gülümsemeye çalışarak elimdeki telefonu havada salladım. "İzninizle, küçük bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor." Onlara herhangi bir şey söyleme ya da sorma şansı vermeden hızlı adımlarla masadan uzaklaştım. Masaya en uzak olan ve restoranın en sessiz olan yerini bulmam gerekiyordu. Ben de tercihimi terastan yana kullanmaya karar verdim. Terasa çıkar çıkmaz yüzüme çarpan ılık rüzgarla istemsizce iç çektim. Terasta biraz uzağımda bir adam ile kadın vardı. Adam bir yandan sigarasını içerken diğer yandan da kadının ona anlattıklarını dikkatle dinliyordu. Onların en konuştuğunu duyamayacak kadar uzaktaydım.
Sırtımı demirliklere verdim. Telefonun ekran kilidini açtıktan sonra rehbere girerek Ilgaz'ın ismini buldum. Baş parmağım tereddütle de olsa isminin üzerine tıklayarak aramayı başlattı. Telefonu kulağıma dayarken oldukça gergindim. Telefon defalarca kez çaldı. Telefonu açıktı. Daha on dakika önce aktif değil miydi bu adam? Belki de bir anda işi çıkmıştı. Ya da telefonu sessiz de olduğu için duymuyor olabilirdi. Kimi kandırıyorum ki? Ilgaz isteseydi çoktan telefonumu açmış olurdu. Yavaştan dolmaya başlayan gözlerimi art arda kırptım. Tam telefonu kapatmak üzereyken öbür taraftan uzun zamandır duymadığım o tanıdık sesi duydum. "Efendim?"
"Ilgaz? Yanlış bir zamanda mı aradım?" Baş parmağımın tırnağını stresle dişledim. Merakla ne diyeceğini beklerken onun tarafından birkaç hışırtı sesi geldi ardından onun sesi. "Evet yani hayır. Telefonum sessizdeydi. Başsavcının yanına kadar girmiştim." Nedensizce rahatladım. Omuzlarımı düşürerek tamamen arkama yaslandım. "Anladım." Sanki ikimizde hiçbir şey yaşanmamış gibi konuşuyorduk. Belki de böylesi ikimiz için de en doğru olanıydı. "Sen ne yapıyorsun?" Gözlerimi bulunduğum alanda gezdirdim. Ona bu durumdan haber etme şansım olmamıştı. "Ben ne yapıyorum? Güzel soru. Şirketteyim." Gergince ayağımla ritim tutturdum. İlk birkaç saniye Ilgaz'dan ses çıkmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanımdaki Yalancı
ChickLit(Eski adı: Mafya ve Savcı) Sabahları Savcı, geceleri Mafya olan bir adam; Ilgaz Yargıç. Dürüst, güvenilir, başarılı bir Savcı; İzgi Erçin. "Beni daha ne kadar kandırabilirsin diye düşünürken her seferinde yere çakılıyorum. Sana güvenmemi istiyorsu...