"Herkes,
Herkessiz yaşar."🍂
Trendeki Çocuk ;
-"Oğluşum şunu da teyzene götürüver sana zahmet." Diyordu annem, elindeki koca çantayı bana doğru getirerek. Elimin zaten dolu olduğunu görmüyordu sanki.
-"Anne çok ağır oldu; zaten spordan yeni geldim, çok ağır bunlar, vallahi şuraya düşüp kalacağım birazdan." Diye hayıflandım. Bıraksalar ağlardım da erkek adama yakışmazdı ağlamak.
-"Ay bir de bayıl Abi." Diyerek yanıma yaklaştı Melisa. Kapıya dayanmış sinsi sinsi gülüyordu.
Herkes kardeşiyle böyle miydi, zira biz kardeşimle tabir-i caizse kedi köpek gibi kavga ederdik.
Teyzeme gideceğime bin pişman olmuştum, keşke zamanı birkaç dakika geriye alsaydım da anneme, teyzeme gideceğimi söylemeden çıkıp gitseydim.
-"Sporu boşuna mı yapıyorsun annem, o kaslı kollarınla hemencecik götürüverirsin sen." Dedi cilveli bir ses tonuyla.
-"Anne beni gaza getirme." Dedim bir yanım isyan ederken diğer yanım anneme gülümsüyordu.
-"Sen gazla mı çalışıyorsun abi?" Bir insan nasıl abisiyle böyle konuşurdu ki? Utanmazdı bu kız, arsız şeytan.
Elimdeki valizle yere çöktüm ve şakaklarımı ovaladım.
-"Kalk feriha, bir gören olucak." Dedi gülerek, annem eliyle sus işareti yaparken bile Melisa'nın aptal şakalarına gülüyordu.
-"Melisa beni ayağı kaldırtma." Dedim başımı kaldırmadan, hala şakaklarımı ovuyordum.
-"Hadi Saraç, kalk! Geç olacak, gidemeyecesin."
Yavaş hareketlerle, sitem ede ede ayağı kalktım. "Bu eve ne zaman gelsem zararlı çıkıyorum."
Annemin uzattığı çantayı valizin üzerine koyarak kapıya doğru ilerledim. Gören taşınıyorum sanardı, gerçi hangi erkek bu kadar çok çanta taşırdı ki? Cevap veriyorum, hiçbir erkek. Erkekler maximum şu elimdeki çantayı doldurur öyle seyehat ederler.
-"Abi erken gelde Vincenzo dizisini bitirelim artık."
-"Yorgun olmazsam izleriz, akşam."
-"Ya hep böyle yapıyosun, izlerken uyuyakalıyorsun sonra da bensiz izleme diyorsun. Merak ediyorsan geç kalma." Dedi ve kapıyı suratıma kapattı.
Şuan onunla tartışamayacak kadar yorgundum. Bir an önce bunları teyzeme bırakıp eve gelmek istiyordum. Gideceğim 3 durak şuan gözüme o kadar uzak gelmişti ki.
Bir dolmuş yapıp marmaraya gittikten sonra gelen ilk trene bindim. Bebek arabası veya engelli arabası koyulan boşluğa eşyalarımı koydum, şuan boş olduğu için koymuştum.
Gelir gelmez ilk farkettiğim şey sürekli hıçkıran bir kızdı, eminim herkes bunu farketmiştir.
Turuncu saçlı, koyu pembe pijamaları olan bir kız başını demire yaslamış ağlıyordu. Masmavi gözleri kızarmış, kan çanağına dönmüştü. Hayatla bağlantısını kesmiş, yalnızca ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rönesans
Teen Fiction"Bitti." dediğiniz an her şeyin başlangıcı olabilir mi? Olabilir, mucizelere inanın ^^ Gözlerimi açtığımda karanlık bir gökyüzü ve ağaçlar ilk görüş alanıma giren şeylerdi, birde bir kafa. -"Uyandın mı?" Dedi tanıdık bir ses. -"Ben ölmedim mi?" Di...