Mazi -9-

2.1K 159 70
                                    

"Pek çok şeyin,
Bambaşka olmasını isterdim."

🍂

-"17 yaşındaydım, onu tanıdığımda. Her şey harika gidiyordu, sevgili olduk derken okumamı istemedi." Bu söyledikleri kocaman gözlerimi açmama sebep olsa da susup dinlemeye devam ettim. Umarım kabul etmemişsindir Melis. "O kadar ikna edici konuşuyordu ki, liseyi bitirip evlenmek mantıklı geldi. Lise bitti ve ben onun askerden dönmesini bekledim falan derken 19 yaşıma girdim. Hazırlık yaptık küçük bir nişan yaptık falan tabi babamda yurtdışında olduğu için bize gayet güzel bir imkan sundu. Herkes çok karşıydı fakat ben mutluydum bu yüzden kararıma saygı duydular. Biz nişanlandık ve ben bir süre sonra aldatıldığımı öğrendim, beni sevmediğini tek derdinin para olduğunu söyledi. O zamanlarda abim Betül'le çıkıyordu."

Saraç'ın bi eski sevgilisi olduğunu öğrendim derken Melis'in kafasına bir şey fırlatılınca aynı anda dönüp Saraç'a baktık. Melis kafasını tutmuş "Ne yapıyorsun abi ya?" Diye sitem ediyordu.

-"Beni karıştırmadan anlat." Dedi Saraç, ardından bilgisayarla uğraşmaya devam ettim.

-"Abim havuç kafaya çok aşıktı, havuç kafa onu terketti." Dediğinde Betül'ün de benim gibi turuncu saçlı olma ihtimalini düşündüm. Acaba Betül'le saçlarımız aynı renk diye mi bana yardım etmişti?

Kabul ediyorum, çok saçma bir düşünce ama olabilir ki... neden olmasın?

-"Melisa kalkarsam dayak yersin." Diyordu bize bakmadan. "En azından aldatılmadım." Diye de ekledi.

Melis gözlerini devirip konuya devam etti. "Neyse Aşkım sonra ben de abim de tekmeyi yiyince, buraya taşındık."

-"O kadar detaya girdin intihar etmeye çalıştığın kısmı da anlat gerizekalı, arkadaşına mallıklarından bahset biraz." Kaşlarımı çattım, Melis de benim gibiydi. Öldüğünde kurtulacağını sanmıştı. "Hoş, arkadaşının da senden pek bir farkı yok." Ağzının içinden söylemişti ama duymuştum.

Melis'le birbirimize baktık. "Önce sen anlat, sen neden intihar etmek istedin. Abim anlatmadı ama ben anladım. Gözlerinden anladım, buraya geldiğinde üzerinden hala atamadığın o korkudan anladım." Diyordu. O benim hikayemi, bende onun hikayesini merak ediyordum. Benim hikayemi yalnızca Melis merak etmiyordu anlaşılan. Saraç bana dönmüş, anlatacağım şeyi dinlemek için bana bakıyordu.

-"Ben küçükken yani küçüklüğümden beri mahallemde hatta evimizin yanındaki evde oturan bir çocuğa aşıktım." Diye başladım sözlerime. İkisi de meraklı gözlerle bana bakıyordu. Öyle süslü bir aşk hikayem yoktu ama can yakıcıydı. Ona aşık olduğumu söylediğimde bile canım yanmıştı. "Aynı okullarda okuduk hep.. hep yanımdaydı, yanıbaşımdaydı. Onu sevdiğimi herkes biliyordu; annem, babam, arkadaşlarım, hatta bütün mahalle sakinleri." Acı dolu gülümsedim. "O da biliyordu. Küçükken hiç bir karşılık beklemiyordum, çocuk aklıydı işte sevsem yeterdi sanmıştım. Ben sevince benim oldu sanmıştım. Büyüdüğümde farkettim, benim olması için hislerimin karşılıklı olması gerekiyormuş."

Melis kısık bir tonda sordu. "Hislerin karşılıklı mıydı peki?"

-"Cık.. değildi. İlk üniversite sınavına gireceği zaman babasını kaybetti sonra evlenmek istemediğini, annesini yalnız bırakamayacağını söyledi. Bir gün evlenmek isteyeceğini biliyordum. Ümidimi kaybetmeden bekledim. İlk kez ondan uzak kaldım, buraya geldim. " derin bir nefes aldım. "İşte o gün, nişanlanacağını öğrendim." Dedim.

Saraç tepkisiz bir şekilde suratıma bakarken, Melis kaşlarını kaldırmış hayretler içersinde beni izliyordu. "O asla benim olmamıştı ama onu kaybetmek kalbimi kırdı." Dedim acı bir gülümsemeyle. Devamı intihardı. Derin bir nefes aldım. "Pek çok şeyin, bambaşka olmasını isterdim." Dedim.

RönesansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin