-33-

1.8K 133 31
                                    

🍂

-"Ya uyanın artık, Allah kahretmesin sizi. Yok, bende suç zaten. Ne diye dünyanın en üşengeç, en pasaklı, en uykucu insanlarıyla eve çıkarsın ki?"

-"Aden!" Dedi Dila. Gözlerimi aralayıp ona baktım. "Kime diyorum ben?"

-"Neyi kime diyorsun?" Dedim afallayarak.

-"Siz ciddi ciddi hala uyuyorsunuz." Dedi şaşkın bir ifadeyle. "O zaman uyandırayım da öyle söyleneyim." Dedi ve odadan çıktı.

Arkadaşlarımın tam bir çatlak olduğundan bahsetmiş miydim?

Dila'nın tiz sesine katlanamayıp yataktan kalktım. Normalde erken uyanan biriydim fakat tedaviden sonra böyle geç uyanmalarım oluyordu. Banyoya ilerleyip önce elimi yüzümü yıkadım. Daha sonra halihazırda olan sofraya oturdum.

Kızlar da söylene söylene sofraya oturdular. Belinay birkaç dakika boyunca öylece sofraya baktı, hala uyanamamıştı anlaşılan.

-"Dünya dan Belinay'a." Dedim elimi gözünün önünde sallayarak.

-"Belinay error şuan. Daha sonra tekrar denemeyiniz. Bidaha sabahın köründe de uyandırmayınız!" Dediğinde kıkırdamaya başladık, Dila hariç.

-"Alıştın tabi sen istediğin saatte uyanmaya. Aden hastaydı, bizde depresyondaydık ve yatıyorduk. O günler geçti gitti, geride kaldı. Devir, erken uyanma devri." Dedi Dila. Bunu söylerken ciddi olması daha şaşırtıcıydı.

Kapı çaldığında herkes bana baktı. "Ben niye açıyorum?" Dedim şikayet edercesine.

-"Kapıya en yakın kişi sensin." Dedi Melis.

Gözlerimi devirip masadan kalktım. 1 santimetrenin hesabı yapılıyordu resmen. İçimden söylene söylene kapıyı açtığımda karşımda Saraç'ı görmemle bütün söyleyeceklerim ağzımda kaldı.

-"Günaydın Yavrum, annem şeker lazım dedi de..  seni almaya geldim."

-"Yaa Saraç." Dedim kollarımı boynuna sararak. "Günaydın da, nereye böyle?" Diye sordum. Hepimiz yeni uyanmış, pijamalarla dururken o yine motorcu tarzıyla karşımda duruyordu.

-"Bizim davarlara ekmek almaya gidiyorum." Dediğinde kıkırdadım.

Kollarımı boynundan uzaklaştırıp yüzüne yaklaştım. "Geleyim mi bende?"

-"Gel." Dedi istekle dudaklarıma bakarken.

Birkaç saniye gözlerine baktıktan sonra portmantodan montumu aldım. Evet, pijamalarla gidecektim.

-"Biz bakkala gidip geliyoruz." Dedim mutfağa doğru.

-"Sana atacağım malzemeleri de alsana, bugün börek yapacağım." Dedi Dila.

Onu onaylayarak dışarı çıktım. Birlikte asansöre girdik. Karşılıklı durup, sırtımızı arkamızdaki demirlere yaslamıştık.

-"Nasıl hissediyorsun?" Diye sordu. Yoğun bakışları gözlerimde geziniyordu.

-"Çok iyi." Dedim gülümseyerek. Emin olmak istercesine gözlerime bakınca tekrar konuştum. "Eğer yalnız olsaydım çok zor olurdu, şimdi siz varsınız hiç yalnız değilim. 2 dakika bile yalnız kalmıyorum." Diyerek açıklama yaptım.

Bu açıklamam onu rahatlatmış ve gülümsetmişti. Kapı açılınca ikimizde çıktık, koluna girdim.

-"Bir şey soracağım." Dedim usulca.

-"Sor." Dedi benden yana çevirdi bakışlarını.

-"Hastanede yediğim kurabiyeleri sen mi yapıyordun?" Dedim merakla. Hafızamı kaybettiğim o 1 hafta da defalarca kez kalpli kurabiye yemiştim.

RönesansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin