Bağımlı -29-

1.6K 126 52
                                    

"Belki de fiziksel olarak canım yanıyordu ama kalp acım onu bastırıyordu."

🍂

-"Kaan?" Dedi Buğra. Telefondaki kişiye.

-"Kanka bi ilaç var elimde." Dedikten sonra bakışları bana döndü. "Uyuşturucu olduğundan şüpheleniyoruz."

Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Damarlarımdan akan kanın akışını hissediyordum sanki. Bütün vücudum karıncalandı. Şok olmuş vaziyette Buğra'nın gözlerine baktım.

Zaman durdu, etraftan somutlandım. Sadece ben ve Buğra'nın elinde tuttuğu ilaç kutusu vardık. Dakikalar geçti gözlerimi 'Majezik' yazısından ayırmadım.

-"Kanka 2-3 defa kullanmış." Dedi Buğra.

-"Kutunun içinde, ilaç şeklinde... majezik kutusu." Dedikten sonra telefonu hoparlöre alıp masaya bıraktı.

-"İlk kullandığında ne hissettin?" Diye sordu telefondaki erkek sesi. Birkaç saniye sustum, bana sorduğunu farkedince düşünmeye başladım.

-"Ellerim titriyor ve avuçlarım terliyordu, bu yüzden kullandım." Dedim.

-"Ondan önce kullanmış olmalısın." Dediğinde başımı olumsuz anlamda iki yana salladım.

-"Hayır. Okuldaydım, ellerim titriyordu, avuç içim terliyordu o yüzden verdi." Dedim. Herkesin bakışları üzerimdeyken aşırı gerilmiştim.

-"Ellerinin titremesi ve avuç içinin terlemesi uyuşturucunun bir etkisi. Daha önce almışsın ve bütün vücuduna yayılmış, almadığın zaman da ellerin titrer, avuç için terler." Dedi. "Eğer 36 saat içinde almazsan krize gireceksin."

-"İlk ne zaman aldın?" Diye sordu Buğra.

-"Betül'ü dövdüğüm gün."

-"Dün değil ondan önceki gün." Dedi Buğra. "Ondan önce de Bara Güneyle gittin. O gün vermiş olmalı." Dedi Buğra.

-"Hayır o gün vermedi, sadece içecek içtim." Dediğimde Saraç'ın nefes seslerini duyuyordum. Korkuyla başımı ona çevirdim. Çenesi kasıldı, gözlerinden ateş çıkıyordu.

Herkes sessiz sedasız, korku ve endişeyle karışık duygular içinde bana bakıyordu.

-"İlaç içmediğinde nasıl hissediyorsun?"

-"İştahım kapandı, gözlerim kızarmaya başladı. Soğuk soğuk terliyorum, ellerim titriyor, avuç içim terliyor." Dedim.

-"Çok asabi, gergin ve dalgın." Diye de ekledi Saraç.

-"Uyuşturucu olma ihtimalı çok çok yüksek. Derhal tedavi olması gerekiyor kanka. Sadece 1 kez alması bile onu bağımlı yapar."

Korkuyla ağlamaya başladım. Saraç kollarını bedenime sardı, saçlarımı okşadı. "Atlatacağız birlikte. Her şey geçecek ve ben o oruspu evladını öldüreceğim, sen iyileşince bunu yapacağım!" Dedi sert bir ses tonuyla. Melis ağlayarak yanıma geldi.

Korkuyordum, çok korkuyordum. Ne derdim aileme? Çok üzülürdü annem, babam hayal kırıklığına uğrardı. Bana çok güveniyordu babam, artık güvenmeyecekti bana. Şimdi ne olacaktı, uyuşturucu görsem tanımayacak biriydim ben.

Giray ve Adar geldi, Bulut geldi. Buğra karşımdan elimi tuttu. Yalnız değildim ama boşlukta hissettim kendimi. Bir şeyler söylüyorlardı fakat duymuyordum.

Saraç yüzümü avuçlarının içine alıp yüzüme baktı. Kızarmıştı gözleri, oda ağlamıştı. O kadar vahim miydi durumum? Onu ağlatacak kadar kötü mü görünüyordum?

RönesansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin