🍂
Eve geldiğimizde yorgunluktan ölüyorduk. Hiçbir şey yapmamakta yoruyordu yahu.
Annem hala düğündeydi, biz takıları takıp gelmiştik, bu kadarı kâfiydi. Çocukları alıp bize getirdim.
Herkes salonda otururken ben kıyafetlerimi değiştirdikten sonra direkt mutfağa geçip çay koydum.
Salonda yükselen "Ooo!" Sesleriyle, koşarak salona gittim. "Ne oldu, ne kaçırdım ben?"
-"Buse ve Buğra evlenmişler." Dedi Adar.
-"Ne, oha, yok artık, hadi canım, siktir, saçmalıyorsun." Bütün kelimeleri hızlı hızlı sıralarken Buğra beni susturacak sözcükleri söyledi.
-"Saçmalama, çıkıyoruz sadece."
-"Aynı şey." Diyerek araya girdi Giray. "Çıkan çıkana, benden habersiz iddiaya falan mı girdiniz ne oluyor?"
-"Çocuk yapsak, benden habersiz nasıl çocuk yaparsınız diye yana yakıla ağlayacaksın herhalde." Dedi Bulut.
Giray anında yumuşayıp bakışlarını Bulut'a çevirdi. "Ha çocuk diyorsun, neli?"
-"Çilekli gerizekalı, ne demek neli?"
-"Cinsiyetini sormak istedi arkadaşımız." Dedi Adar, Giray'ı düzeltmek istercesine.
-"Sanane lan, yürüyen TDK mısın sen?" Diyerek sitem etmeye başladı Giray.
-"Evet ama sadece sana yürüyorum." Dedi Adar.
-"Yiaa şapşik." Dedi Giray, oturmuş olan Adar'ın bacaklarının üzerine oturup kollarını onun boynuna sararak.
Onları görmezden gelerek bakışlarımı Buğra'ya çevirdim. "Hayırlı olsun o zaman, bunu kutlayalım." Dedim gülerek. Adımlarımı Buse'ye doğru attığımda ayağı kalktı ve ben kollarımı ona sardım.
-"Sizi seviyorum, canımın en içleri."
Daha sonra ben Buğra'ya sarılırken herkes birbiriyle sarılmaya başladı.
Bu güzel günü, küçük bir kutlamayla bitirdik.
🍂
21 Mayıs//
Kürşat Bayır;
Birkaç gündür Buğra'nın doğum günü için bir şeyler düşünüyorduk. Çağrı'nın düğününden sonra tekrar Eskişehir'e dönmüşlerdi.
Orada da olsalar, sürekli iletişim halindeydik. Kızlardan başka kimseyi sevmeyen küçük kardeşim, koca bir arkadaş grubuna sahipti ve onun sayesinde bende güzel arkadaşlıklar kurmuştum.
Saraç, çok delikanlı çocuktu. Saftı, merhametliydi. Onu ilk tanıdığım zamanlarda araları pek iyi olmasa da ben onu ilk kez görmeme rağmen kanım kaynamış, güvenmiştim.
Bulut, en mantıklı ve grubun abisi konumundaydı. Sakindi ve düşünceliydi. Ondan çok iyi dost olmuştu bana.
Buğra, koca adam. Kalbini yediğimin yiğidosu. Sessizdi, sakindi ama çok büyük bir kalbe sahipti.
Giray ve Adar, en sevdiklerim ve en çok eğlendiklerim. Yaptığım her şeye gülen ve üzerine espri yapan şebeklerdi. Sanırım en çok onlarla anlaşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rönesans
Novela Juvenil"Bitti." dediğiniz an her şeyin başlangıcı olabilir mi? Olabilir, mucizelere inanın ^^ Gözlerimi açtığımda karanlık bir gökyüzü ve ağaçlar ilk görüş alanıma giren şeylerdi, birde bir kafa. -"Uyandın mı?" Dedi tanıdık bir ses. -"Ben ölmedim mi?" Di...