Bölüm 2

39.9K 1.7K 141
                                    

İşe yine son dakikada yetişmiştim ve bu, benim sevgili arkadaşım için yeterli değildi.

"Güneş" dedi, ben ofise adımımı attığım ilk dakikada, sinirli ses tonuyla ve gözleri sinirden çakmak çakmak olmuş, beni gözüyle yakmaya çalışırken. Beni azarlamaya başlamadan hemen önce konuşmayı ele aldım.

"Merve" dedim yakınır ses tonumla, mevsimliğimi üstümden çıkarırken, "açım, henüz uyanamadım ve dinlemeye bile üşenir haldeyim. Şu toplantıyı atlattıktan sonra etraflıca konuşsak olmaz mı?"

Yavru köpek bakışlarımla bu konuşmada bana yardımcı olmasını beklediğim özelliğimdi. Bana dayanamazsın sen.

En azından eskiden dayanamazdın.

İfasesindeki sertlik, ısrarla aynı şekilde kalmaya devam ediyorken, ne yapacağımı bilemedim.

Lanet karı, ne yapayım daha. Bak hala kötü kötü bakıyor. "Lütfen" dedim ellerimi birleştirip boyun altıma sıkıştırırken. Merve ise bu hareketimden sonra ellerime vurdu ve bulundukları konumdan çıkmalarını sağlarken sırıtmaya başladı. Ciğerini biliyorum ben senin köpek.

Merve, benim üniversite arkadaşımdı. Şimdi aynı yerde çalışıyorduk ve aramızda sözsüz bir dile sahiptik. İlk iki yıl yurtta aynı odada kalmıştık. İlk yıl özel olsa da ikinci yıl devlet yurduna çıkmıştık ve bu kısımda tuvalete bile beraber gittiğimiz zamanlar olmuştu, ki bu kısımda kesinlikle mecaza baş vurmuyorum. Ortak banyolar sağ olsun, odacak bile beraber tuvalete gidebiliyorduk. Bir de orada muhabbet ederdik. Neyse konumuz bu değil.

Son iki  yıl da beraber eve çıkmıştık ve sonra da beraber mezun olmuştuk. Tabi sonra da şu an çalıştığımız şirkette işe başlamıştık. İnanoğlu Holding. Sizce de havalı bir isim değil mi? İnsanı inandırmaya yöneltiyor.

Biz, yani Merve ben mühendistik. Bir kadın olmamızın tersine  fazlaca erkeksi bir bölüm olan elektrik elektrik mühendisliği okumuştuk. Ve şimdi de sınıfımızda olduğu gibi bolca erkeğin arasında çalışıyorduk. Ve biz bu durumdan pek de şikayetçi değildik. Bu kadar erkek arasında kaldıktan sonra, insan ister istemez erkekleşmeye başlıyordu. Tamam, bıyık bırakıp at yarışı ya da iddia oynamıyorduk ama kızları süzüyor, arabalara ilgi duyuyor, kahvehane oyunları üzerine derin bir bilgiye sahip oluyorduk. Ve tabi ki kalaslaşmaya başlıyoruz. Yani, bir yerden sonra romantiklik sizi sıkmaya başlıyordu. Seven adam kıskanır diyordunuz ve erkek muhabbetini anlayabiliyordunuz.

Kısacası beynimizin %90'ı erkekçe çalışıyor.

*

"Staj için ayarlanan adaylarla bu sene de Güneş ilgilensin. Geçen sene gayet iyi idare etti" dedi Salih Abi.

Salih Abi, bölümün sorumlularındandı ve görevlendirme kısmında önerileri o sunar, biz de uyardık. Bu tarz toplantılar da sadece bize haber verilmek amaçlı yapılırdı. Tabi sözlü olarak da kabul ettiğimizi bildirmek zorundaydık.

Tüm bölüm bu konuda Salih Abi'ye katıldıklarını belirttikten sonra ben de sessizce onlara katıldığımı bildirdim.

"Siz de uygun görüyorsanız benim için uygundur" dedim en ciddi ses tonumla. On beş dakika sonra dalga geçecektim ama şu an ciddi olmak zorundaydım.

"Pekala sende kabul ettiğine göre kayıtlara geçiyorum. Bu yıl staj sorumlusu, Güneş Uyar'dır arkadaşlar" dedi Salih Abi ve sonraki konuya geçti. Ben de adım geçmediği için uyumaya devam ettim. En azından bilinç olarak uyuyordum.

"Geldik" dedi Merve benim yarı uyur halimi gördüğünde. Ben toplantı masasında, boşluğa bakarak oturuyordum ve toplantı bitmişti.

"He?" dedim kendime gelerek. Neden böyleyim ben ya?

Anlaştık mı? -Night Serisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin