Bölüm 27

23.8K 1.3K 49
                                    

Çınar'la onun evine geldiğimizde sanki kendi evimde gibi hissetmiştim.  Aslında bu çok saçmaydı ama sanırım onun benim evime yerleşmeye çalışmasından kaynaklanıyordu bu durum.

Ben hızla ayakkabılarımı çıkarıp merdivenlere koşarken o da arkamda anahtarları portmantoya bırakıp ayakkabılarını sökmeye başladı.

"Ne giymem gerek? Resmi bir yemek mi? Parti gibi bir şey mi? Ya da kokteyl?" diye hızlı hızlı sorduğumda o da bana bıkmış bir ifadeyle baktı.

"Ben takım giyeceğim ama bir lokantada yemek yiyeceğiz. Çok resmi olmayan bir iş yemeği" dedi ve omuz silkti. O ayakkabılarını ayakkabılığa koyarken ben de merdivenleri tırmanmaya başladım.

Odaya girdiğimde dolabın kapağını açıp ne giymem gerektiğini düşünürken yatağa oturdum. Düz bir elbise giysem yeterdi aslında. Mesela şu siyah olanı. Ya da koyu yeşil olanı. Ya da bordo? Buradaki her elbise az çok aynı şekildeydi zaten.

Ben hala yatakta otururken birden kapı açıldı ve Çınar kafasını içeri uzattı. Ben şaşkınca ona bakarken benim yatakta oturduğum görüp bir anlığına şaşırdı  sonra eline aldığı kravatlarla içeri girdi.

"Girebilirim değil mi?" dedi ben ona ters bir şekilde bakarken. "Malum burası benim evim" dedi her zaman ona evimde yaptığım gibi. Ona göz devirdim bu hareketinden dolayı.

"Girdiğin için bu saçma soruna cevap vermeyeceğim" dedim ve elindeki yeşil ve siyah iki kravata döndüm. Aklıma seçmeye çalıştığım elbiseler gelince kaşlarımı çatıp yerimde daha da dikleşerek konuştum.

"Sen bir kızın odasına kapı çalmadan nasıl giriyorsun? Ya giyiniyor olsaydım?"

Dediğim şeyle beraber yüzünde biraz sinsi, biraz çapkın bir gülüş belirdi.

"Aslında öyle bir şeye denk gelirim diye bayağı umutluydum" dediğinde yerimden kalktığımda ellerimi belime bağladım. O ise bu halime bir kahkaha attıktan sonra uzanıp bana sarıldı.

"Bırak beni pis sapık" dedim sinirle. O ise hala gülmeye devam ediyordu. "Yahu adam, bir git" dedim sarılması iyice sıkılaştığında. "Kemiklerimi kırarak mı beni öldürmeye çalışıyorsun?" dedim en sonunda hareketsiz kalarak. Bu dediğimden sonra tutumunu gevşetse de beni bırakmadı.

"Bir an diğer kızlar gibi oldun sandım" dedi hala bana sarılmaya devam ederken. Ben yine hangi saçma sebebe takıldığını düşünürken, "şu elbise konusunda" dedi.

"Ben de bir an korktum" dedim kıkırdayarak. O da gülerek bana tekrar sıkıca sarıldı. Sarılmasından gram rahatsız olmasam da ona bu kadar yakın olmanın verdiği garip hisle saçmaladım.

"Öldür de kurtulayım Çınar"

Aferim kızım. Bir erkek nasıl kaybedilir, diye ders çıkarsalar profesör olarak seni çağırırlar!

Benden ayrıldığında saçma bir şekilde yaptığıma pişman olsam da bir adım geri çekildim.

"Sen ne için gelmiştin?" dedim tekrar ona sarılmamak için kollarımı göğsümde birleştirirken. O ise elindeki kravatları bana uzattı. Elindeki kravatları aldığımda yatağıma yattı.

"Ne yapayım bunları?" dedim elimdekilere bakarak.

"Çeyizine koyarsın diye verdim" dedi başını kaldırmadan. "Ne yapabilirsin Güneş? Seç diye verdim"

Ona yüzümü buruşturdıktan sonra dolaba döndüm. Yeşilin tonları aynı olduğu için dolaptan yeşil elbiseyi çıkarıp onun üzerine attım.

"Yeşil"

"Yoşol" dedi üzerindeki elbiseyi atıp yatakta oturur pozisyona geldiğinde.

"Seçtim işte çık odadan giyineceğim" dedim elimdeki kravatları da uzatırken. O ise geri gidip sırtını yatak başlığına dayadığında çirkinlik yapacağını anladım.

Anlaştık mı? -Night Serisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin